| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 19.04.2022 |
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının uyguladığı yanlış tarım politikalarıyla ülkemizde tarım, tarihinin en sorunlu sürecini yaşanmaktadır. Gıda güvenliği de gıda güvencesi de risk altındadır. Üretici, girdi fiyatlarıyla üretimde sorunlu bir süreç yaşarken katlayan fiyatlar da tüketicinin alım gücünü ortadan kaldırmıştır. Çiftçi sayımız azalırken hayvanlar, gebe ve süt inekleri dahi kesime gönderilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı verilerine göre, 2010 yılından beri, ülkemizde 1 milyon 300 bin hektar tarım arazisi varlığı ortadan yok olmuştur. Bu arada, iktidarın, Sudan ve Nijer gibi ülkelerde tarım yapmaya soyunması ve ülkemizde tarım alanlarını değerlendirmezken yurt dışı projelerine yönelmesi dikkat çekicidir.
28 Nisan 2014 yılında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Sudan Tarım ve Ormancılık Bakanlığının ortak bir şirket kurması, şirketin Sudan'da -Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi- 12 bin 500 hektarlık arazi üzerine çiftlik kurması, özel sektör yatırımları için de 780 bin 500 hektar arazinin ortak şirkete tahsisi kararlaştırılmıştır. 2018 yılında Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi kurulmuş, şirket Yönetim Kuruluna atama yapılmış; ortak kuruluş şirkette TİGEM yüzde 80, Sudan Tarım ve Orman Bakanlığı yüzde 20 paya sahiptir. Sudan'da buğday, domates, biber, pamuk, soya, susam, mısır gibi ürünlerin üretileceği açıklanmıştır. Sayıştay, 2020 yılında Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine 417 bin lira harcama yapıldığını, ayrıca 51 bin lira da Yönetim Kuruluna ikramiye verildiğini belirtmektedir. Ortada bir şey yok Yönetim Kuruluna para ödeniyor, ayrıca ikramiye dahi veriliyor.
Sudan yetmezmiş gibi, 2019 yılında bu sefer Nijer'de tarım için alan tahsisiyle ilgili çalışmalara başlanmış, 2021 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı "Nijer'le bir anlaşma yok." dese de Dışişleri Bakanlığı soruma verdiği yanıtta Nijer'le de bir tarım anlaşmasının yapıldığını belirtmiştir. Nijer Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının pilot proje için tahsis ettiği 2.500 hektar arazinin Irhazer bölgesindeki 1.000 hektarı için TİGEM'in proje hazırlamakta olduğu belirtilmiştir.
Sudan, ülkemize 3.016 kilometre mesafede, Nijer ise 3.429 kilometre mesafededir. Ayrıca, Sudan'da ilk belirlenen arazi de tarıma elverişli olmadığı için değiştirilmiştir.
Antalya'dan İstanbul'a sebze, meyve nakliyesi fiyatları en az 4 kat artarken Sudan'dan, Nijer'den, üreticiye söylenen ürünlerin getirilmesi de olası görülmemektedir. Çözüm için Sudan'a, Nijer'e gidinceye kadar iktidar, 1970'lerde başlayan 1 milyon 800 bin hektar alanı kapsayan GAP projesini -2010 yılında bitecekti- bitirmiş olsaydı, bugün en azından GAP'taki sorunların çözülmesiyle ülkemizin tarım açığı ortadan kalkardı. GAP bitmediği gibi, İç Anadolu'da KOP'la ilgili de çalışmalar yeterli biçimde geliştirilmemiş, sulama suyu sorunu İç Anadolu'da çözülmemiştir. Sekiz yıldır Sudan ve dört yıldır Nijer için tarım adına yapılan harcamalar ve enerji gideri Türkiye tarımı için harcansaydı ülkemize daha doğru ve faydalı işler yapılmış olacaktı. Sudan'da ve Nijer'de yapılan çalışmalar hangi aşamada, ne oluyor, ne bitiyor, buralardaki durumu incelemenin Meclisin görevi olduğunu düşünüyorum. Neden oralar tercih edildi, neden hedeflenenlere bugüne kadar erişilmedi, neden tarımla ilgili çalışmalarda Türkiye'deki tarım arazileri, çiftçi, besici, üretici önemsenmezken bu yerlere iktidarın ilgisi oluştu, bunun araştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Burada da görüldüğü gibi, Sudan ve Nijer'in ülkemize, Türkiye'ye uzaklığından dolayı bir konteynerin oradan buraya gelmesi kırk beş gün süre alırken 15 bin dolar civarında da bir harcama gerektiriyor. Bu kadar gideri olan bir yatırıma yönelmek yerine, ülkemiz kaynakları doğru değerlendirilip de bugün içine düştüğümüz durumdan arınacak çalışmalar neden yapılmadı?
21 üründe arz açığımız olduğunu soruma yanıtta Bakanlık belirtti; hububatta, bakliyatta, susamda, pamukta, soyada, bitkisel ham yağda ülkemizin açığı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bunların ortadan kaldırılması için özellikle planlama ve çalışmalar yapılacağı söylense de bakanların ve Cumhurbaşkanın son dönemdeki açıklamaları da birbiriyle çelişiyor. Çünkü Bakan "Biz arz açığı olan ürünlerde açığı giderecek çalışma yapacağız." diyor, aradan iki gün geçiyor, bu kez de Rusya'dan gelecek olan gemilerle bitkisel ham yağ sorununun aşılacağını söylüyor; kafalar tarımda oldukça karışık. Bu karışıklığın bir yansıması da yurt dışından tarım arazilerinin alınıp tarıma yönelmek için çalışmalara geçilmiş olması. Kendi ülkemiz toprakları içinde doğru değerlendirmeyle sorunları aşmak varken gidip de dışarıda bu arayışlara yönelmek akıl kârı değil. Hani, Türkiye'de bütün sorunları çözerseniz, tarımı istediğiniz boyutlara erdirirsiniz, dünyada farklı pazarlar açmak için gider başka ülkelerde yatırım yapar, onlarla da diğer ülkelere satışlar sağlayabilirsiniz ama kendi ülkenizin içinde tarım sorunluyken, çiftçisi, besicisi, üreticisi sorunluyken, gebe inekler kesime gönderilirken bu yol yol değildir diyor, Meclis araştırması önerisinin kabul edilmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)