GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:66
Tarih:15.03.2022

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 316 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, görüştüğümüz kanun teklifi Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Diyanet Akademisi kurulmasını düzenlemektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmek, din konularında toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli olarak -birilerinin ayyaş ve din düşmanı olarak göstermeye çalıştığı- Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 3 Mart 1924 tarihinde kurulmuştur. İlk Diyanet İşleri Başkanı da Millî Mücadele'nin kahraman hocalarından Ankara Müftüsü Rifat Börekçi'dir. Bu nedenle, kanunla ilgili konuşmama geçmeden, Türk Bayrağı'nın inmesine, ezanların susmasına müsaade etmeyen, Millî Mücadele'nin mimarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, kurtuluş mücadelesini başlatanların öldürülmesi fetvasına karşılık Ankara Fetvası'nı yayınlayarak Anadolu'yu Kurtuluş Savaşı'na çağıran ve varlık yokluk savaşımızı kazanmamızda büyük etkisi olan ilk Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi'yi ve Millî Mücadele'nin tüm kahramanlarını rahmet, minnet, saygı ve şükranla anıyorum.

Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığının yüz yıl içerisindeki değişimi tüm vatandaşlarımızın canını yakmaktadır. Cumhuriyetin ilk kurumlarının başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer tüm köklü kurumlarımız gibi, AKP döneminde ciddi bir erozyon ve yozlaşmaya uğramıştır. Kurtuluş Savaşı kahramanı Rifat Börekçi gibi bir Diyanet İşleri Başkanından "Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunan kazansaydı." diyen fesli bir meczubun ziyaretine giderek ondan feyzalan, başında oturduğu kurumun kurucusu ve özgürce dinini yaşadığı bu vatanın kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk'e üstü kapalı beddua eden, dinimize göre değil, siyasete göre fetva veren bu Diyanet İşleri Başkanına düşmüştür. Müslüman Türk milletinin vicdanını bu Diyanet İşleri Başkanı yaralamıştır. Göreve geldiği günden bu yana İstiklal Harbi kahramanlarına bir hayır duasını çok gören Diyanet İşleri Başkanına hatırlatmak isterim ki tarihte Atatürk'e düşman olup da Türk'e dost olan çıkmamıştır. Hayatını Türk dünyasındaki birliği savunmaya adayan Azerbaycan'ın mimarı rahmetli Ebulfez Elçibey'in dediği gibi "Allah'ın bahşettiği şerefi istemeyene biz zorla şeref verecek değiliz." (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu yüzden, Atatürk'ün kurduğu, Rifat Börekçi'nin bizler gibi mebus olarak görev yaptığı Gazi Meclisten Diyanet İşleri Başkanına sesleniyorum: Saray sofralarından kalk, zırhlı Mercedes'inden, özel jetinden bir an önce in, yüce Türk milletinden affını iste ve istifa et. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, ne yazık ki, Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı işlerden ziyade sürekli skandallarla gündeme gelmektedir. Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Türkiye'ye geldi, bizim Diyanet İşleri Başkanı ise Pakistan'a gitti. "Dünyanın süper gücü" olarak anılan ABD'nin Bakan Yardımcısı tarifeli uçakla uçarken Diyanet İşleri Başkanı özel jetle uçuyor; özel jetin sadece Pakistan'a gidişinin ülkemize maliyeti tam 1,5 milyon Türk lirası yani imamların lojman sorununu çözemeyen Diyanet, Bodrum'da yüzlerce milyon liraya saray yaptırıyor.

SALİH CORA (Trabzon) - Yalan ya!

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Kadın ve çocuğa yönelik skandal fetvalarına hiç girmiyorum bile.

Değerli milletvekilleri...

SALİH CORA (Trabzon) - Yalan söylüyorsun!

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Yalan söylüyorsam buradan cevaplarsınız.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde millî paramız gibi pek çok şey değer kaybetmiştir ancak en çok değer kaybeden şey ise liyakat olmuştur. Diyanet ve müftülüklerin bile kul hakkı yiyerek torpille liyakatsiz yandaşları işe aldığı günleri hep birlikte gördük. Şimdi, getirilen kanun teklifinde Diyanet Akademisi kurulması planlanmaktadır.

SALİH CORA (Trabzon) - Kimin algısına hizmet ediyorsun?

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Gerekçesi ise imam-hatip liselerinde, ilahiyat fakültelerinde öğretilmeyen hususların burada öğretilmesidir. Bu derslerin imam-hatip liselerinin ya da ilahiyat fakültelerinin müfredatlarına eklenmesi mümkünken bu yapılmayıp akademi kurulacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Daha önce kurulan Çevre Ajansı ve Turizm Tanıtım Ajansında olduğu gibi, yine amaç liyakatsiz yandaşlara kadro oluşturmaktır. Daha önce kurulan bu kurumlar kurulduğu günden beri ne iş yapmışlardır? Sadece iktidarın liyakatsiz yandaşlarına ballı maaşlar vermek dışında ne işe yaramıştır? 16,1 milyar liralık bütçesiyle 17 bakanlığın 7'sini geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı için ek bir bütçe yaratılması dışında bu akademinin kime, ne yararı olacaktır diye soruyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)