GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:11.05.2022

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken dokuz sene önce -bugün gibi- Reyhanlı'da yaşanan katliamın acısını bir kez daha paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. O katliam kadar bizim yüreğimizi yaralayan dönemin Başbakanı Erdoğan'ın "53 Sünni vatandaşımızı kaybettik." sözlerini buradan anımsatmak istiyorum ve ana akım medya bu koroya eşlik ederek aslında Hatay'da büyük bir provokasyon hedefliyorlardı. Hatay'da yaşayan halklar bu acıyı yürekten, ortak olarak hissettiler ve ortak bir tepki gösterdiler. Halkın bu sağduyusu ve duyarlılığı bu büyük provokasyonun da önüne geçmiş oldu. Ben Reyhanlı katliamında yaşamını yitiren bütün canlarımızı bir kez daha anıyorum ve ailelerine başsağlığı diliyorum.

Görüştüğümüz kanun teklifinin 4'üncü maddesinde yapılmak istenen değişiklik üzerine 5237 sayılı Kanun'un 94'üncü maddesinin (1)'inci fıkrasına bir ekleme yapmayı öneriyoruz biz. Nedir bu ekleme? Suçun çocuğa, kadına, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesinin bir ekleme yapılmasını; dil, ırk, milliyet, renk, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep farklılıklarından kaynaklanan nefret nedeninin yine suç kapsamına alınmasını ve cezai müeyyidenin uygulanmasını talep ediyoruz. Tabii, biz bu taleplerimizi sunarken şunu gayet iyi biliyoruz: Bu yasalar kâğıt üstünde; benden önceki konuşmacı hatiplerin, özellikle kadınların neredeyse tamamı bunu ifade etti. Ayrıca, bu kanun teklifiyle ilgili bu kürsüde kadınların söz kullanması gerektiğinin de altını çizmek isterim. Bu, bütün siyasi partilere de önerimizdir.

Erkek yargı şiddeti... Ne yazık ki "iyi hâl indirimi" diyerek, kravatlı olup olmadığına bakıp ve takım elbisesine bakarak, bir beyefendi muamelesi gerçekleştirip erkekleri salmak için ceza uygulanmıyor. O yüzden, burada bizim bu cezasız bırakmaya karşı, bu erkek yargıya karşı söyleyecek bir sözümüz var: Yapılan kanun değişiklikleri çözüm değildir tek başına, elbette kanun önemli ama o kanunun uygulanması ve hayata geçirilmesi çok daha önemlidir.

Bakın, İstanbul Sözleşmesi'nden bütün kadınlar bahsetti, biz bundan bahsetmeye devam edeceğiz, her kürsüyü kullandığımızda İstanbul Sözleşmesi'ni bu iktidarın yüzüne vurmaya devam edeceğiz. Bugün bu kanun teklifini getirenler, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece ansızın bir ve tek adamın kararıyla çekilmişlerdir; o yüzden, getirilen bu yasa asla bize samimi gelmiyor.

Bakın, yine, kadına yönelik şiddetle mücadeleden bahsederken 8 Martta, 25 Kasımda, hele de Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nde kolluk kuvveti polis, kadınlara şiddet uyguluyor. Siz hangi şiddetle mücadele etmekten bahsediyorsunuz?

Yine, birkaç gün önce genel merkezimize yapılan... "Polis baskını" diyeceğim ona çünkü o, bir polis baskınıydı ve polislerin genel merkezimiz önünde fiilî bir eylemiydi; Kadın Meclisi Sözcümüz sevgili Ayşe Acar Başaran'a "Seni çivilerim." diyor bir polis memuru ve o polis memuru hâlâ görevde; bu, bu iktidarın utancıdır. Buraya kâğıt getirerek "Yasa yapıyoruz, kadına yönelik şiddetle mücadele ediyoruz." safsatasını hiç kimse burada bize satmaya kalkışmasın, bunu asla kabul etmeyiz. Ve "Kadının lehine bizler yasalar yapıyoruz." diye göz boyamaya çalışırken bir yandan, öte yandan kadınların nafaka hakkına göz dikmiştir bu iktidar; boşanma usulünü erkek lehine göre çevirmeye çalışmaktadır bu iktidar. Yine aynı şekilde bu göz boyamayla sadece kâğıt üstünde yasa yapmakla baş başa kalmış olan bu iktidar bu toplumun bütün kazanımlarını, kadınların bütün kazanımlarını elinden almaya kalkışmıştır. Olması gerekenler elbette topyekûn bir toplumsal değişim ve dönüşümdür, kadının sosyal yaşama ve siyasal yaşama katılımının artırılmasıdır. Cinsiyet eşitsizliği konusunda ciddi şekilde bir farkındalık çalışması yapılması ve kadına yönelik her türlü şiddetle açıktan mücadele edilmesi, eğitimin cinsiyetçilikten kurtarılması bizim önümüzde duran en temel sorun alanlarıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bunları hayata geçirirsek bu kâğıt üzerindeki yasalar hayata geçer.

Evet, sevgili kadınlar, sevgili kız kardeşlerim, Mısırlı feminist Yazar Neval El Seddavi'nin sözlerini hatırlatmak isterim, demiştir ki sevgili Neval El Seddavi: "Gelecek istediğim renklerle boyanmak üzere hâlâ benimdir; özgürce karar vermek, istersem değiştirmek üzere hâlâ benimdir." Bizler bu ceberut, bu tekçi zihniyete, erkek egemen zihniyete, bu ülkede otoriterlik inşa eden bu anlayışa ve tarih boyunca üzerimizdeki erkek egemen anlayışa karşı örgütlü mücadelemizle hayatımızı, hayatlarımızı, tek tek ve topyekûn hayatlarımızı istediğimiz renklerle boyama gücüne sahibiz, yeter ki örgütlü olarak mücadele edelim. (HDP sıralarından alkışlar)