| Konu: | Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 05.03.2022 |
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün görüştüğümüz kanun teklifi Genel Kurula nasıl geldi? Cumhurbaşkanının yüce Meclisi yok sayarak çıkardığı kanun hükmünde kararnamenin Anayasa Mahkemesi tarafından bozulmasıyla gündeme geldi. Yasal süre doluyor diye alelacele getirildi bu teklif. Öncelikle bu gösteriyor ki Meclisin üstünde hiçbir gücün olmaması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, peki, dünyanın kullanımından vazgeçtiği ve zararlarına şahit olduğumuz nükleer santral neden gündeme geldi? Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını ve enerji güvenliği sorununu ortadan kaldırma iddiasıyla AKP tarafından Türkiye'nin gündemine getirilip dayatıldı oysa Mersin'de, Akkuyu'da yapılan nükleer santral aslında enerjide dışa bağımlılığı azaltmadığı gibi enerji güvenliğimizi Rus devletine bırakıyor. Türk topraklarında başka bir devlete böyle bir güç vermek kabul edilemez. Mülkiyeti tamamen Rus devletine ait olan ve yakıtının da Rusya'dan temin edileceği böyle bir santralin enerji güvenliği sağlamasından bahsedilebilir mi? İşte, yanı başımızda olanları görüyoruz. Rusya, Ukrayna topraklarını deyim yerindeyse işgal etmiş ve orada kurulu bulunan nükleer enerji santrallerinin kontrolünü ele geçirmiş; siz, savaş olmadan veriyorsunuz. Dünyanın en riskli ve bir o kadar da tehlikeli bulduğu; çevresine radyasyon etkisi bıraktığı; faunaya, floraya, çevreye ve doğaya zararlı olduğu ve soğutma suyunun denize deşarj edildiğinde deniz suyu sıcaklık ortalamalarını yükselttiği bilinen bir santralin dünyanın en güzel koylarından birine yapılması kabul edilemez; bir Mersinli olarak ben asla kabul etmiyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, evet, bir Türk vatandaşı olarak ülkemizin enerji bağımsızlığının şart olduğunu ve enerjide dışa bağımlı olmamamız gerektiğini düşünüyorum. Peki, AKP ne yapıyor? Akkuyu'da tamamen işletme hakkı Rus devletine ait olan bir nükleer enerji santrali yapıyor. İktidar, enerji güvenliği ve enerji bağımsızlığı masalı uydurmuş, yerli ve millî enerji naraları atıyor. Bu santral sizce yerli midir, millî midir? Bu santrale "Yerli ve millîdir." diyen bence yalan söylüyordur. Eğer siz diyorsanız siz yalan söylüyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Nükleer santralin yapıldığı bölge olan Akkuyu ve Mersin, muz, çilek, avokado ve narenciye üretiminin yaygın olarak yapıldığı ve tarım ürünleri ihracatında ülkemize en fazla katkı yapan bölge. Bu bölgede yetiştirdiğimiz ürünlerin üzerine artık "Radyasyon etkisi alanında yetişmiştir." ibaresi yapıştırmamız gerekiyor. Burada üretilen ürünlerin insanlarımıza tükettirilmesi, yurt dışına satılması artık bence hayal olacak. Bu bölgede turizmi nasıl geliştireceğiz? Siz nükleer santral olan bir bölgede gelip tatil yapar mısınız, tarihî ve kültürel yerleri gezip nükleer santralin soğutma suyunda yüzer misiniz, bizim köylü deyimiyle orada çimer misiniz, yıkanır mısınız? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, temiz enerji kaynakları varken, güneş gibi bir potansiyel orada duruyorken hâlâ kömür peşinde koşmak, nükleer peşinde koşmak akıl işi mi? Size kim bu aklı veriyor?
AHMET AKIN (Balıkesir) - Rusya, Rusya veriyor.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Ülkemizin elektrik tüketimi yılda 330 milyar kilovatsaat. Bakın, sadece güneş enerjisi olarak 380 milyar kilovatsaat potansiyelimiz var. Enerjide yüzde 70 dışa bağımlıyken bir de bu yatırımla enerjide ülkemizi Rusya'ya mahkûm bırakmak bir beka sorunudur. Güvenli enerji diye nükleer santrali pazarlamaya çalışmak bu milletin aklıyla alay etmektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Tamamlıyorum Başkan.
Elimizde temiz enerji kaynakları varken bunları kullanmayıp çevreyi ve bölgeyi kirletecek, perişan edecek böyle bir projede ısrar etmek, aslında ülkemizi dünyadaki diğer ülkelerin çöplüğü hâline getirmek isteyen AKP zihniyetinin ürünüdür. Sayın Burhanettin Bulut'un bahsettiği gibi Adana'yı, Mersin'i, Çukurova bölgesini çöplük hâline getirmek isteyenlerin zihniyetidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Buradan yüce Türk milletine sesleniyorum: Az önce Sayın Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel'in de dile getirdiği gibi, denetleme kurulunda bu işin eğitimini almış, liyakatli insanların görevlendirilmesiyle alakalı doğru, düzgün; ülkemizin birliğini, bütünlüğünü, millî imkânlarını gerçekten düşünen bir teklife "ret" oyu vermek ne Türklükle alakalı ne de ülkeyi sevmekle.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)