GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:16.03.2022

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben hemen baştan söyleyeyim, bu önergeyi biz Halkların Demokratik Partisi olarak destekliyoruz. Gerekçesini kısaca anlatmaya çalışayım, üç dakikada ne kadar anlatılabilir bilmiyorum ama şunu söyleyeyim: Bakın, bu coğrafyada sermaye birikimi daima devlet eliyle olmuştur. Bu, cumhuriyetin kuruluşunda da böyleydi, daha sonraki yıllarda da böyleydi, şimdi de böyle.

Bakın, sadece şunu hatırlayın; 1924'te İş Bankası kuruldu ve İş Bankasının etrafında yerli sermaye şirketleri kuruldu ve bu, özellikle devletin yaptığı bir şeydi. Hatta, başka bir şey söyleyeyim; İş Bankasının Yönetim Kurulunda bakanlar vardı. Dolayısıyla da değerli arkadaşlar, sermaye birikimi ile devlet müdahalesi veya devlet arasındaki bu ilişki ilginç bir ilişkidir. Dediğim gibi, çok kısa sürem olduğu için çok ayrıntıya girmeyeceğim ama şunu söyleyeyim: En bariz örneklerinden bir tanesi kamu iktisadi teşebbüslerinin sistem içindeki varlıklarıydı.

Değerli arkadaşlar, bakın, şöyle bir mekanizma kuruldu, yıllardan beri bu böyledir: KİT'ler genellikle özel sektörün girdi mallarını üretirler ve KİT'ler bu girdi mallarını satarken maliyetinin altında fiyatlandırılır Bakanlar Kurulu tarafından yani KİT'ler 10 liraya ürettikleri malı 7 liraya satarlar. Kime satarlar? Özel kesime satarlar. Peki, 10 liraya mal olmuş olan bir mal 7 liraya satıldığında 3 liralık zarar nereye yazılır? Bütçeye yazılır değerli arkadaşlar. Bütçeye yazılır ve bütçeyi halkımız öder veya enflasyon olarak yine biz öderiz.

Değerli arkadaşlar, bu mekanizma hâlâ çalışmakta ve giderek de daha rafine hâle gelmiş durumda. Bu kamu-özel iş birlikleri, bu KİT sisteminin bariz sermaye birikim aracı olarak kullanılmasının bir başka örneği olarak karşımızda. Üstelik de gerçekten, bugünün dünyasında çok kabul edemeyeceğimiz bir şekilde ihalelerin neredeyse davet usulüyle dünyanın fiyatlarıyla verilmiş olması bir; ikincisi de ticari sır arkadaşlar, sözleşmeleri okuma şansımız yok ama şunu söyleyebilirim: Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği zaman, diğer bütün başka partiler gibi, kendi sermaye grubunu yaratma ihtiyacı hissetti ve kamu-özel iş birliği mekanizmasını bunun için kullandı ve kullanmaya da devam ediyor. Şimdi, diyeceksiniz ki: "İyi ya, sermaye birikimi kötü mü?" Değerli arkadaşlar, eğer biz demokrasiden bahsediyorsak -ki bahsediyoruz- serbest piyasadan bahsediyorsak -ki bahsediyorsunuz- bu çerçevede uymayan bir şeyden söz ediyoruz esasında; kamu-özel iş birliği.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, gerçekten de dünyanın hiçbir yerinde -benim bildiğim kadarıyla- bu tür ihaleler verilmez, verilse de "ticari sır" diye özellikle... Yani düşünün, Meclisten dahi saklanan, Plan ve Bütçe Komisyonunda çalışan arkadaşlarımızdan saklanan bir ticari sırla karşı karşıyayız ve kaçınılmaz olarak bu sistem yolsuzluk üretir, kaçınılmaz olarak kayırmacılık üretir ve sonuçta, benim anladığım kadarıyla, Türkiye toplumunun genel aleyhine olmak üzere sonuçlar üretir. Onun için, biz İYİ Partinin vermiş olduğu bu önergenin daha da güçlendirilerek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve oyumuzun da pozitif olacağını söyleyeyim.

Sağ olun, iyi günler. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)