GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:70
Tarih:23.03.2022

MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüketim, kısaca, üretilen mal ve hizmetlerin insanların temel ihtiyaç ve isteklerini karşılamak amacıyla kullanılmasıdır. İnsan hayatını sürdürmek için beslenme, barınma ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasıyla değişen toplumsal hayat, ilerleyen teknoloji, küreselleşme ve gelişen ekonomik koşullarla birlikte her geçen gün artmakta, farklı isteklerin de karşılanması önemli hâle gelmektedir. İnsan ihtiyaçları özellikle medya ve reklamlar aracılığıyla da desteklenerek giderek çeşitlendirilmiş; harcama ve tüketim bir statü, kimlik göstergesi hâlini almıştır. Modern insan "tüketim kültürü" vizyonuyla tanımlanmış, alışveriş merkezleri ise etkinlik alanı hâline getirilmiştir. Diğer taraftan, pek çok kampanyayla desteklenen özel günler tüketimi teşvik etmektedir. Gerçekleştirilen yüksek satış rakamları ise âdeta özel günler ekonomisi yaratmakta ve bu da yine eğlencenin tüketimle özdeşleşmesine neden olmaktadır. Ancak sınırsız ve nedensiz tüketim felakettir. Elbette bir ülkede üretim yapılabilmesi ve ülkenin ekonomisinin büyüyebilmesi için talebin ve tüketimin olması gerekmektedir ancak burada ekonomik büyümeyi destekleyecek fakat gereksiz harcamalardan kaçınacak bir denge tutturmak çok önemlidir. Burada bilinçli tüketici ve bilinçsiz tüketici ayrımı ortaya çıkmaktadır.

Bilinçli tüketici şöyle olur: Bir mal ya da hizmet satın alırken gerçek ihtiyaçlarını göz önünde tutar, ihtiyaç duyulmayan ürünlere gereksiz yere harcama yapmaz; israfı engellemenin insani ve vicdani bir görev olduğunu bilir; planlı alışveriş yapar; kaliteli, sağlıklı, güvenli, çevreye saygılı ürünü seçer; yerli malına öncelik verir; ayıplı bir mal ya da hizmet satın aldığında hakkını arar; sosyal hayatta ailece alışveriş merkezi gezileri yerine doğada vakit geçirmeyi tercih eder ya da farklı sosyal, kültürel aktiviteler yapar. Her konuda olduğu gibi tüketicinin bilinçlenmesinde ve korunmasında da devlete büyük bir rol düşmektedir. Bunların başında tüketim konusunda gerekli bilinçlendirmenin yapılması gelmektedir. Devlet, ilkokuldan başlayarak çocuklarımıza "ev ekonomisi" kavramını, yerli malı kullanmanın önemini ve israfın kötülüklerini aşılayacak bir müfredat belirlemelidir. İkinci önemli husus ise tüketicinin korunmasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "tüketicinin korunması" kavramı modern anlamda 1960'lı yıllardan sonra dünyada ivme kazanmış olsa da oldukça eski bir kavramdır. Sümer tabletlerinden, Hammurabi Kanunları'ndan Roma hukukuna kadar pek çok kadim hukuk metinlerinde tüketicinin korunması vardır. Bu açıdan kendi tarihimize baktığımızda lonca uygulamalarının ya da padişah fermanlarının tüketicinin korunması yönünde pek çok kural koyduğunu da görmekteyiz. Ülkemizde de 1982 Anayasası'nın 172'nci maddesi ise devlete tüketicileri koruyucu tedbirleri alma görevi vermiştir. 23 Şubat 1995 tarihinde kabul edilen 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'la ülkemiz ayrıntılı yasal düzenlemeye kavuşmuştur. Daha sonra, özellikle Avrupa Birliğine uyum sürecinde kanunun yeniden kaleme alınmasına karar verilmiş ve 7/11/2013 tarihinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yasalaşmıştır. Ülkemizde ve dünyada ticaret hayatında çok hızlı bir değişim ve gelişim yaşanması nedeniyle mevcut 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da değişiklik yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmelerini yaptığımız bu teklifte kangren hâline gelmiş bazı sorunların çözülmesi için önemli adımlar atılmakta, pek çok konuda tüketici lehine yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda, devre mülklerle ilgili hızla büyüyen rahatsız edici sorunların çözümüne yönelik adımlar atılmakta, yasal çerçeve oluşturulmaktadır. Tüketicilerin mağduriyet yaşadığı alanların başında gelen devre tatil sözleşmelerine ilişkin yapılan değişikliklerle bu sektörde yaşanan tüketici sorunları minimuma indirilecektir. Saldırgan ticari uygulamaların başında gelen ve tüketicilerimizin yoğun şikâyetlerine konu olan devre tatil sektörüne ilişkin yapılan değişikliklerle bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerin uymak zorunda oldukları kurallar tüketici lehine olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Öncelikle, kanun teklifinde yer alan düzenlemeyle, tüketicinin ön ödemeli devre tatil satışlarında yaşadığı tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi, sistemin iyi işlememesi nedeniyle tanımlanamayan ve atıl hâlde kalan tesislerden dolayı yaşanan millî servet kaybının önlenmesi ve kaynakların daha sağlıklı yatırımlara yönlendirilmesi amacıyla ön ödemeli usulle devre mülk ve şahsi hakka konu devre tatil satışı yasaklanmaktadır.

Tüketicilerin haklarının daha kapsamlı bir biçimde korunabilmesi amacıyla, aynı hakka konu devre tatil sözleşmelerinin sadece Kat Mülkiyeti Kanunu'nda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde devre mülk sözleşmesi şeklinde kurulması zorunlu kılınmaktadır.

Ayrıca kanun teklifiyle, kooperatif veya ticaret şirketi ortaklığı ya da dernek veya vakıf üyeliği şeklinde devre tatil hakkı tanınamayacağı düzenlenmiştir. Bu alandaki bir diğer önemli düzenleme de tüketicinin en az doksan gün içerisinde devre tatili kullanamayacağını sağlayıcıya bildirmesi durumunda, o dönem için herhangi bir isim altında bedel alınmayacağına ilişkin düzenlemedir.

Taksitle satış sözleşmelerinde, mesafeli satış sözleşmelerinde, tüketici kredilerinde, konut kredilerinde tüketici lehine önemli düzenlemeler de yapılmaktadır. Ayrıca yenilenmiş ürünlerin satılmasına yönelik yasal çerçeve de bu teklifle detaylı olarak yeniden düzenlenmektedir. Bu kapsamda, taksitli satış sözleşmelerinde tüketicinin temerrüde düşmesi hâlinde, tüketicinin tüm borcunun talep edilmesi konusunda tüketici lehine düzenleme yapılmaktadır.

Kanun teklifiyle, tüketici kredisi borcunun tamamını on dört gün içinde ödeyen tüketicilerin bildirim aranmaksızın kanunun cayma hakkına ilişkin tanıdığı haklardan yararlanması da sağlanacaktır. Kanun teklifinde yer alan düzenlemeyle, kredi kartı veya kredili mevduat hesabı gibi belirsiz süreli tüketici kredisi sözleşmelerinde faiz oranının düşürülmesi hâlinde tüketicilerin otuz gün beklemeden bu indirimden faydalanması sağlanmaktadır. Ayrıca, kanun teklifiyle, tüketici kredilerinde ve konut kredilerinde krediyle ilgili olmayan sigortalar ve yan finansal ürün ve hizmetler de yasaklanmaktadır.

Kanun teklifinde yer alan bir diğer önemli düzenleme de mesafeli sözleşmelerde aracı hizmet sağlayıcı konumunda olan platformlara ilk defa sorumluluk ve yükümlülüğün getirilmesidir. Bu kapsamda yapılan değişiklikle, tüketicilerin taraf olduğu mesafeli sözleşmelere ilişkin olarak aracı hizmet sağlayıcılara tüketicilerin bildirim ve taleplerini üretebilecekleri ve söz konusu hususları takip edebilecekleri kesintisiz bir sistemi kurma yükümlülüğü de getirilmektedir.

Tüketici uyuşmazlıklarının adil, hızlı, basit ve masrafsız bir şekilde çözüme bağlanması amacıyla kolay ulaşılabilir şekilde yargı dışı karar mercisi olarak teşkil edilmiş olan tüketici hakem heyetlerinin görev sınırı 30 bin TL'ye çıkartılarak daha fazla sayıda tüketicinin uyuşmazlığının hızlı ve masrafsız bir şekilde çözüme kavuşturulması da sağlanmış olacaktır. Tüketicinin yerleşim yeri veya tüketici işleminin yapıldığı yerde karar veren tüketici hakem heyetinin bulunmaması hâlinde bu tüketicilerimizin herhangi bir hak kaybına uğramadan o yerin kaymakamlıklarına başvuru yapabilmesine de bu teklifle imkân sağlanmaktadır. Yapılan bu başvurular, kaymakamlıklarca gereği yapılmak üzere çeşitli tüketici hakem heyetine de iletilecektir.

Kanun teklifiyle, tüketicilerin tüketici mahkemesine erişiminin kolaylaştırılması amacıyla tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılacak itirazlarda kararı veren tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki mahkemeye yapılmasının yanında tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olması düzenlenmektedir.

Ayrıca "Satıcı veya sağlayıcılar tarafından mevcut olduğu hâlde tüketici hakem heyetine sunulmayan bilgi veya belgenin sonradan tüketici mahkemesine sunulması nedeniyle hakem heyeti kararının iptali hâlinde tüketici aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği." şeklinde de düzenlenecektir.

Sahte yetkili servis sorununa neşter vurulmakta ve satış sonrası hizmetlerle ilgili tüketicilere yeni haklar getirilmektedir.

Son zamanlarda tüketicilerimizin yakındığı konulardan bir tanesi de yetkili servis algısı yaratarak tüketicilerin ürünleriyle ilgili satış sonrası hizmeti konusunda mağduriyete sebep veren sahte yetkili servislerdir. Bunların mağdurlarından bir tanesi de ben olmuşumdur. Yapılan düzenlemeyle tüketicilerin, firmaların doğru ve güncel, yetkili servis istasyonu bilgilerine ulaşabilmeleri, herhangi bir aldatıcı uygulama nedeniyle mağdur olmamalarını sağlamaya dönük adımlar da atılmıştır.

Kanun teklifiyle, kullanım ömrü sürecinde üretici veya ithalatçılar tarafından mala ilişkin satış sonrası hizmetin sağlanmaması durumunda tüketicilere zararın tazminini talep etme hakkı da getirilmektedir. Ayrıca, sürdürülebilir tüketimi özendirmek ve tasarrufu teşvik ederek israfı önlemek amacıyla yenilenmiş ürünler ilk defa teklifle düzenleme altına alınmaktadır. Kanun teklifinde yer alan düzenlemeyle, cep telefonu gibi tüketicilerimizin sıklıkla değiştirdiği ve ithalatta önemli bir yer tutan ürünlerin, Bakanlık tarafından yetkilendirilen yenileme merkezleri aracılığıyla, donanım, yazılım veya fiziki özelliklerinde iyileştirme yapılarak en az bir yıl süreyle garantili olacak şekilde tüketicilere yeniden satılması sağlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin malumu olduğu üzere dünya her geçen gün gelişmekte, buna orantılı olarak da toplumlar gelişmekte ve ticari emtialar artmaktadır. Yirmi sene öncesine kadar internetten satış diye bir şey yoktu, günümüzde ise dünyanın en büyük şirketlerini, internet üzerinden satış yapan şirketler oluşturmaktadır. İki yıl öncesine kadar "NFT" diye bir sistem bilmiyorduk -resimlerin internet üzerinden dijital haklarının satışı- iki yıldır gündemimize onlar da girmiştir. Buna bağlı olarak, TURKON olarak adlandırdığımız 6 teknoloji şirketimizin her biri, yaklaşık 1 milyar doların üstünde bir seviyeye gelmiş ve gün geçtikçe değerlerine değer katmaya devam etmekte ve sürekli de yatırım almaktadırlar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle tüketiciyi korurken dikkat etmemiz gereken bir husus da kötü niyetli tüketicilerin de olabileceğini göz ardı etmememiz son derece önemlidir. Çünkü kötü niyetli olarak bundan fayda sağlayan, bundan imkân sağlayan tüketicilerin de olacağını unutmamalı, her iki tarafı gözetmenin bizlerin sorumluluğu olduğunu da burada ifade etmek istiyorum.

Son olarak, kanun teklifiyle ilgili olarak yapılan değişiklikle kanuna aykırılık hâlleri için öngörülmüş bazı idari para cezaları, fiilin ağırlığı, failin kusuru ve ekonomik durumu dikkate alınarak ve orantılılık, ölçülülük ve caydırıcılık ilkeleri gözetilerek yeniden düzenlenmektedir.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde 4659'uncu yılını kutladığımız Ergenekon'dan çıkışımızı müjdeleyen Nevruz Bayramı'ndan bahsetmek istiyorum. Nevruz, Türk'ün toyu, Türk'ün bayramıdır, Türk milletinin yeni günü, Türklüğün tarihin derinliklerinden süzülüp gelen kültürel gücüdür. Nevruz, binlerce yıllık tarih içinde milletimizi ortak sevinç ve huzurda, ortak ülkü ve dostlukta buluşturan atalarımızdan miras, torunlarımıza emanet bir övünç vesilesidir. Nevruz, büyük Türk milletinin sönmeyecek varlık ateşi, Ötüken ormanlarından Balkan dağlarına uzanan birlik beraberlik nişanesidir. Nevruz, Türk'tür, Turan'dır, ülküdür, heyecandır. Nevruz, ülkemizin kardeşlik ve dayanışma güvencesidir. Balkanlardan Orta Asya'ya kadar gönüllerin coşkusu, yüreklerin heyecanı, kalplerin huzuru, Türk'ün bahar bayramıyla daha da güçlenmiş, eşsiz güzelliklerini bizlere sunmuştur. Binlerce yıldan bu yana Balkanlardan Orta Asya bozkırlarına, Adriyatik'ten Çin Seddine, Kafkas yaylalarından Orta Doğu vadilerine, Kırım köylerinden Sibirya düzlüklerine kadar yakılan Nevruz ateşi Türklüğün hayat ve varlık hakların tescil etmiştir. Nevruz, Türk milletinin nesilden nesile taşıdığı barış ve bayram meşalesidir. Bu meşalenin altında birlik ve kardeşlik duyguları, dostluk ve dayanışma hasretleri canlı bir şekilde var olmuştur. Türk milleti, Nevruz'la birlikte yeni ve umut dolu günlerin geleceğine inanmış buna güvenmiştir. Asırlar geçse de bu çok önemli tarihsel ve kültürel gerçek Türklüğün vicdan ve ruhunda bugüne kadar özenle korunmuş, safiyetle yaşatılmıştır. Bu yüzden Nevruz yeniden doğuşun, bolluğun, bereketin, dirilişin, uyanışın, kardeşliğin, huzur ve esenliğin simgesi olmuştur. Tarihiyle, coğrafyasıyla, şiiriyle, şarkısıyla, gelenek ve görenekleriyle Türklüğün bayramlarını yaşamak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak milletçe hepimizin görevi olmalıdır. Bu vesileyle Nevruz'unuzu kutluyor, Türk İslam dünyasına ve İslam âlemine huzur ve kardeşlik, beraberlik ve bolluk getirmesini temenni ediyorum. Nevruz'un taşıdığı değere ve anlama uygun olarak yaşanan bütün olumsuzlukların geride kalmasını yeni ve güzel günlerin, bereketin, mutluluğun ve şuurlu bir uyanışın aziz milletimizle beraber olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum.

Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisi iken 23 Mart 1970 tarihinde şehit edilen, meslektaşı olmaktan onur duyduğum ağabeyim Süleyman Özmen'i şehadetinin 52'nci yıl dönümünde destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun "Öz menem!../Öz menem!../Onlar kabuk... Öz menem.../Sen yerde savrulan kül,/Yüreklerde köz menem!../Ülkü uğruna şehid/Men Süleyman Özmen'em!.." mısralarıyla rahmet, minnet ve duayla anıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Genel Kurulu ve televizyonları başlarında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)