| Konu: | Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 22.04.2022 |
MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün Kürdistan gazetesinin yıl dönümü; tam yüz yirmi dört yıl önce bugün yayın hayatına başladı. Mithat Bedirhan'ın 22 Nisan 1898'de Kahire'de çıkardığı bu gazete Kürtçe gazetecilik serüvenini de başlattı. Bu nedenle 22 Nisan her yıl Kürt Gazetecilik Günü olarak kutlanır. Ben de burada sizlerin huzurunda Kürt Gazetecilik Günü'nü kutluyorum. "..."(x) Mithat Bedirhan'la başlayan Kürtçe basın serüveni şiddet cenderesine rağmen 20'nci yüzyıl boyunca Roji Kurd'ten Hawar'a, Ronahi'den Welat'a, Azadiya Welat'tan Xwebun'a bir mücadeleyle geçmiştir. Ape Musa ve onunla dayanışma içinde olanların yargılandığı 49'lar davası bugün Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için nöbetçi genel yayın yönetmeni olan aydınların yargılandığı davalarla kesişmiştir. 1990'lı yıllarda Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının yansıması bugün kapatma, sansür, gözaltı ve tutuklanma şeklinde vücut bulmuştur. Siyasi iktidarların Kürtçeye, Kürt aydınına düşmanlığına rağmen devam eden Kürt basını literatüre "özgür basın geleneği" kavramını da kazandırmıştır. Bu gelenek, AKP'nin de KHK'lerle Azadiya Welat ve Özgür Gündem başta olmak üzere, Kürtçe basın-yayın organını kapatmasına rağmen hakikati yazmaya devam ediyor. Bedirhan kardeşlerin, Piremerdlerin, Ape Musaların ve Osman Sebrilerin mücadelesi ilham olmaya devam ediyor. Bu nedenle bu yolda hayatını kaybeden basın emekçilerini ve özgür basın şehitlerini saygıyla anıyorum.
Evet, değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, cezaevlerinde olan mevcut hukuksuzlukları her gün dile getiriyoruz, dile getirmeye de devam edeceğiz çünkü bu insanlık dışı uygulamalar devam ettiği müddetçe de bunu dile getirmekten hiçbir zaman geri durmayacağız. Her ne kadar bugün Sayın Adalet Bakanı açıklama yapsa da "Bizim cezaevlerimizde işkenceye sıfır tolerans var." dese de bu uygulamanın olmadığını çok iyi biliyoruz çünkü bugün yüzlercesi ağır olmak üzere binin üstünde hasta tutsak bulunuyor ve bu hasta tutsaklarla ilgili hiçbir adım atılmamasına rağmen üstüne üstlük bir de bu hastalarımızın cezaevlerinde ölüme terk edilmesi durumu var. Şimdi, eğer Nazi kafasıyla bakarsak elbette ki işkenceyi farklı bir şekilde yorumlama gibi bir durumumuz olacak çünkü işkenceye baktığımızda, "İşkence yoktur." dediğinizde işkenceden ne anladığınızla da ilgili bir durum ortaya çıkıyor. Evet, "işkence" deyince sadece kaba kuvvet veya dövülmenin anlaşılmaması gerekiyor. Bugün, eğer bir anneye siz kargoyla evladının kemiklerini bir kutunun içerisinde gönderiyorsanız da bir işkence vardır ya da cezaevlerinde sadece siyasi tutsaklara zorla onları ayağa kaldırıp saydırma da bir işkencedir, tecrit de bir işkencedir ama bunların hiçbiri ne yazık ki iktidar tarafından işkence olarak kabul edilmiyor. Bu yüzden de her türlü zulüm kendi muhaliflerine reva görüldüğü için de normalinde işte işkence olmamış oluyor, bunların örneklerini çoğaltmak çok mümkün. Daha önce de ben, yine diğer arkadaşlarım sizinle birlikte aynı bu sıralarda oturan Sayın Aysel Tuğluk'tan bahsetmiştik. Sayın Aysel Tuğluk'un rahatsızlığı hepinizin malumu iken hâlâ cezaevinde tutulabiliyorsa burada, elbette ki işkenceden bahsetmek mümkün ve ne yazık ki işte burada herkes gözünü buna kapatıyor, herkes bunu görmezden geliyor ve Aysel Tuğluk gibi yine, binlerce hasta tutsak bugün cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. Sadece bir tane örnekle bile bunu sizlere sunmak mümkün. Cezaevinde ben de kendisiyle kaldım; 1997 doğumlu, 25 yaşında ve 18 yaşından beri cezaevinde olan Fırat Nebioğlu, bugün, bütün raporlara göre, hem Elâzığ Araştırma Hastanesinin hem de Batman Araştırma Hastanesinin verilerine göre yüzde 60 engelli; işitme duyusunu tamamen kaybetmek üzere, iki böbreğini kaybetmek üzere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Adli Tıp Kurumuna bu yönde raporlar gitmesine rağmen Adli Tıp Kurumu her seferinde, yine, siyasal iktidarın bir aygıtı gibi davranarak "Cezaevinde kalabilir." raporu veriyor tıpkı Aysel Tuğluk'ta olduğu gibi, tıpkı binin üstündeki hasta tutsakta olduğu gibi.
Evet, başta da söylemiştim: Nazi kafasıyla baktığınız zaman bunlar çok normal şeyler çünkü biliyorsunuz "reis ilkesi"... 1933 yılında Hitler döneminde mecliste çıkan bir yangını, o dönemin Nazi anlayışı "Bunu komünistler yaptı." deyip artık ülkeyi OHAL'le yönetir hâle gelmişlerdi ve ondan sonra da artık Hitler, KHK'lerle ülkeyi yönetmiş, o KHK'lerle yönettiği ülkede de Hitler asla anayasadan sorumlu olmamıştı ve o dönem Goebbels, hâkimlere "Siz, karar alırken 'Führer bu konuda ne düşünür?' diye düşünmek zorundasınız ve kararlarınızı ona göre almak zorundasınız." demişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Şimdiki Hükûmetin de uyguladığı tam olarak budur. "Reis bu kanun hakkında ne der?"
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sarısaç.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Terör örgütü vesayetinde siyaset yapıp bize demokrasi dersi veremezsiniz.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - "Siz hukuku değil, siz politikayı değil, siz Führer'i esas alın."
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Terör örgütü vesayetinden çıkın önce de sonra demokrasi dersi... Hadi, hadi! Demokrasiyi sizden mi öğreneceğiz?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - "Führer" Kandil'de, Kandil'de!
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Adli Tıp Kurumu da tamamen buna göre davranarak hareket ediyor. Bu yüzden, ben...
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sarısaç.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Biz, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanındayız. Yaşa!
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Tabii ki.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Terör ile demokrasi ne zaman birleşmiş?
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Senin şu anda sadece eksik olan da aklın. Bence aklını da al, bir tur da at oradan slogan at.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Recep Tayyip dediği için yapıyoruz, var mı diyeceğin?
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Ben sana burada hasta tutsaklardan bahsediyorum. Sen, hani, demokratik insansın ya, hani, vicdandan bahsediyorsun ya, bence...
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Terörün vesayetinden çık da kendi adına siyaset yap.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Birileri Kandil dedi diye yapadursun, biz Recep Tayyip Erdoğan'la yol yürüyoruz.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sayın Özkan, atla dolaşın, slogan atın. (HDP sıralarından alkışlar)