| Konu: | Cahar Dudayev'in şehadetinin seneidevriyesine, Kemal Tahir'in vefatının 49'uncu yıl dönümüne, 21-28 Nisan Ebeler Haftası'na, enflasyon ve yoksulluğa, Uluslararası Para Fonunun paylaştığı Ekonomik Görünüm Raporu'na ve ülkenin istikbali için erken seçimin bir mecburiyete dönüştüğüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 21.04.2022 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Çeçenistan'ın bağımsızlık mücadelesine önderlik eden sembol isimlerden Cahar Dudayev yirmi altı yıl önce bugün uğradığı bir suikast sonucunda hayatını kaybetmişti. Şehadetinin seneidevriyesinde rahmetle anıyor ve ruhu şad, mekânı cennet olsun diyorum.
Türk edebiyat tarihinin önemli ve öncü isimlerinden birisi olan, Kurt Kanunu ve Devlet Ana gibi önemli eserlerin sahibi, aydın, yazar ve fikir adamı, merhum Kemal Tahir'i vefatının 49'uncu yıl dönümünde saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum.
Her yıl 21-28 Nisan Ebeler Haftası olarak kutlanmaktadır. Yoğun çalışma saatlerine rağmen fedakârca görev yaparak sağlık sisteminin önemli bir parçası olan ebelerimizin bu gününü kutluyor, her birini selamlıyorum. Bu vesileyle ebelerin uzun süreli ve sık nöbetler ile yoğun iş ve ücret yetersizliği gibi sorunlarının çözüme kavuşması için Hükûmeti konuyla ilgili çalışma yapmaya davet ediyorum.
Geçim sıkıntısı, yokluk, yoksulluk her geçen gün memleketimizi daha da kuşatmaktadır. Görünen odur ki enflasyona getirecek bir çözümünüz olmadığı gibi hayat pahalılığının tüm yükünü de bu aziz milletin üzerine yıkmaya karar vermişsiniz. Genetiği değiştirilmiş TÜİK rakamları bile artık malum olanı ilan ediyor; mart ayı enflasyonu yüzde 61, hayat pahalılığı son yirmi yılın zirvesinde. Mart ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 61. İktidarınızda milletimizi sürüklediğiniz yoksulluk sebebiyle vatandaşlarımız çaresizlik içinde sosyal yardımlara başvuruyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sadece üç aylık zaman diliminde 1 milyon 130 bin kişi 65 liradan başlayan gıda yardımı alabilmek için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına müracaat etmiştir. Resmî rakamlara göre, devletten sadece gıda yardımı alan hane sayısı 2 milyon 800 bindir. Bugün Türkiye'de vatandaşlarımız temel gıda ürünlerine dahi erişmekte güçlük yaşıyorsa, bugün Türkiye'de 12 milyon vatandaşımız açlık sınırının altındaysa bunun sorumluluğu da vebali de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarındadır.
Mübarek ramazanışerif hasebiyle iktidarın şatafat ve lüksten sıyrılıp fakir sofralarda fotoğraf verdiklerini görüyoruz. İyi de yapıyorsunuz, buna bir şey demiyoruz ancak şunu bilmiyorsunuz: Başarılı devlet adamları, behemehâl fakir sofralarına oturan devlet adamları değildir; başarılı devlet adamları, sofrasına oturacak fakir bırakmayanlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Siyasette gerçekler bazı zamanlar karartılmaya çalışılır ancak hiçbir zaman sönmezler. Gerçek şu ki: İktidarınız yoksullukla mücadele etmeyi değil, yoksulluğu yönetmeyi tercih etmiştir. Bol maaşlı danışmanların refahını, yandaş müteahhitlerin zenginliğini milletimizin refahı ve zenginliğine tercih ettiğini görüyoruz. Bu yanlıştan derhâl dönmenizi tavsiye ediyoruz.
Kimsenin şüphesi olmasın ki İYİ Parti iktidarında bu düzen değişecektir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri enflasyon yükselmiş, alım gücü düşmüş, yoksulluk katlanarak artış göstermiştir. Siz görmek istemeseniz dahi milletimiz çarşıda, pazarda, hayatın içinde yaşadığı geçim sıkıntısını görüyor, bizzat tecrübe ediyor. Milletimizin yaşadığı yoksulluğu uluslararası ekonomik veriler de açıkça ortaya koymaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Uluslararası Para Fonunun paylaştığı Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasından düşmüştür yani küme düşmüştür. O beğenmediğiniz 90'lı yıllarda ilk 20'de olan Türkiye ekonomisi bugün maalesef 21'inci sıraya gerilemiştir. Üstelik IMF tahminlerine göre 23'üncü sıraya gerilemesi beklenmektedir. Kişi başı millî gelirde 43'üncü olan Türkiye bugün 51'inci sıradadır. Millî gelire kıyasla yapılan sıralamada Türkiye, Hindistan ve Suudi Arabistan'ın dahi gerisinde kalmıştır. Dış borç ve cari açık artarken millî gelir 67 milyar dolar erimiştir. Kişi başına düşen gelir ise 303 dolar azalmıştır. Oysa AK PARTİ Hükûmeti, cumhuriyetin 100'üncü yılı olan 2023 için açıkladığı ekonomik hedeflerde yıllık gayrisafi yurt içi hasılayı 2 trilyon dolara çıkararak dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmeyi, kişi başına düşen millî geliri ise 25 bin dolara yükseltmeyi vadediyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Şimdi 100'üncü yılın arifesindeyiz. 99'uncu yılında neyi başardınız ki 100'üncü yılda ne vadedeceksiniz doğrusu merak ediyoruz. Geldiğimiz noktada açıkça görünüyor ki Türkiye, bu iktidar ve siyasi iradeyle daha fazla yönetilemez. Ülkemizin istikbali için erken seçim artık bir tercih olmaktan çıkmış, bir mecburiyete dönüşmüştür. Türk milleti çaresiz ve çözümsüz değil, Türkiye bu yoksulluğa ve yoksunluğa mecbur değil; hesabımız kitabımız, planlarımız, projelerimiz ve liyakatli kadrolarımızla hazırız. Milliyetçi, demokrat, kalkınmacı umdelerimizle, makulün partisi olarak, Allah'ın izni ve inayetiyle, sebep olduğunuz enkazı mutlaka kaldıracak, milletimizi huzur ve refah içinde yaşatacak bir Türkiye'yi aziz milletimizle birlikte inşa edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.