| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
11'inci madde daha evvel olan bir düzenlemenin istisna hâline çevrilip süresinin uzatılmasıyla ilgili bir madde. Bu yanıyla önemsiz bir madde ve halkın refahıyla da ilgisiz bir madde. Gerçi yasanın tümü öyle ama size ben halkın refahıyla ilgili bir şeyden bahsedeyim. Malatya ve Adıyaman'da tütün üreticileri perişan vaziyetteler. Geçen yıl yetki belgesi şartı getirilmesinden bu yana, tütün üretiyorlar ama satışları yasak. Bu, özellikle AKP'nin tütünü uluslararası finans kuruluşlarına ve çok uluslu şirketlere peşkeş çekmesinin sonucunda ortaya çıkan bir durum ve bölgedeki tütün üreticilerinin bazı talepleri var. Şöyle söylüyorlar: "Bölgede yetişen kıymalık tütün tescilli ürün olmalıdır. Geçtiğimiz ocak ayında AKP'li ve MHP'li milletvekilleri ve yerel kamu idarecilerinden oluşan heyet ile tütün üreticileri arasında gerçekleştirilen toplantıda tütün üreticilerine verilen sözler yerine getirilmelidir. Ve nihayetinde tütün konusunda mevcut yasal düzenlemelerin çiftçiler üzerinden olumsuz etkisini dikkate alarak, yerli tütün üreticilerini destekleyen kapsamlı yeni bir yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir." diyorlar Tarım Bakanlığının ve ilgililerin dikkatine.
Yasa maddesi için, önemsiz ve halkın refahıyla ilgisiz dedim. Nedir halkın refahıyla ilgili olan değerli arkadaşlar? Mesela, stagflasyona doğru koşar adım giden bir ekonominin durumudur; sebzelerin taneyle satılması, yoksulluğun diz boyu hâle gelmesidir; sermayeye milyarlarca dolar vergi istisnası tanınırken, banka kârları bir yılda yüzde 320'den fazla artmışken yoksulluğun giderek boyutlanmasıdır; beş yıldızlı otellerde iftar ederken birileri, iftarlarını açmak için bir lokma kuru ekmeği bulamayanların arasındaki çelişkidir halkın gerçek gündemi.
Dedim ya, bu yasa, başından sonuna kadar, AKP'nin tipik sorun çözememe yöntemiyle malul. Önce sorunu yaratan, ardından sorunun toplumsal bir muhteva kazanmasını ve burnunun dibine kadar gelmesini bekleyen ve sonuçta da palyatif bazı önlemlerle sorunun çözüleceği iddiasında olan bir iktidarın aynı mantaliteyle yapmış olduğu bir yasa.
Mesela, bu yasanın içerisinde çiftçi borçlarıyla ilgili bir şey var. Yani çiftçilerin borçlarını rahat ödeyebilmeleri, kolay ödeyebilmeleri için güya bir madde ihdas edilmiş. İyi de bunun mesela 200 milyar lirayı aşmakta olan çiftçi borçlarına hiçbir faydası yok ki. Yani çiftçi borçları artık o hâle gelmiş durumda ki bunu "Siz daha kolay ödeyin." başlığıyla çıkaracağınız maddelerle, bu niyetle çözebilmek artık mümkün olmaktan çıkmış durumda.
Buna benzer, tek tek iyileştirmeymiş gibi görülen ama özünde radikal olmaktan uzak ve sorun çözmekle uzak yakın alakası olmayan bir mimariye sahip bu yasa. Ya, bunu yazmışsınız yazmasına da, bakın, ben geçen sene, 2021 yılında bununla ilgili -çiftçi borçlarıyla ilgili- bir yasa teklifi hazırladım. Bir defa, bir yasa eşitsizliklere uygulanmaya çalışılırsa eşitsizlik içerisindeki eşitsizlikleri daha da artırır. Pozitif ayrımcılık denen şey budur. Bu sebeple, çiftçi borçlarına ilişkin bir şey yapıyorsanız, mesela yapılması gereken, çiftçileri "küçük, orta ve büyük çiftçiler" olarak standardize etmek, ayırmak ve küçük ve orta işletmelerin ya da küçük ve orta ölçekli çiftçilerin, ev tipi üretim yapanların borçlarını kamu borcu hâline getirmektir. Sermayeye milyarlarca lira vergi istisnası tanıyanların bunu yapmaktan imtina etmesi, gerçekten, ne kadar katı bir sınıfsal tutum içerisinde olduklarının açık göstergesidir; bunu tekrar ilginize sunuyoruz.
Çiftçi borçları... Küçük ve orta ölçekli çiftçi borçları kamu borcu olmalıdır ve kamu tarafından bir defalığına mahsus olmak üzere ödenmelidir. Üretim, bu maddede olduğu, iddia edildiği biçimiyle artmaz; ancak ve ancak, çiftçiyi borçtan kurtarırsanız, girdi fiyatlarını sübvanse edecek yeni kitleri açar, yeni mekanizmalar kurarsanız, işte o zaman tarımsal üretim bu memlekette artar. Onun haricinde, gerçekten, bu yasaları getirmeyin; konuşmak mesela benim için zül. Bunlar, laf ola beri gele nevinden yasal düzenlemeler ve hiçbir karşılığı, anlamı yoktur. (HDP sıralarından alkışlar)