| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 21.04.2022 |
HDP GRUBU ADINA MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Karl Marx "Ücretli Emek ve Sermaye" adlı eserinde işçiyi anlatırken diyor ki: "Zaman, insanın gelişmesinin mekânıdır. Kullanacak boş zamanı olmayan, uyku, yemek ve benzeri salt fiziksel kesintiler dışında tüm yaşamı kapitalist hesabına çalışmaya giden bir insan, bir yük hayvanından daha beterdir. O, fizik olarak ezilmiş, kafaca alıklaşmış, başkası için servet üreten basit bir makinedir." Patronlar, işçiyi bir makine düzeyine bile indirgemediler. İşçinin durumu makineden kötüdür çünkü makinenin hurdaya çıktığında bir kullanım değeri vardır, hurda değeri vardır; işçinin hurda değeri yoktur. Emeklilik meselesi işçi meselesidir, sınıf meselesidir çünkü patron, çalışırken işçinin kanını emer, onun alabileceği her şeyini alır ve kişi üretim dışına düştüğü anda onu bir hurda gibi, bir yük gibi görür ve dışarı atar. 13 milyon emekli -bunun 9 milyonu kendisi emekli olmuş- patronlar için ek bir yüktür, sırtta taşınan bir kamburdur ve patronların devleti ve iktidarı için de engelliler gibi emekliler de sırtta taşınan kamburdan başka bir şey değildir. O yüzden, onlar bir an önce ölmesi gereken, bir an önce ortadan kalkması gereken, sefalet içinde yüzmesi kimseyi ilgilendirmeyen insanlar yığınıdır. Emeklilerin meselesi emeklilerin sorunu değildir, emeklilerin meselesi, bugün çalışan milyonların sorunudur çünkü bir araştırmacı diyor ki: "Böyle giderse yakın zamanda 10 milyon çalışan, 2,5 milyon lirayla geçinmek zorunda kalacak emekli olduğunda." Emeklilik yaşını yükselttiniz, insanları ölene kadar çalışmaya zorladınız, ölmeyip emekli olanları da ölüme sürüklüyorsunuz, sefalet içinde yaşamaya zorluyorsunuz.
Ben buradan emeklilere dair bir başka noktaya değinmek istiyorum. Çözüm arıyoruz ve her seferinde emekliler, bize, milletvekillerine, herkese yazıyorlar, diyorlar ki: "Bizim sorunumuzu çözün." Ben diyorum ki: Çözümü buranın vicdanına bırakırsak, çözümü bu iktidarın vicdanına bırakırsak aslında ölüme kendi elimizle dua etmekten başka bir iş yapmayacağız. Mesele vicdan meselesi değil çünkü vicdanı olmayanlardan vicdan aramak, vicdanı kurumuşlardan vicdan aramak meselesi değil. Emeklilik bir haktır ve "Biz hakkımızdan başka hiçbir şey istemiyoruz." diyor emekliler; ne vicdan ne iyi niyet ne de samimiyet gösterisi istiyorlar, haklarını istiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bu noktada yapılması gerekeni aslında geçtiğimiz cumartesi emekliler gösterdiler, Ankara'nın göbeğinde bir eylem yaptılar. Ben buradan açık çağrı yapıyorum: Emekli sendikaları birleşmek zorunda. Ben buradan açık çağrı yapıyorum, sefaletle yaşayan, ölüme terk edilmiş, aşağılanan, horlanan bütün emeklilere, bütün insanlarımıza sesleniyorum: Hakkınızı almanın bir tane yolu var; sokağa çıkan, örgütlenen emeklilere destek verin. Sendikaların içinde birleşin ve sesinizi yükselterek bu Meclisin sizin istediklerinizi yapması için ona baskı yapın. Mücadele edilmeden hiçbir şey kazanma şansı yok, mücadeleye katılındığında kazanıldığını direnen işçiler gösteriyor. Sendikalara iş düşüyor, çalışan yığınlara iş düşüyor çünkü emeklilerin sorunu onların geleceğinin sorunudur. Bütün işçileri kendi geleceklerine sahip çıkmaya, emeklilere destek vermeye çağırıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)