GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:66
Tarih:15.03.2022

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

14 Mart, genelde her 14 Mart geldiğinde burada, son dönemde, daha çok sağlık çalışanlarının ve hekimlerin problemleri gündeme geliyor ve ismi bayram, "Tıp Bayramı" diye söyleniyor. Eğer bir ülkede, bir meslek grubu, çalışanlar "bayram" denilen süreçte problemlerini aktarıyorsa, sorunlarını aktarıyorsa bayram yoktur. Ve biz, buradan, genelde problemleri gündeme getirdikleri için bütün sağlık emekçilerini ve hekimleri selamlıyoruz. Buradan bir diğer selam da sevgili Doktor İdris Baluken'e, bir diğer selam Doktor Selçuk Mızraklı'ya, bir diğer selam Hemşire Hülya Alökmen Uyanık'a... Bu arkadaşlarımız seçilmişlerdi, onurlu sağlık görevlerini yerine getiriyorlardı, her yerde "Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf edilmez." diyorlardı.

Değerli arkadaşlar, 14-15 Mart, bugün dahi sağlık emekçileri, hekimler "Görevdeyiz." diyor. Ve uzun bir süredir sağlık emekçileri "beyaz nöbet" dediler, "beyaz yürüyüş" dediler, "beyaz forum" dediler ve gelip Mecliste ziyaret ettiler, Çankaya Kapısı'nda açıklama yaptılar "Bizi dinleyin." dediler. Ve dört yüz doksan sekiz gündür, beş yüz gündür Sağlık Bakanı, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyiyle konuşmuyor. Beş yüz gündür, siz konuşmayacaksınız, dinlemeyeceksiniz; demokratik kitle örgütlerini, sivil toplum örgütlerini dinlemeyeceksiniz sonra da diyeceksiniz: "Biz bildiğimizi yaparız." Ve diyeceksiniz ki: "Beğenmeyen gitsin." Ve sonra, üç gün sonra, dört gün sonra kararı değiştireceksiniz. 14 Martla beraber aslında burada bizim söylediğimiz: Bu saygıyla beraber; gelin, ne söylüyorlar, araştıralım. Bu beyaz nöbetler niçin, beyaz yürüyüşler niçin? 500 bine yakın sağlık çalışanı var. Bu sağlık emekçileri ne istiyorlar? Şimdi, deniyor ki: "Para istiyorlar." Hayır, özlük haklarıyla ilgili emeklerinin karşılığını istiyorlar ama önce varlıklarına değer verilmesini istiyorlar, değer görmek istiyorlar. Ama siz sağlık kurumlarını işletme gibi düşünürseniz, siz sağlık kurumlarına gelen insanları müşteri gibi düşünürseniz; çalışanları da köle gibi düşünürsünüz, işçi gibi düşünürsünüz; sendikasız, özlük hakları olmayan bir sisteme dönüştürürsünüz ve ne olur? Hekimler, sağlık çalışanları yoksulluk sınırının altında çalışır.

Neydi büyük hikâye? "Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta dönüşüm..." Daha iki gün önce beni Kozluklu yurttaş aradı. Diyarbakır'da çocuğu yatıyor, menenjit geçirmiş, çocuğuna film çektirecek, üniversite hastanesinde yattığı hâlde film çekilmiyor. Sorduğumda, üniversite hastanesinin film çekilen yeri özelleştirilmiş. Birçok yerde özelleştirme yapmışsınız ve işletmeye dönüştürmüşsünüz. İnsanlar ameliyat olmak için üç ay, dört ay sonraya gün alıyor veya ameliyatla ilgili kullanılacak materyal olmadığı için "Git, cebinden al." Sizin yaptığınız dönüşüm, sağlıkta özelleştirmeydi; sizin yaptığınız dönüşüm, "Gidin, parası olan sağlığı daha iyi alabilir." Ama biz HDP olarak ilk günden beri neyi söylüyoruz? Eşit, erişilebilir, nitelikli, ücretsiz, ana dilinde sağlık hizmeti.

Sayın Cumhurbaşkanı dün ne dedi? "Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı, fiziksel, ruhsal, sosyal tam iyilik hâli olarak tanımlıyor." Aslında Dünya Sağlık Örgütü şu anda buna bir ek daha yapmış: "Siyasal olarak da tam iyilik hâli." Dünya Sağlık Örgütü ne diyor, biliyor musunuz? "Bir hastaya yirmi dakika zaman ayırmak lazım." Bakanlık ne diyor? "Önce beş dakikaydı, şimdi on dakika." On dakikada gelip kuyrukta bekleyeceksiniz -anamnez- hikâyenizi anlatacaksınız, muayene olacaksınız, gerekli tetkikleri isteyecek; bu, imkânsız bir şey.

Sağlıkta dönüşümle beraber nöbetler uzun, eğitim yok, özlük hakları yok; "döner sermaye" dediniz, "performans" dediniz; emeklilikte yok, hiçbiri emekliliğe yansımıyor. Bunlar istenildiğinde "Teröristsiniz, hainsiniz." deniyor. İnsanlar kendi haklarını istemeyecekler mi? İnsanlar koruyucu sağlığı istemeyecekler mi? Sağlıktaki bütün olumsuzluklar neye dönüşüyor? Şiddete dönüşüyor ve arkadaşlar, "şiddet" denilince cinayete dönüştü, insanlar katledildi. Neydi? Pandemide alkışladık, alkışladık. Ne oldu pandemide? Sağlıkta çalışan, yaşamını yitiren -518 kişi- insanlar oldu. Ne oldu? Yaşamını yitirenlerle ilgili herhangi bir şey yapmadık. "Meslek hastalığı olsun." dediler, meslek hastalığıyla ilgili herhangi bir işlem yapılmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

En son, neydi? Bütçe görüşmeleri döneminde Sağlık Bakanı geldi, arkada oturdu, bütün siyasi partilere ve Grup Başkan Vekillerine dedi ki: "Bu yasayı çıkartalım, sağlık çalışanlarıyla ilgili düzenlemeyi yapalım. Hekimler yurt dışına gidiyor, gitmesinler." Burada hep beraber çıkardık. Sayın Mehmet Erdoğan burada mı, bilemiyorum, ne dedi? Geri çekildi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Komisyonundan geri çekildi. Ne dediler? "Biz en kısa sürede bütün sağlık çalışanları için, 500 bin kişi için düzenleme yapacağız." 14 Mart, hiçbir şey yok. "Gitsinler, gitsinler."

Gelin, araştıralım. Biz sağlık çalışanlarına değer vermezsek, sağlık emekçilerinin sorunlarını konuşmazsak daha sağlıksız günlere gideriz. Daha sağlıklı günler yaşamak için halk sağlığından, toplum sağlığından yana olalım. Gerçek sağlık sorunları içinse siyasal çerçevedeki sorunları bulurken sağlık emekçilerine saygı gösterelim, onların eylemlerini de anlamlı bulalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)