GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik Alanında Eğitim ve Öğretime İlişkin İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:12.04.2022

CHP GRUBU ADINA TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün, burada, ayçiçeği üretimi ve ayçiçeği yağı üzerine konuşmak için söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, hepimizin bildiği gibi, insan sağlığına en elverişli yağ ayçiçeği yağı. Hayvansal yağları bir tarafa atarsak, zeytinyağını bir tarafa çıkarırsak, insan sağlığına en yararlı yağ ve en çok üretebildiğimiz yağ ayçiçeği yağı. Değerli arkadaşlar, ayçiçeği yağını üretmek için çiftçimiz şu anda tarlasını hazırlama durumunda ve ekimine başlayacak.

Değerli arkadaşlar, bakın, ayçiçeği nasıl üretiliyor? Ayçiçeğinin tohumunu dışarıdan alıyoruz. 1 kilo ayçiçeği tohumu 170 lira, 1 kilo ayçiçeği 12 lira. Şimdi, bunu biz kendimiz üretemez miyiz? Üretiriz. Romanya üretiyor, Fransa üretiyor, Rusya üretiyor ama biz üretmiyoruz. Dışarıya bağımlı olmaya alıştık ya, dışarıya bağımlılığımız iyice hastalık hâline geldi ya, onu da dışarıdan alalım. Nasıl olsa "Dövizimiz bol." nasıl olsa "Dövizimiz var ki alıyoruz." teraneleriyle Türkiye, bugüne kadar gelmiş dayanmıştır değerli arkadaşlar.

Şimdi, toprak işlemek için önce mazot lazım, motorin lazım. Değerli arkadaşlar, çiftçiye motorinin litresi 19 lira ama bot gibi, yat gibi araçlara motorininin KDV'si yok ve özel tüketim vergisi (ÖTV) de yok. Şimdi, bu arkadaşlar üretim için mi motorin harcıyorlar? Hayır. Ama çiftçi üretim için harcıyor. Siz üretime bu kadar ÖTV ve KDV yüklerseniz çiftçinin ürettiği malın maliyeti otomatik olarak artacaktır, bu şekilde de halkımızın yiyecek olarak kullandığı ayçiçeği yağı fiyatı da otomatik olarak artacaktır. Şimdi, soframızdaki ayçiçeği yağının litre fiyatı ne kadar? Değerli arkadaşlar, 1 litresi 50 lira, 2 litresi 80 lira, 5 litresi 180 lira, 18 litresi 638 lira. Şimdi, değerli arkadaşlar, size bir enteresanlık daha söylemek istiyorum: Türkiye'de 5 litrelik yağ 187 lira, yurt dışında aynı yağ ve aynı marka -bizim yerli markamız- 56 lira değerli arkadaşlar. Niye böyle? Niye böyle? Çünkü dışarısı sübvanse yapmasını biliyor. Bizde sübvanse yok, bizde çiftçiye sürekli olarak yüklenme var ve bu yüklenme de sürekli olarak sonunda sofraya geliyor değerli arkadaşlar.

Şimdi, ayçiçeği üretimi olan Türkiye'de 7,3 milyon dekar, yıllık üretim 1 milyon 900 bin ton, ithalat 1,1 milyon ton. Değerli arkadaşlar, bu vaziyette yaklaşık olarak üçte 1'ini ithal etmek zorunda kalıyoruz. Şimdi, bu, aşağı yukarı dekarında 250 kilogram ayçiçeğine tekabül eder. Biz bu 7,3 milyon dekarı 10 milyon dekara çıkarırsak ve üretimi de bir şekilde destekleyerek dekarını 300 kiloya getirirsek 3 milyon ton ayçiçeği yağını biz kendimiz üretiriz değerli arkadaşlar ve dışarıya da muhtaç olmayız. Bu nasıl olur? Bu, tarımsal alanlara fabrika kurmakla olmaz değerli arkadaşlar. Bu, fabrikaları kırsal alana çekerek ve bizim tarımsal alanlarımızı sürekli olarak arttırmakla olur. Biz ne yapıyoruz? Sürekli olarak Trakya gibi en mümbit toprağın olduğu yere getiriyoruz, fabrika kuruyoruz. Hem de ne fabrikalarını kuruyoruz? Tekstil fabrikalarını kuruyoruz. Tekstil fabrikaları sadece işgal ettikleri yeri yok etmiyor değerli arkadaşlar, aynı zamanda bunların ürettikleri kimyasal atıklar da bizim tarımsal alanlarımızı sürekli olarak azaltıyor ve verimlerini de sürekli olarak düşürüyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de yaklaşık olarak ekim alanı 28 milyon hektar. Bunun yaklaşık olarak 4,5-5 milyon hektarına ayçiçeği ekiliyor. Değerli arkadaşlar, şimdi, ayçiçeği, özellikle sıcak bölgelerde yetişen bir bitki, soğuk bölgede ekmeniz mümkün değil ve yazlık bir bitki. Yazlık bir bitki olduğu için hâliyle suya ihtiyaç var. Peki, su sorunumuzu çözdük mü? Ayçiçeğinin bir kısmı da Konya Ovası'nda yetişiyor. Konya Ovası'na biz suyu götürdük mü? Yirmi yıldan beri sürekli olarak kalkındığıyla, sürekli olarak doğru yatırımlar yaptığıyla övünen AKP, Konya Ovası'na su götürememiştir bugüne kadar.

Değerli arkadaşlar, aynı şekilde, şeker konusu da buna benzer. Bizim şeker fabrikalarımızda ürettiğimiz şeker, önceden, Türkiye'nin ihtiyacından katbekat fazlaydı ama bu fazlalığı bir şekilde dışarıdan bir emir gelerek... "Nereden geldi bu emir?" derseniz, hepiniz biliyorsunuz, Amerika Birleşik Devletleri'nden. Cargill'in baskısıyla Amerika Birleşik Devletleri Türk Hükûmetine baskı yapıyor ve Türkiye'de şeker fabrikaları bir hafta içinde satışa çıkıyor değerli arkadaşlar. Şu anda, Türkiye'de üretilen şeker Türkiye'nin ihtiyacı olan şekeri karşılamıyor değerli arkadaşlar. Değerli arkadaşlar, bu şekilde üretimle biz yarın dışarıdan şeker ithal etmek zorunda kalacağız. Şeker ithal etmeye mecbur kaldığımız zaman da -şunu bilin ki- karaborsaya düşecektir. Gemilerini getirdikleri zaman, karaborsada şeker yükselsin diye kapaklarını açmayacaklar ve şeker tavan yaptıktan sonra kapaklar açılınca Türk halkını müthiş bir şekilde kazıklayarak Amerikan şirketine kazandıracaksınız.

Türkiye'de tarım üretimi çiftçinin elinden yavaş yavaş alınıyor. Değerli arkadaşlar, şimdi, Türkiye'de tarımsal alanın, tarımsal arazinin 300 dekara kadar yabancılara satılma hakkı getirildi. Bu, Bakanlar Kurulu kararıyla 600 dekara kadar çıkarılıyor. Peki, 1 kişi 600 dekar alıyorsa 20 kişi bir araya gelip beraber bir iş yapmaya kalktığı zaman 12 bin dekar yapar. 12 bin dekar bir köyün işleyebileceği arazidir değerli arkadaşlar. Bunun gibi 1.000 tane, 10 bin tane işletme kurulursa düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de köy kalmayacak, Türkiye'de üretmek için çiftçi bulamayacağız değerli arkadaşlar.

Bugün, benim bölgemde, Kırklareli bölgesinde Alpullu Şeker Fabrikasını alan şahıslar, bizim Trakya'da pancar üretimi yaptıramıyorlar değerli arkadaşlar. O kadar uğraştıkları hâlde -Pancarköy, Alpullu Şeker Fabrikasının olduğu yere 3 kilometre mesafededir- ismini pancardan alan Pancarköy'de bugün 1 dekar pancar ekilmiyor değerli arkadaşlar. İnsanlarımızı pancar ekiminden kopardınız, insanlarımızı yağ mahsulü olan ayçiçeği üretiminden koparacaksınız ve aynı şekilde zeytin ağaçlarını sökerek, zeytin yerlerine turistik bölgeler, fabrikalar kurarak insanlarımızı zeytin üretiminden de koparacaksınız. Ondan sonra bu topraklar bizim elimizde olmayacak, yabancıların elinde olacak; yabancıların tarlasında Türk çiftçisini, Türk insanını köle gibi çalıştıracaksınız. Bundan haberiniz var mı? AKP'liler size sesleniyorum, ses yok; MHP'li arkadaşlarım, milliyetçi arkadaşlarım size sesleniyorum.

Bizim bölgemizde, Osmanlı zamanında toprakların tamamını Almanlar işliyordu, aynı şekle çevirmeye çalışıyorsunuz, yabancılara bu toprakları peşkeş çekmek istiyorsunuz; Türk insanını da onların çiftliklerine, onların fabrikalarına köle yapmak istiyorsunuz. Bunu dünya tarihinde gördük, bizden başkası da gördü, Afrika da gördü. Siz bunu yeniden yaşayarak mı görmek istiyorsunuz? Hiç mi vicdanınız yok, hiç mi aklınız yok, hiç mi hesap kitap bilmiyorsunuz?

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)