GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:74
Tarih:31.03.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 11'inci maddeye ilişkin önergemiz üzerinde söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Şimdi, bu 11'inci maddede yapılan değişiklik ne? Hakikaten birbirimizi anlamaya çalışalım çünkü anladığım kadarıyla burada politika aynı politika ancak teknik bir farklılığımız var özellikle Milliyetçi Hareket Partisi ve AK PARTİ'li arkadaşlarla. Şimdi, bu 11'inci madde neyi getiriyor? 298 sayılı Kanun'un 65'inci maddesinde yani seçim kanununun yasaklara ilişkin maddesindeki "Başbakan ve" ifadesi kaldırılıyor. Bir defa buradan başlayalım; şimdi, bu kanuna baktığımızda, bu kanundaki, bu maddedeki en son değişiklik 1987 yılında yapılmış yani burada önce "Cumhurbaşkanı"nın olmamasının gerekçesini bulalım? 1987 yılında, birincisi, Cumhurbaşkanı tarafsız bir Cumhurbaşkanı; ikincisi, bir defa seçiliyor, zaten Cumhurbaşkanının seçime girmesi diye bir olay yok. O yüzden burada maddenin orijinaline hiçbir şekilde "Cumhurbaşkanı" konulmuş değil. Şimdi "Başbakan" ifadesi kaldırılıyor, yerine bir şey konulmuyor. Oysaki, bizim genel uyum düzenlemelerinin tamamında ne yapıyoruz? Yeni sistemde artık Başbakanlık görevi Cumhurbaşkanı tarafından ifa edildiği için aslında biz "Başbakan" gördüğümüz her yere "Cumhurbaşkanı"nı normal şartlarda ekliyoruz ama burada eklenmiyor. Şimdi bizim önergemizi söyleyeyim, ondan sonra argümanlarımızı sıralayacağım. Biz de önergemizde diyoruz ki buraya "Cumhurbaşkanı ve" ifadesi eklenmeli. Artı, "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" için de hiçbir hüküm yok; bakanlara yasak var. "Cumhurbaşkanı" kısmı tartışılmalı ama "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" ne olacak? "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" zaten bir defa teknik olarak atladığınız bir şey, orada bir hata yapıyorsunuz, onun zaten mutlak surette ilave edilmesi lazım.

Peki, biz niye bunda ısrar ediyoruz? Şimdi, 6271 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinin (4)'üncü fıkrası 298'e atıf yapıyor; şimdi oraya referans veriyor ama o referans verdiği yerde Cumhurbaşkanına yasak yok. 6271'in Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu olmuş olması, bu yasakların, konuşulan her şeyin Cumhurbaşkanı açısından, Cumhurbaşkanı adayı açısından olacağı anlamına gelmez. Niye gelmez? Öyle olmuş olsaydı siz buradaki... Mesela üstündeki fıkra nasıl başlıyor, yasaklarla ilgili bir hüküm daha var? "Adayların" diye başlıyor, orada adayları sınırlayıcı bir şeyden bahsediyor ama şu anda hani "Atıf yapılıyor." dediğiniz fıkrada bir defa adaylar yok yani Cumhurbaşkanı adayını hiçbir şekilde kapsamayan bir şey. Dolayısıyla birinci argümanımız bu.

Şimdi buradan "Başbakan" hiç çıkartılmamış olsaydı -öbür taraftan- şu denilebilirdi: "Ya, Başbakan çıkartılmadı, uyumda atlamalar oldu. 'Başbakan' olan yerde zaten 'Cumhurbaşkanı' vardır dolayısıyla bu yasaklar Cumhurbaşkanını da kapsar." Şimdi "Başbakan ve" çıkartıldığında yarın bir gün şunu birisi iddia ederse... Burada kanun koyucunun iradesi Cumhurbaşkanını yasak kapsamına almış olsaydı, "Başbakan" olan yere "Cumhurbaşkanı"nı koyardı veya uyumu tam yapmazdı. Mesela burada bir sürü maddede "Başbakan" var, onların hiçbirini kaldırmıyorsunuz. Ben burada bir iyi niyet görmüyorum. Yani şimdi Feti Bey'le de, Feti ağabeyle de konuştuk, "Başbakan ve"yi uyum açısından yaptık." diyorsunuz. Ağabey, o zaman buradaki diğer "Başbakan"ları niye kaldırmıyorsunuz? Bir sürü "Başbakan" var, tek tek sayabilirim, 6271'de de var. Hatta bu atıf yapıyor dediğimiz maddede "Başbakan" var, bunu niye kaldırmıyorsunuz? Bu şey değil, bu uyum meselesi değil. Burada bilerek veya bilmeyerek Cumhurbaşkanlığını siz yasaklar kapsamının dışına atmak istiyorsunuz. Vatandaşın anlaması için söylüyorum, televizyondan da bizi izleyenler varsa eğer. Yani herkese yasak olsun ama Cumhurbaşkanına yasak olmasın. O, devletin otomobillerini kullansın, uçağını kullansın, helikopterini kullansın, propaganda yasağı olmasın, reklam yasağı olmasın. Bu kabul edilebilir bir şey değil değerli arkadaşlar.

Şimdi, yani bu madde böyle, daha fazla ne söylemek lazım bilmiyorum. Mesela, adaylar konusu, şimdi tekrar orayı söylemem lazım. Bakın, şu madde... Şimdi, en büyük argümanları değerli arkadaşlarımızın, yani Cumhur İttifakı'nın adaylarının "Ya, bu 6271, yani atıf yapan kanun zaten Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, ayrıca Cumhurbaşkanı diye bir yere yazmaya gerek yok." denilemez çünkü buraya baktığımızda kanunun birçok maddesinde hep "Adaylar, adaylar" diye geçiyor ama şu anda tartıştığımız yani 298'e atıf yapılan yerde "aday" yok. Orada mesela ne var? Diyor ki: "Propaganda döneminde Başbakan, bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara ilişkin hükümler dâhil olmak üzere propagandaya dair diğer hususlar da 298..." Burada adaylarla ilgili, Cumhurbaşkanıyla ilgili filan bir şey söylenmiyor. Yani, dolayısıyla, hiçbir şekilde -eğer yaptığınız düzenleme sizin dediğiniz gibi geçerse- Cumhurbaşkanının yasak kapsamına alınması diye bir şey söz konusu olmayacaktır. Hani daha fazla hani kendimizi de yıpratmanın bir anlamı yok.

Şimdi, bu en kıdemli hâkim meselesi önemli bir meseledir. Türkiye'nin yetmiş yıldır uyguladığı bir şey. En istikrarlı olduğumuz konuda böyle bir geriye gidişin yapılmasını iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değildir.

Bir de şunu söyleyeyim, mesela, ben şu seçim kanunları değişikliklerini çıkarttırdım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Devamla) - Sağ olun Başkanım.

Ondan sonra da "Ya, seçimlerde ne olmuş?" diye baktım. Bakın, ANAP iktidarı 1991'de seçim kanunuyla ilgili değişiklik yapmış, tamam mı? Yapmış değişikliği ama kendisine yaramamış, Doğru Yol birinci parti olarak çıkmış. Benzer bir şekilde 1995 yılında Doğru Yol yapmış bunu, iktidarda olanlar yapmış, Refah Partisi birinci parti olarak çıkmış. Eğer millet bir partiye siz gideceksiniz diyorsa, bunu seçim kanunuyla, şununla bununla oynayarak değiştirme imkânınız yok arkadaş. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Yani bu kararı millet verdi, millet sizi gönderecek. Hiç olmazsa yani siyasi tarihimize, demokrasi tarihimize bir kara leke de siz çalmayın; sizden istirhamımız budur.

NECİP NASIR (İzmir) - 2023'te görüşürüz.

ERHAN USTA (Devamla) - Bu yanlışlardan vazgeçin. Buradaki antidemokratik uygulamaların tamamını çıkarmanızı talep ediyoruz. Yoksa arkanızdan, yirmi yıl sonra, otuz yıl sonra yine birileri bunu yapmak istediğinde "AK PARTİ de zamanında böyle yapmıştı ve kendi yaptığı kanunla kendisi takıldı." deyip sizi kötü anacaklar diye söylüyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)