GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gaziler arasındaki şeref aylığı farkının adil olmadığına, Diyanet İşleri Başkanlığının 2022 yılı için belirlediği fitre miktarlarına ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklamalarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:16.03.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Peki, teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, gündeme getirmek istediğim birinci konu, vatan müdafaasında kanıyla, canıyla mücadele eden gazilerimiz var; bunlara, biliyorsunuz, şeref aylığı veriliyor. Fakat geçmişte herkese aynı miktarda bir rakam verilirken 2007 yılında yapılan, AK PARTİ hükûmetleri döneminde yapılan bir düzenlemeyle "sosyal güvencesi olanlar ve olmayanlar" şeklinde bir ayrıma tabi tutuldu bu şeref aylıkları; tabii, bu ayrım çok incitici. Bugünkü rakamlarla baktığımızda, sosyal güvencesi olanlar 1.607 lira, olmayanlar ise 4.423 lira alıyor, yaklaşık 3 katı yani biri diğerinin 3 katı. Dolayısıyla omuz omuza çalışmış, aynı şartlarda gazi olmuş muharip gazilerimiz arasında oluşturulan bu farkın adil olmadığını düşünüyoruz. 26.500 muharip gazimiz var. Bu konuda biz çok ciddi şikâyet alıyoruz ve dolayısıyla bu konunun mutlak surette düzeltilmesi gerekir. Hükûmeti bu konuda adım atmaya davet ediyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığı 2022 yılı için fitre miktarlarını belirledi, burada belirlenen rakam 40 lira olarak... Biliyorsunuz, fitre dediğimiz şey 1 kişinin gıda ihtiyacıdır. Dolayısıyla ortalama aile büyüklüğünün -bu işlerde hep 4 kişi alınır- 4 kişi olduğunu kabul ettiğimizde ve otuz gün üzerinden hesap ettiğimizde, gıda ihtiyacı için devletin resmî kurumunun ortaya koyduğu rakam 4.800 lira. Bugün asgari ücret ne kadar? 4.250 lira. Yani devletin resmî kurumunun ortaya koyduğu, sadece gıda ihtiyacı için verilen rakam asgari ücretin üzerinde. Ailelerin tek ihtiyacı gıda değil; kirası, elektriği, suyu, okul parası, yol parası derken bir sürü masrafı var. Dolayısıyla bunun mutlak suretle bir dikkate alınması lazım; bu, ülkemizin geldiği fakirleşmeyi gösteriyor. Hatta burada bu hesabı bir de şöyle yapmak lazım: 2020 yılında fitre 27 liraydı -her şeye el attıkları gibi, her şeyi bozdukları gibi Diyanete de müdahale eden bir Hükûmet vardı- 2021'e gelindiğinde çok yüksek gıda enflasyonuna rağmen fitre 27 liradan 28 liraya çıkmıştı. Dolayısıyla 2020 yılına göre baz aldığımızda, son iki yılda yüzde 95 gıda enflasyonu var. Efendim, bu hesap üzerinden yaptığımızda da 53 lira olması gerekiyor 1 kişinin günlük ihtiyacı. 53x4x30 dersek 6.360 liraya geliyor; aslında olması gereken rakam da bu. Şu andaki gelirlerin ne kadar düşük olduğunu göstermesi açısından ben bunu sizin dikkatinize sunmak istiyorum.

İki gündür Sayın Nebati'den bir kısım açıklamalar var, bugün ve dün açıklamaları oldu. Yani tabii, bunları hakikaten insan üzülerek dinliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Çünkü Sayın Başkan, Hazine ve Maliye Bakanlarının konuşmasının piyasaya güven vermesini beklersiniz. Yani öyle bir konuşur ki o konuştuğu zaman "Hakikaten ya, tamam, bak, benim kafamda bir endişe vardı ama yani işler iyi gidecek demek ki bu ülkede." filan dersiniz. Ya, bizim Hazine ve Maliye Bakanı konuşunca bir miktar güven kırıntısı varsa o da kayboluyor. Şimdi, bir hesap vermiş bu kur farklarıyla ilgili, bu kur korumalı mevduatta kur farkına ilişkin bir hesaptan bahsediyor -bir aritmetik söylüyor ya, bir Hazine ve Maliye Bakanı böyle bir şey yapmaz- diyor ki: "250 milyar lira olsa -tamam da şu anda 550 milyar lira, niye 250 milyar lira alıyorsun- yüzde 5 kur farkı olsa 12,5 milyar lira yükü olur." Ya, hakikaten alkışlamak gerekiyor insan içinde. Ya, aritmetik bu ya, 250'nin yüzde 5'ini alırsan 12,5 milyar olduğunu ilkokul 1'inci sınıftaki bir çocuk söyler. Bir Hazine ve Maliye Bakanı ki bunu şeffaf bir şekilde söylemeli; bu rakamların hiçbiri yok. Kim, hangi kurdan, ne kadar müracaat etti, elimizde ne var....

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - ...bize şu ana kadar oluşan yükü nedir, bundan sonra oluşacak yükü nedir? Bunların hesabını vermesi gereken bir Maliye Bakanı dört işlemden bahsederek bu milletle dalga geçiyor. Bir de bunu gidiyor uluslararası yatırımcılara da anlatıyor yani olacak iş değil. Herhâlde, şimdi... Onları dinledikten sonra uluslararası yatırımcılar da artık Türkiye'yle ilgili ne düşünmüşlerdir bilmiyorum. Tabii, bu şunu akla getiriyor: Demek ki bu hesapları yapamıyor. Bu söylediği, bu ülkenin kurumsal kapasitesinin nereye getirildiğini gösterme açısından ibretlik bir hadisedir: "250 milyar lira olursa, yüzde 5 kur farkı olursa 12,5 milyar lira olur." Sanki 12,5 milyar lira da düşük bir rakammış gibi üstelik. Ya, tarım bütçesinin yarısı sizin "12,5 milyar lira" dediğiniz. Kaldı ki bu en az 100 milyar lira olacak; bizim hesaplarımız o şekilde.

Bir de şimdi, sadece kur farkı mı? Değil. E, şimdi "Biz kur farkından ve faizden vergi almayacağız." diyorsunuz. Hazine buradan bir kayıpla karşılayacak. Buradan oluşacak kaybımız ne kadar? E, onun dışında, kurumlar vergisi istisnası getirildi, burada bas bas bağırdık "Yanlış yapıyorsunuz." diye. Potansiyeli 90 milyar liraya kadar bir kurumlar vergisinden de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Toparlayacağım Başkanım.

Bunlar var. Bunların hiçbirini söylemeden böyle bir aritmetikten bahseden, böyle ciddiyetsiz bir açıklamayı maalesef Sayın Bakandan dinlemiş olduk.

Bir şey daha söylemiş bugün yabancılara, diyor ki: "Bir sorun mu yaşadınız, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanı var." Ya, kardeşim, zaten siz böyle yaptığınız için size bu yabancı yatırımcı gelmiyor. Yani "Devletin sistemini filan tanımam ben, sistem mistem tanımam." diyor. Şimdi, bürokrasi ile kırtasiyeciliği birbirine karıştıran bir zihniyet var karşımızda. Hep böyle diye diye devlet yıkıldı, devletin kurumları kalmadı, devletin kurumlarının zerre kadar itibarı kalmadı bu ülkede. Kuralın olmadığı, kurumların olmadığı bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez, işte bu yüzden gelmiyor. Bir de bunu, böyle, sanki övünülecek bir şeymiş gibi yabancı yatırımcılara bu şekilde söyleyen bir Maliye Bakanı var.

Allah ıslah etsin, sonumuz hayır olsun diyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.