| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 14.04.2022 |
CHP GRUBU ADINA KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri, televizyonları başında bizi izleyen aziz milletimiz ve şeker fabrikalarında ve makine fabrikalarında mücadele eden şeker emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, genç cumhuriyet Millî Mücadele sonrası Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde "Her fabrika bir kaledir." deyip Anadolu'da ilkini başlattıkları şeker fabrikalarından bu yola çıktılar. Bu mücadelenin ikinci aşaması üreten bir Türkiye Cumhuriyeti kurmaktı. Şeker fabrikaları ve bünyesinde makine fabrikaları da işte, bunlardan biriydi, o zaman başarıldı.
Günümüzde, gelişen özelleştirme sürecinde biz "Şeker millî, stratejik bir üründür." dedik, işçiler de "Şeker vatandır, satılamaz." dedi ama siz ülkenin birçok millî varlığı gibi şeker fabrikalarını da sattınız. Yetmedi, fabrika arazileri Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir bir satıldı, seyrettiniz. Yine, Ege'de, Kütahya'da şehir merkezinde özelleştirilen, satılan bir fabrikanın dışında olan 112 dönüm araziyi -sizin tabirinizle kupon bir araziyi- tapuda tahribat yaparak o firmaya hileli bir şekilde verdiniz. Hiç vicdanınız sızlamadı, itiraz da etmediniz, bu yanlıştan da dönülmesine dair hiç sesiniz çıkmadı.
Şimdi, kaderine terk ettiğiniz makine fabrikalarına sırayı getirdiniz. Makine fabrikaları memleketimiz için bir cevherdi. Özbekistan Şeker Fabrikasını 1993'te işte, bu makine fabrikaları anahtar teslim kurdular. Bu fabrikanın yapımı dünyaya açılıp bir meydan okuma, millî bir başarıydı. Ülkemiz ilk kez bu fabrikalar sayesinde teknoloji ihraç etmiştir. Bu makine fabrikaları bu ülkede 15 şeker fabrikasını da kurmuştur, yine, 1982 yılında hepinizin bildiği Kızılırmak üzerinde Hirfanlı Hidroelektrik Santrali'ni de yok saydığınız makine fabrikası yapmıştır. Bu fabrikalar üretmeye devam ederken Denizli Adıgüzel Santrali'nin yapımını ne yazık ki zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren Çinlilere vermiştir. Elektromekanik üretimimiz, millî üretim gücümüz bu davranışla yara almıştır. EMAF ve makine fabrikalarını koruyamadığımız için ülkemizi yap-işlet-devret modellerine dövizle borçlandırıp, tefecilere muhtaç edip bugünkü hâle getirdiniz. Ülkemiz, bu fabrikaların ürettiği pH metreleri bugün dünyaya teknoloji satan Çin'e 1984 yılında satmıştır. Biz şeker pancarı tarımına sahip çıksaydık et, süt, ayçiçeği, şeker sıkıntısı çekmezdik; hidroelektrik santrallerimizi yapmaya devam ederdik, güneş enerjisi panellerimizi biz üretirdik; kendi fabrikalarımızı kurardık, dövizle kamu-özel iş birliğine yaptırdığınız o köprüleri biz yapar hâlde olurduk ve enerjide dışa bağımlı olmazdık, elektronikte dünya markalarımız olurdu. Bugün makine fabrikalarını atıl hâle getirmek -tahmin ediyorum- AK PARTİ iktidarının ve ortağının bilinçli bir politikasıdır. Bu fabrikaları da cazip arsaları alan yandaşlara satmayı hâlâ sürdürmeye devam ediyorsunuz. Ankara, Afyon, Erzincan, Eskişehir, Turhal Makine Fabrikaları neden üretemez hâle geldi; bunu birlikte düşünmemiz gerekiyor. Makine fabrikaları üretirse yerli ve millî ekonomimiz kazanacak. Acilen makine fabrikalarının teknik eleman kadroları ve ihtiyaçları giderilip yüce Meclisin bu konuda umut olma zamanı gelmiştir. (CHP sıralarından alkışlar) Atıl kapasiteler canlandırılmalıdır, lojistik ve teknolojik imkânlar değerlendirilmeli, EMAF, teknoloji ve endüstriye katkı sunmaya hazır hâle getirilmelidir. Hani, sık sık "Anahtar teslimi OSB'ler yapacağız." diyorsunuz, alın size imkân. Yerli ve millîyseniz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
KADİM DURMAZ (Devamla) - Evet, anahtar teslimi OSB'leri yapmak istiyorsunuz, işte, alın size imkân; bu fabrikaları değerlendirelim. Gerçekten yerli ve millî iseniz, bu vatana bağınız size bu sorumluluğu veriyor, bu önergeye kabul oyu veriniz. Türkiye'nin ve Orta Doğu'nun en büyük kapasiteli makine fabrikalarını yeniden, yerinde inceleyelim, araştıralım, çalışmasını ve üretmesini sağlayalım, ülkemiz kazansın. Bu öneriyi hepinizin, "Yerli ve millîyim." diyenlerin vicdanına bırakıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)