GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:70
Tarih:23.03.2022

CHP GRUBU ADINA KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz, ekranları başında bizi izleyen çok değerli, aziz milletimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

320 sıra sayılı -6502 sayılı- Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi hakkında grubum adına konuşacağım. Tabii, kanun teklifini görüşürken tüketicinin yüksek enflasyon, yüksek kredi faizleriyle boğuştuğu ortamda fahiş fiyatların bir nebze önüne geçebilecek hal yasası, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'daki değişiklikleri, üretim ve vergi reformu gibi öncelikli kanunları görüşmemek, tüketicinin, insanların temel sorunlarına kalıcı bir çözüm sunmamaktadır. İşte bu noktada, gelen düzenlemeye baktığımızda, biz -bunu Komisyonda da ifade ettik- 6, 7, 9 ve 15'inci maddelere dair önergeler verdik, 17'nci maddeden sonra gelmek üzere ek madde ihdasına dair önergemizi de burada verdik. Bu yaşadığımız ülkede kanunları çıkarırken gerçekten bu ülkede yarattığınız mağdurların sayısını azaltabilme adına, bizlerin de bu ülkede yaşadığını, alanda birçok sorunla beraber buraya katkı sunma niyet ve muradımızın iktidar partisi ve onun küçük ortağı tarafından görülmesini, dikkate alınmasını istiyoruz. Çıkardığınız bütün yasalar sayısal çoğunluğa dayalı çıkmakta ama yüce Meclisi Kanunlar Dairesi Başkanlığı gibi gören iktidarınız, çıkardığı yasalara ilave birkaç ay sonra, beş altı ay sonra, bir yıl sonra yeniden tekliflerle yüce Meclisi meşgul etmektedir. Ve bu arada, en asli işlerimiz olan bu ülkenin öncelikli sorunlarından da maalesef yüce Meclis gittikçe uzaklaşmaktadır. Tüketiciyi koruma adına yapılan düzenlemeler, niyet olumlu gibi görünüyor olsa da yeterli değil değerli arkadaşlar. Okunmayan, küçük puntolu sözleşmelerin altına imza atan vatandaşların yüce Meclisten beklentisi var. Mağdur olduğunda ancak hukukçusuna gidip hakkını aradığı zaman, o sözleşmeleri okutup "Eyvah, neye imza atmışım." diyen ama bunlar onay alırken, bunlar ticaret yaparken, bunlar para kazanırken ve bunların o dayalı döşeli büroları, ofisleri varken vatandaşın aradığı devlet yok. Ancak başına iş geldiği zaman... Ve bunların bir bölümü tabii, bunları yargıya taşımış, yargıya taşıyıp da dava açmayı başarabilenlerin sayısı toplam 1 milyon 525 bin 850. Hangi yıllar? Bu sadece 2012 ila 2019 yılları arkadaşlar yani geriye doğru 2002'den 2012'ye kadar on yıl ve sonrasında da iki yıl da buradan var, bunları topladığımızda bu rakamın oldukça yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz, burada tek tek bunları okumayacağım.

Öyleyse bu yaptığımız işi doğru yapmanın hazzını ve keyfini yaşamak istiyorsanız değerli Komisyon Başkanımız, kıymetli üyeleri ile iktidar ve yardımcısı Milliyetçi Hareket Partisinin saygıdeğer temsilcileri; lütfen -bu yasa teklifinde aksayan çok şey var- bizim muhalefet olarak çalışıp önergesini verdiğimiz konuları duyarlı ve dikkatlice dinleyelim arkadaşlar. Her birinizin yakınları vardır; bugün bana, Meclise geldiler, bir şirketin mağdur ettiği yaklaşık olarak 42 bin insan var. İnsanlar dolandırıldıktan sonra, devlet, bir bölümüne el koyuyor, TMSF'ye alıyor ama on yıllık süreç Türkiye gibi bir ülkede oldukça zor, insanların birikimi yok. Zaten parası olan, kaynağı olan, imkânı olan bunların tuzağına düşmüyor; dar gelirli, muhtaç, devletin o şefkatli elinin üzerinde olması gerekenler bunların tuzağına düşüyor.

O yüzden, bu konuda ortak bir anlayışla, verdiğimiz önergeleri birazcık dikkatli inceleyerek eksiklerinizin bir bölümünü lütfen, düzeltin. Bakın, Anayasa'mızın 172'nci maddesi "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder." hükmüyle tüketicileri güvence altına almış ama bizim yaptığımız hiçbir şey bunlara uymuyor.

İnsanoğlu, yaşadığı dünyada doğal afetlerin dışında... Onların da bir bölümünden suçluyuz ama birçok bölümüne yaptığımız yasal düzenlemelerin yetersizliği nedeniyle kapı açıyoruz. Kapıların biri kapanıyor, diğerini açıyoruz ama bu ülkenin masum insanlarını dolandıranlar hep şekil değiştiriyor arkadaşlar. Hatırlayın, 80'li yıllarda Banker Kastelliler, bilmem, Banker Bilolar, cilolar vardı; sonra bir başkası, daha sonra bir başkası, şimdi isimleri güzel güzel olan Eminevim, Ahmetevim, falan evim, filan evim gibi ve bunların daha değişik şekilleri var. "Ayda şu kadar parayla ev sahibi ol, otomobil sahibi ol, devre mülk sahibi ol." diyenlerin, bunların sayıları oldukça yüksek. Şu anda Türkiye'nin her tarafından bunların mağdurlarının -aileleriyle birlikte milyonları ilgilendiriyor- kulakları yüce Mecliste; vatandaştan yana, adaletli, hakkaniyetli, o baba bildiği devletin sahip çıkacağı yurttaşlar olmak istiyor. Bu ülkede birçok şeyi sayısal çoğunluğunuzla bozdunuz ama inanıyorum yine de bizim düzeltemeyeceğimiz kadar bozamadınız; bu aziz millet bize fırsat verdiğinde biz tekrar düzelteceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Konu Komisyonda görüşülürken usulen teklif sahipleri sıralamış bir yığın sivil toplum örgütünün ismini ama içlerinde gerçekten mağdurların temsilcileri yok ya da eğitimli, donanımlı, konuyu bilen, her gün gazete köşelerinde, televizyonlarda ya da ofislerinde fakire fukaraya, mağdura yardımcı olan insanların o Komisyonda olmadığını gördük. Ben iktidar partisi grubundan olan arkadaşların da vicdanlarının sızladığını, o insanların mağduriyetlerini dinledikçe üzüldüklerini biliyorum. Çünkü bugün gelen arkadaşlar, siz "7'nci uğradığımız milletvekilimizsiniz. Ne olur bu feryadımızı duyun ve dile getirin." dediler.

Arkadaşlar, Türkiye'nin altına imzasını attığı -daha önce de ifade ettim- Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Bildirgesi'ne göre 9 tane temel evrensel tüketici hakkı mevcut.

1) Temel ihtiyaçların karşılanması hakkı. Her tüketici barınma, haberleşme, ulaşım ve temel ihtiyaçlarının karşılanması hakkına sahiptir. Peki, günümüz Türkiye'sinde bu nedir? Maalesef yok. İnsanlar temel ihtiyaçlarını bile alamaz, mağdur ve muhtaç durumda. Yine bu ülkede 2 milyona yakın hanenin elektrik ve suyu, gazı kesilmiş, ödeyemez durumda. Peki, devlet bu konuda nerede? Maalesef, orada da yok.

2) Bilgi edinme hakkı. Arkadaşlar, bu noktada bakın, 46 bin aile, on aydır TMSF'den, CİMER'den veya kamuya ait bütün şikâyet mercilerinden başvurularına yanıt almış durumda değiller.

3) Eğitilme hakkı. 131.707 öğrenci bu ülkede kırtasiye masraflarını karşılayamıyor arkadaşlar. Binlerce öğrenci çalışmak için okulunu bırakmak zorunda. Çocuk işçiler, bunların eğitim hakkı devlet eliyle ihlal ediliyor. Öğrenim kredisi mağdurlarını hepimiz bilmekteyiz.

4) Zararların giderilmesi hakkı. Yap-işlet-devret modeliyle ülkemizde yapılan, bu ülkenin geleceğini ipotek altına alan hazine garantili birçok proje maalesef sizin elinizde bu ülkenin geleceğine zarar vermekte; işte, az önce saydığımız mağdurlara yeni mağdurlar eklenmeye devam etmektedir.

5) Seçme hakkı. Arkadaşlar, AK PARTİ iktidarında tüketici kaliteli ve seçebileceği hiçbir ürün alamıyor. Sadece çaresiz, günü kurtarıp o gün açsa karnını doyurmak, bir yere gidecekse ulaşabileceği yere en kısadan ve keseden ulaşmanın derdinde; yarattığınız bir başka mağduriyet.

6) Temsil edilme, örgütlenme, sesini duyurma hakkı. Biz bunu komisyonlarda hep beraber görüyoruz, birçok komisyona konunun bileşenlerinin çağırılmadan yasa yapıldığı gibi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

KADİM DURMAZ (Devamla) - 7) Ekonomik çıkarların korunması hakkı. Ekonomik çıkarlar ne yazık ki enflasyon ve kur farkıyla hiç korunamıyor. Girdiğiniz kampanyalardan "Çıktım." dediğiniz zaman da başvurup bu mağduriyetinizi giderecek, ömrünüzün vefa edeceği bir yasal düzenleme ülkemizde yok.

Kıymetli arkadaşlar, bütün bunları hep birlikte yaşatıyoruz; yaşatmanın yolu uzlaşı, konunun bileşeni sivil toplum örgütlerini önemseme ve bu Parlamentoda saygın yasaları çıkarmaktan geçiyor. Bakın, bunda siyasi rant yok. Eğer ayağına basamayacağınız... Bu konuda aziz milleti soyup zengin olan yakınlarınız yoksa bu yasayı bari doğru düzgün çıkaralım.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)