| Konu: | Şeker ve çay fiyatlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 05.04.2022 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarımda yaşanan sorunların somut bir örneği de şekerde bugün geldiğimiz noktadır.
Şeker pancarı, stratejik bir üründü. Şeker pancarı fabrikalarının satılmaması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerek fabrika önlerinde gerekse yaptığımız mitingle tepkimizi dile getirdik. Şeker pancarı, sözleşmeli yapılan bir tarımdır ve çiftçi gider, fabrikayla üreteceği şeker için kota anlaşması yapar; daha sonra ürününü götürüp eylül ayında fabrikaya teslim eder ve bilahare de üründen gelirini sağlar. Şeker pancarı geçtiğimiz yıl çiftçiden 420 liradan alındı ancak çiftçi, tonunu 420 liradan teslim ettiği şekerin posasını, küspesini 600 liradan özel fabrikalardan almak durumunda kaldı. Şeker pancarından alkol elde edilir, melas elde edilir, küspe elde edilir ve bu 4 ana unsur içinde en önemli faktör de şekerdir.
Geçtiğimiz yıl şeker pancarı eylül ayında alındı, işlendi, aralığa kadar da depoya kondu. O arada kasımda şeker fiyatlarına yüzde 25 de bir zam geldi. Bu yıl ise şekerde karaborsacılığın başladığını gördük. Bunun nedeni, özelleştirilen şeker fabrikalarıdır çünkü ülkemizde 21 üründe arz açığımız var ama şekerde arz açığımız yok. Geçen yıl 19,5 milyon ton şeker pancarı yetiştirilmiş, 2 milyon 700 bin ton da şeker elde edilmiş; bir önceki yıl 3 milyon ton elde edildiği için bir kısmı da ihraç edilmiş. Buradaki olay, özel şeker fabrikalarının kamu fabrikalarını zorlayarak şekerin fiyatını bu önümüzdeki dönem alacakları ürünün fiyatına bugünden taşımak. Burada yapılan özelleştirme sürecinde Adalet ve Kalkınma Partisinin Grup Başkan Vekili Mustafa Bey burada diyordu ki: "Şeker fabrikaları özelleştirildiğinde rekabet artacak, fabrikalardan işçi çıkarılmayacak, bunun yansıması olarak şeker ucuzlayacak." Ama öyle olmadığını gördük. Çünkü şeker fabrikalarının konum olarak diğer fabrikalardan farklı yönü şu: Bulunduğu bölgeye göre üretim maliyeti farklılaşır, üretim maliyetinin farklılaşması yanında kendine göre şartlar da oluşturur.
Bakınız, şu anda devletin kotası yüzde 10 iken, özel sektör fabrikaları kotayı yüzde 5'e çekti. Bu nedenle çiftçiye kota cezaları yazıldı. Onun yanı sıra özel sektör "Şeker pancarını ben istediğim zaman söküp getireceksin." diyor. Öyle olunca çiftçi, tarlada ürünün firesinin en yüksek olduğu dönemde pancarı sökmek durumunda kaldığı için kayba uğruyor. Kamunun elinde şeker fabrikaları olması gerekirdi. Ortaya çıkan sonuç, tamamen yanlış bir politikanın ürünüdür. Onun için de bugün, TÜRKŞEKER'in kilosunu 10 liraya çektiği şeker, özel sektör fabrikalarında daha yüksek fiyatla satılmaktadır. Bir yıl öncesi 50 kiloluk torbası 225 lira olan şeker, TÜRKŞEKER'de 570 liraya, özel sektörde ise 700-800 liraya gelmiş durumdadır.
İşte iş bilmezliğin yarattığı sonuçlardan biri de budur. Stratejik bir ürün olan şeker pancarıyla ilgili yanlış planlama, öngörü; şekeri de karaborsaya düşürmüştür, olan vatandaşa olmaktadır, tüketici bu konuda mağduriyet yaşamaktadır. Şekerin yanında çayın satışı, şu anda ÇAYKUR eliyle gerçekleşiyor ama bir yıldır ÇAYKUR, fiyatlarını devlet desteğiyle yükseltmiyor, yüzde 6'lık bir zam yaptı ama şeker gibi, vatandaşı mağdur edecek bir artışı getirmedi. Yani bir yerde, şeker pancarı fabrikaları devlette olsaydı sübvanse edilecek, fiyatlar bu kadar artmayacaktı. Nasıl ki yurt dışından buğdayın tonu 6.700 liradan alınıp kendi sanayicimize 3.250'den veriliyorsa şeker pancarında da bu destek sağlanacaktı ve şekerde karaborsa noktasında satışlar olmayacaktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Şu an şeker pancarından elde edilen şekerin fiyatının artışı, şekerden mamul tüm ürünlerin fiyatının artışı demektir. 84 milyon insanı doğrudan ilgilendiren şeker pancarının üretiminden elde edilen ürünlerin bugün için geldiği fiyatlar, yarın için kaygı vericidir. Söylendiği gibi ne şekerin fiyatı ucuzlamış ne rekabet şartları oluşmuş ne de orada çalışanların işten çıkarılması engellenmiştir. Ayrıca, şeker fabrikalarındaki geçici ve mevsimlik işçiler de hâlen kadro alamamış, mağduriyetleri devam etmektedir. Tarımdaki yanlış politikalar ne yazık ki tüm hepimize yani tüketici olan her yurttaşa yansımaktadır.
Şekerde geriye dönüş sağlanabilir, özelleşen fabrikalar kamulaştırılsın. En azından şekerin stratejik bir ürün olarak geleceğe taşınması sağlansın diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)