| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu düzenlemenin ülke tarımımız, çiftçilerimiz ve köylülerimiz açısından mahzurlarını bilgi ve belgelere dayalı olarak ortaya koyduk, eleştirilerimizi ve önerilerimizi ifade ettik.
Gerek Sayın Bakan gerekse AKP Grubu adına konuşan milletvekilleri, gerçekleri ifade etmekten, kuyulara ölçüm sistemi kurmanın ana amacının kullanılacak suya kota konulması olduğunu söylemekten ısrarla kaçınmışlardır. Ayrıca, kuyudan kullanılacak su için çiftçiden para alınıp alınmayacağı konusunda çelişkili açıklamalar yapmışlardır. Öyle ya, önümüzde seçim var. "Aman çiftçimizi, köylümüzü uyandırmayalım." mantığıyla kendilerini akıllı, milleti de saf yerine koymuşlardır. Bir de kasıla kasıla, böbürlene böbürlene "Çiftçi bize oy veriyor." diyerek "İstediğimizi yaparız, size ne oluyor?" demeye getirmişlerdir. Bu kadar kibir hayra alamet değildir. O çiftçilerin tokadını yiyeceğiniz günler de geliyor.
Bakınız, aslında ne yapılıyor? Belgeler üzerinden ve tarih sırasıyla tekrar açıklayacağım. Yeraltı Suları Hakkında Kanun'da 2011 yılında yapılan değişiklikle, kuyulara iki yıl içinde ölçüm sistemleri kurulma zorunluluğu getirilmiştir. Şu anda görüştüğümüz bu teklifin özü de bu sürenin bir yıl uzatılmasıdır. Bu ölçüm sistemlerinin ve özelliklerinin tespitine ilişkin Yeraltı Suyu Ölçüm Sistemleri Yönetmeliği, 7 Haziran 2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Yönetmelikte, çekilebilecek azami su miktarı ölçümünün; ön yüklemeli su sayacı, ön yüklemeli elektrik sayacı ve diğer ölçüm sistemleriyle kontrol edileceği ifade edilmiştir.
DSİ Genel Müdürlüğünün 5 Temmuz 2011 tarihinde bölge müdürlüklerine gönderdiği 2011/11 sayılı Genelge'de, zirai sulama suyu tahsisinde, havza sulanabilir arazi miktarının yer üstü ve yer altı suyu ile sulanabilir arazilerin tespiti yapılarak zirai sulama amaçlı hektara verilecek su miktarının tespit edilmesi belirtilmiştir. Bu kapsamda, DSİ'nin Konya, Karaman, Niğde ve Aksaray illerini içine alan KOP Bölgesi için hazırladığı eylem planı çalışmaları sonunda, bölgedeki ekonomik sulanabilir arazi miktarı 1 milyon 100 bin hektar olarak tespit edilmiş, bunun 1 milyon hektarı yer altı suyundan sulanabilecek alan olarak hesaplanmış; bu yolla tarımsal sulamaya ayrılan 2 milyar metreküp yer altı suyu potansiyelini 1 milyon hektar tarım alanına oranlayarak
Ayrıca, DSİ ile MEDAŞ arasında varılan mutabakatla bu işin nasıl yürütüleceği konusu belirlenmiştir. MEDAŞ, ruhsata işlenecek, DSİ tarafından hesaplanmış yıllık enerji miktarının yüklenebildiği, uzaktan okunabilen ve kontrol edilebilen "OSOS" adlı Otomatik Sayaç Okuma Sistemini önermiştir. Bu teklif kabul edilerek MEDAŞ ile DSİ arasında bir protokol imzalanmıştır. DSİ'nin bölge müdürlüklerine gönderdiği 7 Kasım 2012 ve 14 Aralık 2012 tarihli yazılarında, kuyu sahiplerinden taahhütname alınması, aksi takdirde mağdur olacaklarının duyurulması ve bölgelerin eylem planlarını uygulamaya koymaları talimatlanmıştır.
Sayın Bakan, bunlar Bakanlığınız çalışmaları. Bunları niye anlatmıyorsunuz? "Erzurum Ilıca Ovası'nda sayaç takılmayacak." dediniz, "Konya Ovası'nda takılacak?" Ankara, İzmir, Yozgat, Aydın, Balıkesir, Şanlıurfa'da tarlasını sulayan, kuyudan sulayan çiftçilere sayaç takma zorunluluğu geliyor. Kullanacağı suya kota gelecek, tarlasının yarısını bile sulayamayacak. Bunları niye söylemiyorsunuz? Havzaların eylem planlarına göre nerede ne kadar kota belirlediğinizi niye saklıyorsunuz? Bu hazırlıklar neyi gösteriyor değerli arkadaşlar? "Miktarı Bakanlar Kurulu belirleyecek." diye söylemenin bir alemi yok. Esasen bütün hazırlıklar tamam, çiftçinin tuzağa düşmesi bekleniyor.
Değerli milletvekilleri, bakınız, KOP Bölge Kalkınma İdaresinin DSİ YAS Eylem Planı'nın uygulamaya geçilmesi hâlinde bölgede olabilecek bitkisel üretim kayıplarını tahmin eden bilimsel raporunda, bölgenin toplamda yüzde 40'a varan bir ekonomik kayıpla büyük ekonomik krize gireceği tahmin edilmektedir.
Bölgede olabilecek üretim kayıplarıyla ilgili tespitlerden bazıları şunlardır: Uygulanması planlanan su kotası ile bu alanlardaki meyve bahçeleri büyük ölçüde ortadan kalkacak, toplam meyve üretimi yüzde 35 oranında azalacaktır. Sebze üretimi ciddi ölçüde etkilenecek, sofralık ve sanayilik havuç üretimi bitme noktasına gelecek, tarla domates üretimi, kavun, karpuz üretimi de büyük ölçüde darbe alacaktır. Şeker pancarı üretimi yüzde 51 oranında azalacaktır. Ayrıca, pancar posası ve melas üretimi de azalacağından bunun hayvancılığa olumsuz yansımaları olacaktır. Mısır üretimi yüzde 53, kuru fasulye yüzde 52, patates üretimi yüzde 56 oranında azalacaktır. Silajlık mısır ve yonca üretiminin yüzde 56 oranında düşeceği öngörüsü, bölge hayvancılığını içinden çıkılmaz bir hâle sokacaktır. Tohumluk üretimi nasibini alacak, tohumculuk sektörü de olumsuz etkilenecektir.
Sonuç itibarıyla, KOP illeri önemli gelir kaybına uğrayacaktır. "Bu kaybın KOP Eylem Planı kapsamında uygulanacak projelerle telafisi yoluna gidilmelidir." deniliyor. Olayın vahametini görüyor musunuz? Bu bizim iddiamız değil, bunlar resmî raporla tespit edilen hususlar. Bu uygulamayla tarımın başkenti olan Konya işsizliğin başkenti olacaktır.
Sayın Bakan "Kuyudan fazla su çekersek çiftçilerin bırakın torunlarını evlatlarına dahi su kalmayacak." diyorsunuz. Daha açık konuşun, dürüst olun; kendinize güveniyorsanız, çiftçiyi aldatmak istemiyorsanız mertçe, yiğitçe deyin ki: "Kuyu suları için kota koyacağım, bu suyla tarlanın ancak üçte 1'ini ekeceksin, çiftçiliği bırakın, kendinize başka iş bulun." Yapılanların meali budur. Çiftçi ne iş yapacak, geçimini nasıl sağlayacak, AKP Hükûmetinin umurunda bile değildir. Bir de çiftçimize diyorsunuz ki: "Kuyuna 5 bin lira daha masraf et de ölçüm sistemini satan firmalar para kazansın." Siz bu firmaların ortağı mısınız?
Sayın Bakan, kanallar elek olmuş, siz kuyulara sayaç takmaktan bahsediyorsunuz. Önce sulama kanallarını ıslah edin, gerçek tasarruf ancak bu şekilde karşılanır.
Sayın Bakanım, bu maddeyle ilgili önergemiz var. Bu bir yıllık süre çok kısa bir süre, en azından üç yıllık süre tanınmalı ve bu süreçte de gerek arazi toplulaştırması çalışmalarına hız verilmeli gerekse kanallarda ıslah çalışmaları yapılmalı. Bu şekilde sağlanacak tasarruf, inanın, sizin öngörülerinizden çok daha fazla olacaktır.
AKP Hükûmeti üretimin ve üreticinin düşmanı, ithalat sevdalısıdır, "Oluşacak üretim kayıplarını ithalatla karşılarım." demektedirler, zaten öyle de yapıyorlar. Toprakları yabancılara satıyorlar, fabrikaları, tesisleri, limanları, yolları, her şeyi satıp parasıyla sebze, meyve, et, kurbanlık hatta ot ve saman ithal ediyorlar.
Sayın Bakanım, bu sevdadan vazgeçin, tarımsal sulama amaçlı kuyulara cihaz takılmasına gerek yok. Öncelikle başka alanlarda tasarruf sağlanmalı.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kalaycı.