GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:70
Tarih:23.03.2022

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Tüketici hakları dünyanın gündemine maalesef oldukça geç girmiş bir kavramdır. Asırlar boyunca ürünü onun yegâne müsebbibi olan ustasından bire bir temaslı alan insanlık, hakkını üreticiye karşı da birey olarak savunma imkânı bulmuştur fakat zaman içinde el yapımı zanaatlar tarih sahnesinden silinmiş, üretim bantları işledikçe insanlığın mağduriyetleri artmıştır. İnsanoğlunun sanayi toplumuna doğru evrildiği son yüz elli yılda öncelikle bu durum problem olarak ortaya çıkmış, bilahare de mevzubahis duruma çözüm olarak tüketici hakları doğmuştur. Modern çağda ise çeşitli ülkeler konuyla alakalı yasal düzenlemeler yapmaya başlamıştır.

Tüketici hakları ikinci büyük kırılmayı ise dijital dönüşüm vasıtasıyla yapmıştır çünkü artık, ticaret, bilgisayar ekranlarının gerisine taşınmış ve bu da birtakım suistimallerin önünü açmıştır. Ayrıca, kötü niyetli olmasa da bazı altyapı eksiklikleri tüketiciyi zor durumda bırakmıştır, internetin global bir pazara dönüşmesi her köklü değişiklik gibi sancılı olmuştur. Tüketiciyi hedef alan propaganda araçlarının çoğalması, tüketiciyi mağdur eden etkenlerin dinamikliği ve çeşitliliği, haklarını aramak isteyen tüketicinin, mevzuatın istismar edilmesi suretiyle hak arama sürecinin zorlaştırılması yeni önlemlerin alınmasını da beraberinde getirmiştir. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle, tüketicilerin haklarını korumaya yönelik önemli adımlar atılmakta, vatandaşlarımızın maddi ve manevi olarak mağduriyet yaşamasına sebep olan bazı hususlarla ilgili önlemler alınmaktadır.

Bu vesileyle ifade etmem gerekir ki yol ve yöntemleri hepimizi şaşırtan dolandırıcılık hadiselerinden kaynaklı mağduriyetlere her gün bir yenisinin eklenmesi, tüketicinin neye inanıp neye inanmayacağı konusunda tereddüt etmesi, işlerin ahlaki boyutunun da incelenmesini mecbur kılmaktadır. Şüphesiz, Türk devlet geleneği ve binlerce yıllık Türk tarihinin tecrübe ve birikimlerinin kazandırdığı değerlerimiz her alanda olduğu gibi üretim, ticaret ve tüketim alanlarında da ilham veren yaşanmışlıklarla doludur. Bunların en önemlisi Ahilik teşkilatı ve Ahilik teşkilatının bu topraklara kazandırdığı prensiplerdir. Ahiliğin sadece ticaret alanında bir kontrol mekanizması olmasının ötesinde hem ahlaki hem de muhataplara değerlerini öğreten, bunları gerçek yaşamda tatbik etmelerine yardımcı olan bir sivil toplum örgütü hüviyeti taşıması, tüketicinin haklarını da gözeten bir oluşum olmasını da beraberinde getirmiştir.

Günümüzde sosyal hayatı düzenleyen, medeniyet tasavvurumuzun gelişmesini sağlayan, hatta üretim ve tüketimin düzenlenmesini temin eden yegâne unsur kanunlardır. Ahilik düşüncesinin 13'üncü yüzyılda başlamak üzere bugüne ışık tutan, toplumsal ihtiyaçları karşılayan, oluşturduğu sistemle sadece mensuplarını değil tüketicileri de koruyan ve kollayan yapısının bugün dahi örnek alınması gerektiği de bir muhakkaktır; II. Bayezit döneminde, 1502 yılında yayımlanan Bursa Kanunnamesi bu anlamda bir örnektir.

Sadece tüketici penceresinden olayların ele alındığı "tüketicinin haklarının korunması" stratejisinin tam anlamıyla başarıya ulaşamayacağını da hatırlatmakta fayda görüyoruz. İşte, tam bu noktada, Ahiliğin, üründe ve hizmette kaliteyi sağlayan, kalitenin devam etmesini temin eden, tüketici odaklı olmayı örgütleyen, tüketiciyi koruyan etkili bir denetim mekanizmasını kuran, sayısal hedefler ve değerlendirmeler yerine kaliteye öncelik veren norm ve değerlerini hatırlatmanın yerinde olacağını düşünüyoruz. Hatırımızdan çıkarmamamız gereken bu değerlerle birlikte kanunlarla alınacak önlemler bir bütün hâline geldiğinde ise tam anlamıyla hakkı gözeten bir sistemi oturtmamız uzak bir hedef değildir. Doğal felaketlerden salgın hastalıklara, yeni teknolojilerden ekonomik dalgalanmalara kadar her şey ticarette birtakım etkileri ve tepkileri tetiklemektedir. Ayrıca, bilinçli kötülük, tüketiciyi mağdur etmek üzere pusuda beklemekte ve günceli kendi açısından manipüle etmektedir.

Yeri gelmişken bir hususa daha dikkatinizi çekmek istiyorum, gıda terörüne. Vatandaşlarımızın kullanmak zorunda bırakıldığı, aslıyla alakası olmayan sahte ve hileli ürünleri üretenlerin sadece Kabahatler Kanunu'na göre değil, Ceza Kanunu'nda da düzenlenerek cezalandırılması elbette ki elzemdir. Eğer birisi pul biberin içine kiremit tozu katarak vatandaşın sağlığını hiçe sayıp onun sağlığına kastediyorsa o kişinin sadece idari bir para cezasıyla cezalandırılmasının yeterli olmayacağı gerçeğini hepimizin gördüğünü düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin e-ticaret platformları üzerinden alışveriş yapan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin önlenmesine yönelik getirdiği düzenleme de oldukça önemlidir. Tüm dünyayı kasıp kavuran ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep olan ve hâlâ etkilerini gördüğümüz Covid virüsünün hayatımıza silinmemek üzere soktuğu en önemli platformlardan biri de e-ticarettir. Evde sadece parmaklarımızı oynatarak gerçekleştirdiğimiz alışverişlerde karşılıklı güven esasına dayalı bir alışveriş ortamının oluşmaması, bu alanı denetleyen ve tüketicinin haklarını koruyan kanunların da yeniden düzenlenmesini kaçınılmaz kılmıştır. Bu sebeple, bu alışverişlerin yapılmasına olanak sağlayan aracı hizmet sağlayıcılarının sorumluluklarını inkâr etmesinin de önüne geçilmesinin hedeflenmesi önemli bir hadisedir.

Diğer yandan, oluşturulduğu günden bu yana birçok vatandaşımızın takdirini kazanmış tüketici hakem heyetlerinin işlevselliğinin artırılması da oldukça yerindedir. Vatandaşlarımızın artan bilinçli tüketim alışkanlıklarının bir sonucu olarak çoğalan başvurularla birlikte başvuruların daha kolay ve hızlı yapılabilmesinin önünün açılması, verimliliğin artırılması önemli gördüğümüz diğer bir husustur. Şüphesiz, tüketici hakem heyetlerinin yargının iş yükünü azalttığı da inkâr edilemez bir gerçektir. Şöyle ki: Sadece 2021 yılında tüketici hakem heyetlerine yapılan başvuru sayısı 537.479 olarak belirlenmiştir. Söz konusu başvuruların yüzde 52'sinin tüketicilerin lehine sonuçlanması, tüketicilerin karşılaştıkları sonuçların ciddiyeti açısından önem arz etmektedir. Vatandaşlarımızın tüketici haklarıyla ilgili yaşaması muhtemel mağduriyetlerin ne kadar büyük meblağlarla anıldığını görmemiz açısından bu istatistiği sizlerle paylaşmak isterim.

Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvuruların sektör bazında değerlendirmelerine bakıldığında ise ilk sırada yüzde 46,3'le perakende ticaret yer almış olup bunu yüzde 18,3'le abonelik hizmetleri ve yüzde 13'le finansal hizmetler takip etmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

TAMER OSMANAĞAOĞLU (Devamla) - Hepsini topladığımızda, vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine ele alınan uyuşmazlıkların maddi karşılığı ise 870 milyon lira olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu meblağ dahi tüketicilerin haklarının korunmasına yönelik atılan en küçük adımın bile ne kadar faydalı sonuçlar doğurduğunu göstermektedir.

Bu sebeple, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin birçok alanda tüketicilerimizin korunmasına yönelik değişiklikler getirmesi sebebiyle hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce Meclisi ve sizleri saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)