| Konu: | Kadir Gecesi'ne, evde oksijen konsantratörü kullanmakta olan hastaların fatura sorununa, Türkiye'deki yoksullaşmaya, Uşak Valisi Funda Kocabıyık'ın görevden alınmasına, Isparta'daki elektrik hatlarının yer altına döşenmesi işi için açılan ihalelerin gerekli yatırımları yapmayıp elektrik kesintilerine sebep olan firmalara verilmesine ve Hazine ve Maliye Bakanlığının açıkladığı iç borç faizlerine ilişkin verilere ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 27.04.2022 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, bu gece Kadir Gecesi, aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Kadir Gecesi'ni tebrik ediyorum; Allah, hayırlısıyla tekrarına kavuştursun ve mağfiret etsin hepimize.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evde uzun süre oksijen cihazı, oksijen makinesi kullanmakta olan hastalarımızın bir sorununu gündeme getirmek istiyorum. Kronik solunum yetmezliği olan binlerce KOAH, ALS, kalp yetmezliği, astım ve akciğer kanseri hastaları oksijen tedavisi için elektrikle çalışan, "konsantratör" adı altında cihazlar kullanmaktadır. Bu hastalar, yaşamları için gerekli olan ve elektrikle çalışan solunum cihazlarını günde en az on beş saat kullanmak durumundadırlar. Dolayısıyla bu on beş saat üzerinden bir hesap yaptığımızda, aylık tek cihazın elektrik tüketimi 210 kilovatsaati buluyor. Üstelik bazı hastalar da 2 cihazı birden kullanmak durumunda kalıyor, hatta yirmi dört saat kullanan hastalar var. Bu durumda fatura katlanarak artmaktadır. Solunum yetmezliği olan ve evinde konsantratör cihazlarını kullananlar için elektrik faturalarının mutlak surette bir kolaylaştırılması lazım, burada bir yapılandırma yapılması lazım. Bunlar için o günlük 8 kilovatsaatlik limitin artırılması gerekir yani yaşama tutunmaya çalışan insanlara, nefes almaya çalışan insanlara devletin bakması lazım. Devlet bakıyor mu? Bakmıyor çünkü bu şekilde 12 bin hasta var, şu anda destek alan sadece 144 aile var. Bu hastalarımızın, bu vatandaşlarımızın daha fazla desteklenmeleri gerekiyor.
Şimdi, "Türkiye yoksullaşıyor, Türkiye fakirleşiyor." diyoruz. Yani Metropoll Araştırma Şirketinin yayınladığı son araştırma raporuna göre, yükselen enflasyonla birlikte alım gücü maalesef düşüyor -bunu biliyoruz zaten- ve alım gücü düşüşünden dolayı, baktığınızda... Mesela, şöyle sorular sorulmuş... Ekonomik durumu nedeniyle son aylarda özel aracını kullanmayı bıraktığını söyleyen araç sahiplerinin oranı yüzde 63 yani kullanmayan zaten kullanmıyor da kullananların yüzde 63'ü bu pahalılaşma nedeniyle araç kullanmayı bırakmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Et tüketebilen -çok az eve et giriyor zaten, o ayrı bir olay ama- ailelerde de et tüketmeyi bıraktığını söyleyenlerin oranı yüzde 62; daha az çamaşır yıkadığını söyleyenlerin oranı yüzde 58; "Kalın giyinip evi ısıtmıyorum." diyenlerin oranı ise yüzde 54 olarak belirlenmiştir.
AK PARTİ iktidarının yirmi yılda Türkiye'yi getirdiği vahim tablo tam olarak budur. Saray ve çevresi zenginleşirken aziz milletimiz yoksullaşmaktadır. Bir tarafta birden fazla maaş alan saray danışmanları mevcutken, diğer tarafta daha az çamaşır yıkamaya mahkûm edilen vatandaşlarımız vardır. Bir tarafta servetine servet katan saray çevresi, diğer tarafta evini ısıtamadığı için kalın giyinmek zorunda kalan yurttaşlarımız.
Milletimizin çektiği sıkıntıları görmüyor, feryatlarını duymuyorsunuz. "Yoksulluğu bitireceğiz." diye geldiniz, aziz milletimizi yoksulluğa mahkûm ettiniz. "Önümüzdeki ay, bir önceki aydan daha iyi olacak." dedikçe her geçen ay vatandaşlarımız daha da yoksullaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Hükûmetin artık Türkiye'ye verecek yeni bir umudu kalmamıştır; yoksulluk, vatandaşlarımızın kaderi değildir. Aziz milletimize sözümüz olsun ki, İYİ Parti iktidarında liyakatli ve tecrübeli kadrolarımızla yoksulluğu bitirecek, refah ve bolluğu memleketin dört bir köşesine yayacağız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Uşak Valisi Sayın Funda Kocabıyık -biliyorsunuz- görevden el çektirildi, merkeze alındı. Niye oldu? Bu Valiyi biz neyle hatırlıyoruz? Pandemi döneminde kibirli davranışlarıyla, vatandaşa fırça çekmesiyle hatırladığımız bir Sayın Validir. Vatandaşa sert tavırları ortaya çıkmıştı ve o dönemde vatandaştan aşırı tepki geldi ve Süleyman Soylu "Böyle şeyler olur." deyip Sayın Valiye sahip çıkmıştı. Peki dün niye görevden alındı? Çünkü dün Sayın Valinin eşi, eski bir AK PARTİ milletvekili olan Hüseyin Kocabıyık'ın Gezi davasıyla ilgili kararları sosyal medyadan eleştirmesi üzerine, vatandaşa fırça basan, vatandaşa sert davranan Vali, o gün affedilen Vali; bugün AK PARTİ'ye hafif bir şey söylendi diye, kendisi de değil üstelik, eşi söyledi diye görevden alınıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - İşte, AK PARTİ'nin ve Hükûmetinin, Sayın Erdoğan'ın demokrasiden anladığı tam da budur. İçişleri Bakanına zaten bir şey söylemeye gerek yok.
Şimdi, biliyorsunuz, Isparta son dönemde, 21'inci yüzyılda elektrik kesintileriyle gündeme gelmiş bir şehrimizdi. Kış soğuğunda günlerce insanlar elektrik alamadı. Niye? Temel problem, bakımların yapılmamasıydı. Dağıtım şirketi orada yapması gereken altyapı yatırımlarını yapmadığı için, bakımları yapmadığı için şehir elektriksiz kalmıştı. Biliyorsunuz, orada Akdeniz Elektrik Dağıtımın ortakları da Cengiz ve Kolin İnşaat.
Şimdi, bu ihmalleri yetmiyormuş gibi, son dönemde hatların yer altına döşenmesi işi için 6 tane ihale açıldı Sayın Başkan; 6 ihalenin 5 tanesi bu yatırımları yapmayan, Isparta'yı 21'inci yüzyılda karanlığa mahkûm eden şirkete verildi. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Yani 6 ihaleden 5 tanesi, toplamda 245 milyon liralık -eski parayla 245 trilyon liralık- ihale yine bu şirkete verildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Sayın Başkan.
AK PARTİ iktidarı için vatandaşların yaşadığı zorlukların bir önemi yok, bunlar görmezden geliniyor. Onların yaptığı bütün iş, saraya yakın şirketleri zengin etmekten öteye maalesef geçmiyor.
Son olarak da, şimdi, bütçe bozuluyor, ekonomi kötü diyoruz, anlatamıyoruz bunları ama Hazine ve Maliye Bakanlığının bir verisi açıklandı en son; bu veri, her şeyi aslında çok iyi bir şekilde anlatıyor herhâlde. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, iç borçlarda önümüzdeki dönem için ödeyeceğimiz faiz, borç anaparasını geçti. Tekraren söylüyorum: Sayın Başkan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, önümüzdeki dönem için -bir ödeme projeksiyonumuz var- faiz ödemeleri -bir borç alıyorsunuz, o borcun faizi- anaparasını geçti; ilk kez böyle bir şey oluyor, oranı da yüzde 117,5. Daha iki yıl önce bu oran yüzde 50'ydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım, bitireceğim, önemine binaen...
Yani daha iki yıl önce, ödeyeceğimiz faiz, anaparanın yüzde 50'siyken, yarısı kadarken şu anda 1 katını geçiyor, yüzde 118'ine geldi. Bir başka örnek daha vereceğim ben buna, bu hesaplamaları ben biraz farklı yapıyorum. Bu, Hazine ve Maliye Bakanlığının açıkladığı resmî rakam ama daha analitik baktığımızda değerli arkadaşlar, hakikaten Türkiye Cumhuriyeti devleti ciddi bir faiz yükü altına giriyor, bunu görün lütfen.
Bakın, şimdi, tabii, geçmişte Türk lirası cinsinden daha yüksek faizlerle borçlanılıyordu -yüksek demeyelim de faizle borçlanıyordu- şimdi, döviz, altın cinsinden borçlanmalar fazla. Yani 100 lira alıyorsunuz, 250 lira ödüyorsunuz. Normalde 150 lirasının faiz olması lazım, eski sistemde bu, faiz yazılıyordu ama şimdi o 150 lira, anapara yazılıyor onun sadece 5 lirası, 10 lirası faiz yazıldığı için bütçeye baktığınızda faiz yükü düşükmüş gibi görünüyor ama az önce baktığımız gibi veya daha analitik baktığımızda bu, çok daha farklı bir durumdadır. Detayını vermeyeceğim ama sadece son rakamını vereceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bu son, bitiriyorum.
Son on beş ay için söylüyorum yani Hazine ve Maliye Bakanlığı bu hesapları yapabilir, onlar da bakabilirler: Bu şekilde, örtülü faizleri de işin içerisine kattığımızda, yani aldığımız anaparanın üzerine ödediğimiz toplam paranın, aradaki farkın tamamına "faiz" dediğimizde, "örtülü faiz" dediğimizde faiz ödemelerinin -son on beş ay için söylüyorum- vergi gelirlerine oranı yüzde 86'yı bulmuştur. Yani topladığımız her 100 lira verginin 86 lirasını bugün faiz olarak ödeyen bir AK PARTİ yönetimi, AK PARTİ idaresi vardır. 2001'i çok eleştiriyorlardı; sınadıkları, kınadıkları her şeyle tekrar sınandılar bu arkadaşlar.
Teşekkür ediyorum.