| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 06.04.2022 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 322 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde partim ve grubum adına söz almış bulunmaktayım, sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, söz konusu 4'üncü maddeyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda bir düzenleme yapılarak hapis cezasını öngören cezaların üst sınırı artırılmaktadır. Yine, bu maddede etkin pişmanlık hususuna da yer verilmiş durumdadır. Maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve gecikme zammı, soruşturma evresinde ödenirse verilecek cezaya yarı oranda, kovuşturma aşamasında ödenirse üçte 1 oranında indirim yapılacağı düzenlenmektedir. Bu maddelerin Plan ve Bütçe Komisyonunda değil de Adalet Komisyonunda tartışılması daha anlamlı olacaktı fakat torba yasa tekniği, nitelikli yasa yapma faaliyetlerinin önünde bir engel olarak kalmaya devam ediyor. Bu usulü yanlış ve sakat bulduğumuzu ifade etmek isterim.
Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesinde yer alan cezaların alt sınırları 16/6/2009 tarihinde değiştirilerek bir yıllık süre on sekiz aya yükseltilmişti. Yine, Komisyonda, Sayın Abdullah Güler bu madde kapsamında 70-80 bin dosyanın olduğunu dile getirdi. 2009 yılında yapılan düzenlemeyle alt sınırı yükseltmeniz acaba evrakta sahtecilik suçunun engellenmesinde ne kadar etkili oldu? Elinizde bununla ilgili bir çalışma ya da analiz var mıdır? Yine, üst sınırın beş veya sekiz yıla çıkarılması bu tarz suçların işlenmesinde caydırıcı olabilecek midir? Komisyonda bu maddeyle ilgili olarak üç yıl olan cezanın beş yıla, beş yıl olan cezanın ise sekiz yıla çıkartılmasıyla ilgili olarak faturaya göre ceza verileceği yani fatura düşükse alt sınırdan, yüksekse üst sınırdan ceza verileceği yönünde bir açıklama da yapılmıştır. Bu düşünce yapısının pratikte başarılı olabileceğini zannetmiyorum çünkü adalet mekanizması büyük sorunlar içerisinde çalışmaktadır, o da adalet mekanizmasında adaletin bulunmaması durumudur. Neden mi? Bu ülkede, baklava çalarsan ister çocuk ol ister yetişkin, üst sınırdan ceza alırsın fakat hazineyi soyarsan "vatan sevdalısı" ilan edilirsin. Acaba, beşibiryerde müteahhitlere benzeri suçlardan ceza verebilecek bir hâkim var mıdır? Bırakın hâkimi, soruşturma ya da kovuşturma yapabilecek bir savcı yok. "Adalet" kavramı hakkın teslimiyetini değil, yargının siyasi saikliğini ifade ediyor. Güçlüyü koruyan, güçsüzü ezen bir yargı sistemi AKP'nin bu ülkeye en büyük armağanıdır. Suçu ya da evrakta sahteciliği olağanlaştırmak gibi bir gayem tabii ki söz konusu değil ama 5 bin lira vergi ödemekten imtina eden ile 500 milyon vergi borcu olan bir şirketin aynı sıklette olması mümkün mü?
İşte soruyorum, eğer elinizde veriler varsa bizleri lütfen aydınlatın: Bu suça tabi olan 70-80 bin dosyaya konu vergi toplamı ne kadardır? 5'li müteahhittin Hükûmetiniz tarafından affedilen vergi borcu toplamı ne kadardır? Ortaya çıkardığınız durumlar vergi kaybının önüne geçecek de bu sermaye şirketlerine tanıdığınız imtiyaz vergi kaybına yol açmıyor mu? Bitmek bilmeyen ihaleler, sonu gelmeyen garantili ödemeler, yurt dışından alacakları kredilerde dahi devletin bakanlığının garantör ilan edilmesi, vergi ayrıcalığı imtiyazları ve buna benzer birçok usulle ülkeyi soygun yerine çevirmiş bu şirketler asıl suçlulardır.
Değerli milletvekilleri, öncelikle vergi adaletinin sağlanması gerekmektedir. Vergi adaleti söz konusu değilse, tüm halklara eşit ve adil yaklaşılmıyorsa adil bir yönetimden söz etmek mümkün değildir. İktidarın adaletli olmadığı bir yerde insanların hukuka uymasını beklemek de hayalciliktir. Pırlanta alıcısından değil de kitap satın alandan vergi alıyorsanız pırlanta alıcısını seviyor, kitap okuyucusunu sevmiyor ve ondan korkuyorsunuz demektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)