GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:84
Tarih:22.04.2022

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "sivil cuma davası" olarak bilinen dava devam ediyor. Bu davada Din Âlimleri Derneği Başkanı ve çok sayıda üyesi yargılanıyor ve önemli bir bölümü de tutuklu bir şekilde yargılanıyor. Yargılamanın konusu, sivil cuma namazı ve dernek faaliyetleri. Tutuklu yargılanan Mele Enver Emirkulu savunmasında şunu söylüyor: "Namazın suç olduğunu bilmiyorduk. Şu an İsrail, Kudüs'te namaz kılınmasına izin vermiyor. Bu durumun Türkiye'de de olacağını bilmiyordum. Bundan sonra savcı ve hâkimlere 'Nerede namaz kılabiliriz?' diye sorup böyle namaz kılarız." AKP ve MHP iktidarında bu tür şeylere o kadar sık rastlandı ki yani mütedeyyin insanlara saldırılara o kadar sık rastlanmaya başlandı ki...

Ben buradan asla iktidara seslenmiyorum, ben buradan iktidara oy vermiş mütedeyyin insanlara sesleniyorum: Bu insanların çoğunun yaşı ileride ve yaka paça gözaltına alındı, çoğu hâlâ tutuklu. Bu insanların namazlarının sorgulanmasının bir açıklaması var mı? Ben bunun değerlendirmesini mütedeyyin insanların vicdanına bırakıyorum. İsrail'in Mescid-i Aksa'ya, Filistinli Müslümanlara yaptığından ne farkı var bu davranışların? Bunu gerçekten açıklamak durumundalar ve merak ediyoruz. Bu sorum, mazlum Filistin halkına timsah gözyaşı dökenlere değil, yürekten mazlum Filistin halkı için gözyaşı dökenleredir, yürekten onun acısını hissedenleredir.

Peki, din âlimlerini yargılayanlar, namazlarını soranlar bunu hangi hukuki, dinî ve toplumsal saiklerle yapıyorlar? Hiçbir dayanakları yok. Bu tastamam bir düşman hukukudur ve ötesi yoktur. Bu düşman hukuku bu insanlara neden uygulanıyor, biliyor musunuz? Bu âlimler, birincisi, Kürt oldukları için; ikincisi, bu iktidarın din kisvesi altında yürüttükleri zalim politika nedeniyle buna karşı çıkmış oldukları için şu an yargılanıyorlar. Dinine, itikadına, ritüeline bağlı her insanın özgürce verebileceği tepkidir bunlar. Bunun nesi suç? Nerede suç var? Bu suç hangi kitapta yazıyor? Bunu açıklamalılar.

Bakın, Mele Abdurrahman İlkan'ın mahkemede derneklerinin yardımlaşma faaliyetleriyle ilgili sorulan soruya verdiği yanıt: "Hâkim bey, bu bir iddiadır. Derneğimiz, yardımlaşma ve dayanışma derneğidir. Dernekler masasına da defterimizi verdiğimizde hiçbir sorun çıkmadı, iddiaları reddediyorum. Biz insanlarla dayanışma içinde bulunurken gücümüz yettiğince bunu vicdanımıza dayanarak yaptık." diyor.

Şimdi, biz anamızdan şöyle bir kültürü almış ve öğrenmiş bir toplumuz, birbirimizle dayanışırız. Kapitalizmin bireyselleştiren ve toplumun komün hayatına kasteden sistemine rağmen bu döngüye dâhil olmayan Orta Doğu toplumu, yeterince dâhil olmayan Orta Doğu toplumu bu dayanışma kültürünü hâlâ koruyor. Ayrıca da dayanışma, yardımlaşma Dernekler Kanunu'nda, Vakıflar Kanunu'nda da tanımlanmıştır. Mele Abdurrahman'ın ifade ettiği gibi, yasal program ve tüzüklerinde "yardımlaşma derneği" olan bir derneğin gücü oranında yardımlaşma, dayanışma desteği sağlamasında acaba nasıl bir sorun vardır?

Evet, insanları derin ve artık içinden çıkılmaz bir yoksulluğa itmiş olan AKP anlayışı bu iç dayanışmayı, toplumdaki iç dayanışmayı da -ki bu bizim birbirimizle barışçıl bir şekilde yaşamımız için bir tutkal görevi görür- engellemek istiyor ve dayanışma ağları sadece AKP patentli olsun istiyor. Kamucu anlayışı terk etmiş olan AKP kendi yurttaşıyla rekabet eder bir hâle gelmiş durumda.

Değerli yurttaşlarımız, çok tehlikeli şeyler yapıyor bu iktidar, birleştirici ve manevi olarak toplum için değerli olan bütün değerleri çürütmek üzere adımlar atıyor. Elbette şunu biz gayet iyi biliyoruz: Adaletin gerçek anlamda sağlanabilmesi için bu sistemin kökten değişmesi lazım. Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun biz toplum olarak birbirimizle ekmeğimizi paylaşırız ama işte bu ekmeği paylaşan insanlar şimdi DİAYDER davasında yargılanıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Teşekkür ederim.

AKP ve ortağı toplumu çürütüyor ve bunu bu süreçte dini kullanarak, mütedeyyin insanların değerlerini hiçe sayarak yapıyor. Türkiye'de sosyalist hareketin kadim isimlerinden Doktor Hikmet Kıvılcımlı yazılarının birinde şunu söyler: "Allah, bize peygamberlerin kıssalarını anlatırken, peygamberlerin devrimlerinin meydana geldiği toplumları bir tarafta hâkim sınıflar, öte yanında da insanlar yani halklar olmak üzere ikiye böler; Allah, bu çatışmada halkın safındadır." Yolunu, bilincini halkın safından ayırmış olan bu zalim iktidara ve düzene karşı biz de mazlum halkın saflarında mücadelemizi sürdüreceğiz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)