| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 06.04.2022 |
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Önceki, devrik Tarım Bakanı hep söylüyordu -hatırlıyorsunuz- diyordu ki: "Türkiye, tarımsal gayrisafi millî hasılada Avrupa'da 1'inci, dünyada da 10'uncu sırada." O zaman da sormuştuk, şimdi yeni gelene tekrar sormak istiyoruz: Madem öyle, Türkiye'de bir salatalığın tanesi niye 5 lira, kabağın tanesi niye 6 lira ve insanlar neden bunlara ulaşamıyor? Bütçe döneminde devrik Bakana sormuştum, demiştim ki: Ya, o zaman buğdayın tonu 2.250 liradan yerli üreticiden toplanmıştı. Peki, bir öngörünüz var mı? Yani önümüzdeki dönemlerde muhtemelen kuraklığın da etkisiyle birtakım jeostratejik risklerin de görülmeye başlanmasıyla birlikte ithalat silahını çekeceksiniz ve çok yüksek fiyatlardan -ki şu anda tonu 500 dolara yaklaşmış durumda- ithalat yapacaksınız. Buna ilişkin bir planınız, bir programınız var mı? Devrik Bakan dedi ki: "Hele bir olsun, bakarız." Bakamadan gitti, ondan sonra gelenin de bakabileceğini çok fazla tahmin etmiyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de son on yılda 16 defa tarımsal ürünlerin fiyatını düşürmek için iktidar birtakım girişimlerde bulundu fakat iktidarın sorunları çözme yaklaşımını artık biliyoruz; sorun burnunun dibine kadar gelir, patladığında da sorunu kökünden çözmeye dönük değil, palyatif tedbirlerle meseleyi çözüyormuş gibi yapar.
Neler yapılmadı bu on sene içerisinde? İthalatçılık hâlâ sürüyor sanki ithalatçılık bu fiyat artışlarının sebebi değilmiş gibi, hal yasasıyla oynandı, dijital tarım pazarları kuruldu, hafiyelik teşkilatı kuruldu, zabıtaların bu konuda görevlendirilmesine ilişkin birtakım tedbirler alındı, Gıda Komitesi, Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu, tanzim satış mağazaları açıldı, depo baskınları yapıldı, Rekabet Kurumu göreve çağrıldı, ihracat engellendi, Tarım Kredi Kooperatif marketleri oluşturuldu yani 16 girişim var ve sonuçta, Türkiye hâlâ tarımsal üretimde dünyanın en pahalı ürünlerini kullanıyor.
Niye böyle oluyor? Bunun olmasının çok açık bir sebebi var çünkü üretimi temel alan, üretimi artırmayı hedefleyen bir tarım perspektifine sahip değil yönetenler. Ne yapıyorlar? Mesela, şu anda yine yapılmaya başlandı; üretimin olduğu dönemlerde ithalat silahını çekiyorlar. Ya, ithalat demek yani üretimi artırmayıp da dışarıdan bir malı alıyor olmak, esasen, fiyatların artışını kısa süreyle ertelemek, bir süre sonra fiyatların çok daha fazla artmasına sebep olmak demektir; bunu herkes bilir. Neticesinde, gelinen noktada, çiftçinin, tarım sektörünün çoklu sorunları ortada dururken bu problemlerle ilgilenmek yerine sorunu çözüyormuş gibi, böyle kanseri yara bandıyla tedavi etmeye benzer önlemler alınmaya devam ediliyor.
Oysa, bu bir politikasızlık falan değil, bazı arkadaşlar bunun AKP'nin bir politikasızlığı olduğunu söylüyorlar; bu bir politika ama bu politika, tam anlamıyla, uluslararası tarım tekellerinin, çok uluslu şirketlerin, para babalarının çıkarları doğrultusunda bir politika. 1980'de bu politikayı IMF başta olmak üzere, daha sonra Dünya Ticaret Örgütü onun takipçisi olmak üzere, bütün ülkelere dayattılar ve Afrika'daki açlığın çok önemli sebeplerinden bir tanesi işte bu politikaydı, şu anda AKP'nin uygulamakta olduğu politikaydı. Neticesinde, tarımsal alanın önemli ölçüde tasfiye edildiği, kırsalın tasfiye olduğu, çiftçi yaşının 60'lara merdiven dayadığı, önemli sayıda çiftçinin üretim alanından uzaklaştığı bir süreçle karşı karşıya kaldık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız sözlerinizi.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Tabii ki dövize endeksli girdi fiyatlarının sürekli artıyor olması... AKP'nin ve Erdoğan'ın yanlış ekonomi politikaları sonucunda tarımsal alan önemli ölçüde etkisi kaybetti, tasfiye olmakla karşı karşıya kaldı.
Şimdi, öyle bir noktadayız ki "yerli ve millî"yi kendisine düstur edinen, "tek bayrak, tek vatan, tek millet"i dilinden düşürmeyen iktidar, en sonunda, vatandaşı tek salatalık, tek patlıcan ve tek domatese muhtaç etti. Bu akılla da bu gidişat, bu şekilde devam edecek. Meclisin bu meseleyi araştırmasını ve ivedi olarak tedbir alınmasını öneriyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)