| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 20.04.2022 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli vekiller; aslında, çocuk yoksulluğu yok AK PARTİ'li az önceki vekilin söylediği gibi, ben de şimdi skor yapmak için bir konuşma yapacağım çocuk yoksulluğu üzerine. Yani nasıl var olan yoksulluğu görmüyorsunuz ve kürsüden böyle bir söz sarf edebiliyorsunuz, hakikaten hani insaf diyorum, bilinçler tutulmuş durumda demek ki.
Evet, dün "çocuk hakları bakanlığı" kurulmasına ilişkin sunduğumuz kanun teklifimizde çocukların yaşadığı genel sorunlara değinmeye çalışmıştım. Bugün de asıl en önemli sorunlardan biri olan çocuk yoksulluğu konusunu değerlendireceğiz ve bu konuda bir komisyon kurulması için verdiğimiz önergemiz üzerine konuşuyorum.
"Çocuk yoksulluğu" demek yiyecek, barınma, eğitim, su veya sağlık hizmetlerinden mahrum olmak demek. Çocuklar bu temel ihtiyaçlar karşılanmadığı zaman hayatları boyunca üstesinden gelemeyecekleri zorluklarla karşılaşıyorlar; sadece yaşamlarının başında olmuyor bu, devam ediyor bu zorluklar. Daha doğduklarında güvenli ve sağlıklı bir çevreye, sağlıklı gıdaya, temiz suya ulaşamadan hayata başlıyorlar. Gelişim döneminde oyuna ve kitaba, daha sonrasında eğitime ulaşamıyorlar ve çocukların tüm gelişim süreçlerini bu durum etkiliyor.
TÜİK'in verileri bile 2020 yılında ciddi maddi yoksunluk içinde olan çocukların oranının yüzde 34'e çıktığını gösteriyor. Yani Türkiye, 30 Avrupa ülkesi arasında çocuk yoksulluğu konusunda en yüksek orana sahip iki ülkeden biri. Şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısı ise 6 milyon 500 bin. İşte size skor, 16 yaş altında 6 milyon 500 bin çocuk şiddetli yoksulluk yaşıyor. Türkiye'de ilkokul ve ortaokulda okuyan yaklaşık 2 milyon öğrenci şartlı eğitim yardımıyla okula gidiyor. "Yardım" derken kastettiğimiz para ise 50 ile 90 lira arasında, bir yardım değil aslında. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi'nde yayınlanan yoksulluk damgalama ve utanma çalışması, yoksul çocukların, okul ortamında arkadaş edinmede zorluk, utanma ve sosyalleşmede zayıflık yaşadığını gösteriyor yani çocuklar yoksulluklarından utandıkları için arkadaş edinemiyorlar.
Yoksulluk ayrıca, çocukların ihmal veya istismara maruz kalmalarına, tehlikeli işlerde çalışmaya başlamalarına, erken yaşta evlenmelerine ve kurum bakımına girmelerine de sebep olabiliyor. TÜİK'in Mart 2021'de yayınladığı istatistiklere göre de Türkiye'de 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk çalışıyor. Eve gelir getirmekle yükümlü kılınan çocuklar, hurda kâğıt toplayıcılığı, seyyar satıcılık, tekstil işçiliği gibi ağır işlerde çalışıyorlar ve iş cinayeti tehlikesiyle de karşı karşıyalar.
İSİG Meclisinin Haziran 2021 raporuna göre son sekiz yılda en az 513 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Çalışmaya mecbur bırakılan çocukların en büyük bölümü ise göçmen çocuklar. Göç İdaresi Başkanlığının yine 2021-2022 verilerine göre Türkiye'de göçmen nüfusun yaklaşık 1,5 milyonu eğitim çağındaki çocuklar ve bu çocukların yaklaşık yüzde 32'si eğitim hakkından mahrum. Peki, niye böyle? Çünkü Millî Eğitimin Türkiye'deki yabancı uyruklu öğrencilere ilişkin raporunda "Ekonomik yetersizlikler nedeniyle ortaokul eğitiminin ardından bu çocuklar aile bütçesine katkıda bulunmayı tercih ediyor." deniyor. Neyi tercih ediyorlar? Çocuklar hiçbir şeyi tercih etmiyorlar; aksine, yoksulluk nedeniyle eğitimlerini bırakmak zorunda kalıyorlar.
Hani ısrarla bir göçmen nefreti körükleniyor ya, bu yoksul göçmen çocuklar, büyük ve süslü isimler vererek harlanan savaşların göçe zorladığı ailelerin çocukları.
Çocuklar bu çocuklar, göçmen çocuklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bu çocuklardan mı nefret ediyorsunuz? Bu çocukların ailelerinden mi nefret ediyorsunuz? Eğer savaşlar olmasa bu çocuklar ve aileleri bu ülkeye gelmezler ama bu "harlanan" dediğim savaşlardan tüm dünyada kimler sorumluysa işte o sorumlu olanlar, aynı zamanda bu insanlara insanca yaşama hakkını da vermek zorunda, o koşulları sağlamak zorunda.
Şunu çok açık ifade etmek isterim: Yoksulluk bir kader falan değil; eşitsizliklerin sonucu ve açık bir insan hakkı ihlali. Bu sorunlar çözümsüz mü? Hayır, değil. Araştırabiliriz, çözebiliriz ki çok sayıda çözüm önerimiz de var ve bunun için zaten bir araştırma önergesi verdik ve bunun için yoksulluğun araştırılmasını istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Aslında, bugün acilen yapabileceğimiz çok sayıda şey var. Bu yoksulluk, toplumunun, iktidarın, muhalefetin öncelikli meselesi olmalı ve bir an önce kentlerdeki dezavantajlı ve dar gelirli çocuklara etkin destek hizmetleriyle gıda sağlayabilmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Dediğim gibi, önerebileceğimiz somut şeyler çok fazla ancak sorunun sınıfsal olduğunu, bakış ve tercih sorunu olduğunu gayet iyi biliyoruz. Zengini daha zengin yapacak, yolsuzluk yapanlara kucak açacak, beka için yoksulluğun ilelebet sürmesine neden mi olacağız, yoksa gerçekten, herkesin insanca, eşit yaşayabileceği bir düzen mi kuracağız? Biz diyoruz ki: Yoksulluğa çözüm var, herkese kaynak var, bunu sağlayabiliriz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (HDP sıralarından alkışlar)