GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Pençe-Kilit Operasyonu'nda yaralanıp şehit olan askerlere, Atatürk'ün Havza'ya gelişinin 103'üncü yıl dönümüne, Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 39'uncu yıl dönümüne, Çin'in Doğu Türkistan'da Uygurlara uyguladığı zulme, kamuda geçici statüde çalıştırılan işçilerin taleplerine, üniversite öğrencilerinin barınma sorununa, Bafra'nın Dedeağaç köyünde hurdacılara yapılan zulme ve enflasyon muhasebesinin ertelenmesi sebebiyle işletme sahiplerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:94
Tarih:25.05.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde dün PKK'lı teröristlerle mücadelede, çatışmada 3 askerimiz şehit olmuştu, yaralanan askerlerimizden 2'si de bugün şehit oldu. Ben bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle de terör örgütü PKK'yı lanetliyorum.

Bugün 25 Mayıs, Atatürk'ün Havza'ya gelişinin 103'üncü yıl dönümü; dün bu konuyla ilgili de gündem dışı konuşma yapmıştım Samsun Milletvekili olarak. Tabii, Havza Genelgesi var. Atatürk Havza'da on sekiz gün kalıyor. Aslında Kurtuluş Mücadelesi'nde Havza'nın yeri tam olarak bilinemiyor. Bu anlamda, buradan hem 19 Mayıs Üniversitesine hem de Samsun Üniversitesine sesleniyorum; bu konunun daha iyi çalışılması lazım, belgelere dayalı olarak Havza'nın Kurtuluş Mücadelesi'ndeki yerinin daha fazla ortaya çıkartılması gerekir.

Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 39'uncu yıl dönümü. Kendisini rahmetle anıyorum; ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Çin'in Doğu Türkistan'da zulmettiği ve toplama kamplarına gönderdiği Uygur Türklerine ait 5 binden fazla fotoğraf ve belge İngiliz haber ajansı BBC tarafından yayınlanmıştır. Polis bilgisayarlarının "hack"lenmesi sonucu elde edilen belgelerle zulüm bir kez daha kanıtlanmıştır. Çin, bölgedeki kampların sadece eğitim amaçlı olduğunu savunurken yeni yayınlanan belgeler kampların bir hapishaneden farksız olduğunu göstermektedir. Çin Hükûmetine ait belgelerde kampın silahlı gardiyanlar tarafından korunduğu görülmekte ve birçok soydaşımızın sadece Müslüman olduğu için gözaltına alındığı belirtilmektedir. Anne ve babaları gözaltına alınan Uygur Türkü çocukları ise Çin Hükûmeti kontrolündeki yurtlara yerleştirilmiştir.

Bu kapsamda, partimizin Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekillerimiz Çin'in Uygurlara yönelik tutumunu protesto etmek ve Uygurların Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliğine yaptığı çağrıya destek olmak amacıyla dün Çin'in Ankara Büyükelçiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirmişlerdir. Çin'in Doğu Türkistan'da Uygur kardeşlerimize uyguladığı zulme Avrupa'dan, Amerika'dan bile ses gelirken Ankara'dan hâlâ beklenen tepki gelmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Hükûmet, zulüm gören kardeşlerimizi duymamakta, insan hakları ihlallerini sürdüren Çin'e karşı sesini çıkaramamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti Doğu Türkistan'a sahip çıkmalı, Çin zulmünü tanımalı, Uygurlu soydaşlarımızın can ve mal güvenliği uluslararası yasalara göre garanti altına alınmalıdır.

İYİ Parti olarak Doğu Türkistan davamıza sahip çıkıyor, Uygur Türklerinin kendi topraklarında şiddete maruz kalmadan, insanca yaşaması için mücadele veriyoruz. Çin'in Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerini ve soykırım fiillerini kınıyor, Uygur Türklerinin acılarının son bulması için, başta Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti olmak üzere, Birleşmiş Milletleri ivedilikle harekete geçmeye davet ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuda yaklaşık 32 bini Millî Eğitim Bakanlığında olmak üzere geçici statüde çalıştırılan 40 bin işçi Kamu Çerçeve Protokolü'yle hüküm altına alınan kadro haklarının verilmesini talep etmektedir. Geçici statüdeki işçiler kamuda yılda on ay çalıştırılıp geri kalan iki ay da işsiz bırakılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Geçici işçiler hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılar içinde, işsiz kaldıkları iki ay boyunca evlerine ekmek götürememekte, kiralarını ve faturalarını ödeyememekte, hayatlarını sürdürememektedir. Vicdanları yaralayan bu uygulama adalet, hak ve eşitlikle bağdaşmamaktadır. Kamuda sayıları 40 bini bulan geçici statüdeki işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi için Hükûmetin adım atmasını bekliyoruz; konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle, taşeronların kadroya geçirilmesinde de zaten ciddi haksızlıklar olmuştu. Hâlen, işte, hastane bilgi yönetim sisteminde, mutfakta çalışanların, KİT'lerde çalışan taşeron işçilerin de kadroya geçirilmesi mutlak olarak adalet açısından bir zarurettir.

Değerli arkadaşlar, üniversite öğrencileri için öğrenci yurtları önümüzdeki yıldan itibaren geçerli olmak üzere erken kayıt indirimiyle ön kayıt yapmaya başlamıştır. İstanbul'da bir özel yurt için bu yıl 2 kişilik odada 1 kişi fiyatı -kahvaltı ve yemek hariç- 2.780 liraydı; bu yılki fiyat, 1 kişi fiyatı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Aynı öğrenci için aynı yurdun önümüzdeki yıl fiyatı ise 6.290 lira olarak belirlenmiştir yani yüzde 126 artış olmuştur; üstelik bu fiyat erken indirim fiyatıdır. Yurdun hemen yakınındaki binalarda kiralar 7.500 lira ile 17 bin lira arasında değişmektedir. Öğrenciler ve aileleri fahiş yurt ve kira fiyatlarıyla başa çıkamamaktadır. Devlet yurtları sayı bakımından yetersiz kalmaktadır ve her yerde olduğu gibi devlet yurtlarında da torpil aranmaktadır. Anayasal olarak teminat altına alınan ve en temel haklardan biri olan öğrenim ve barınma hakkı Hükûmet tarafından vatandaşlarımıza sağlanamamaktadır. Sosyal devlet olmanın gereği olarak iktidar tarafından uygun imkânlarla sunulması gereken temel haklar bile aziz milletimiz için artık lüks olmuştur. Hükûmet, vatandaşların hayatlarını devam ettirebilmesi için ihtiyaç olan en temel hakları bile sağlayamaz hâle gelmiştir. Bu faturayı aziz milletimiz önüne konulacak ilk sandıkta Hükûmete kesecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer bir konu da bu hurdacılarla ilgili problem. Ben geçen hafta...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ERHAN USTA (Samsun) - Bizim Bafra'nın Dededağı köyü var, oradaki vatandaşlarımızın da önemli bir kısmı hurdacılıkla geçimini sağlıyorlar, helalinden para kazanıyorlar yani aslında israf olacak bir kısım maddelerin ekonomiye kazandırılması işini yapıyorlar fakat baş tacı olması gereken bu insanlara çok çeşitli zulümler yapılıyor. Valiliklere birtakım genelgeler gönderilmiş. Emniyet, Valilik bu insanlara göz açtırmıyor; sürekli cezalar kesiliyor, 60 bin lira ila 100 bin lira arasında... Yani hurda toplayarak hayatını kazanmaya çalışan insanlara bu kadar insafsızca bir uygulama olamaz. Hükûmete ve İçişleri Bakanlığına buradan çağrı yapıyorum: Mutlak suretle, bu hurdacılara yapılan bu zulüm durdurulmalıdır. Bu insanlar helalinden para kazanıyor, çoluğuna çocuğuna para götürmeye çalışıyor, devletten bir şey beklemiyor yani bunlara trafik cezalarının kesilmesi... Bir sürü ceza kesiliyor; bunları kabul etmek mümkün değildir. Devlet sorumlu davranmak durumundadır; o zaman, bu insanların karnını doyursun. Yani birilerinin daha devletin kapısına iş için gelmesi, aş için gelmesi, sosyal yardım için gelmesi beklenilen bir şey mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Usta, buyurunuz.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Dolayısıyla bu anlamda İçişleri Bakanlığını ve Hükûmeti burada daha toleranslı davranmaya ve bu insanların emeğine saygı duymaya davet ediyorum.

Son konu olarak da... Enflasyon, tabii, ülkemizde çok hızlı bir şekilde yükseldi. Biz bununla ilgili ikazlarımızı ta geçen Plan ve Bütçe Komisyonundan beri yapıyoruz. Enflasyon muhasebesinin bu yıl devreye girmesi gerekiyordu, maalesef, AK PARTİ'nin liderliğinde, diğer parti gruplarının da desteğiyle -İYİ Parti hariç- enflasyon muhasebesi iki yıl ertelendi. Şimdi millet feryat içerisinde, artan enflasyondan dolayı ciddi bir vergi yüküyle karşı karşıya. En son Samsun seyahatimde de bütün işletmeler bize bu konuyu şikâyet etti. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmesi lazım. Girişi 300 lira olan bir malın bugün olmuş fiyatı 1.000 lira; arada 700 lira üzerinden bu insanlar vergi veriyor. Sayın Başkan, fiziki bir artış yok, mal 1 tane mal. Yani buraları böyle aşırı bir şekilde vergilendirirsek haksız bir şey yapmış oluruz ve dolayısıyla işletmelerin sermayeleri erir ve bunlarla önümüzdeki dönemde çok daha ciddi bir sorun olarak karşılaşılır. Keşke enflasyon muhasebesi ertelenmeseydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ERHAN USTA (Samsun) - Bu tür fiyat artışlarından kaynaklanan ama reel olarak hiçbir kazanç olmayan hususların da vergilendirilmemesi lazım. Maliye Bakanlığının, bu konuda Hükûmetin tedbir alması gerekiyor. Sadece bugün bir miktar vergi alabilirsiniz, devlete bir kazanç sağlayabilirsiniz ancak bütün işletmelerimizin ciddi şekilde işletme sermayelerinin erimesi veya iflasla karşı karşıya kalmaları durumuyla karşılaşırız ve bu da önümüzdeki dönem için ekonomimiz açısından çok daha büyük bir risk olarak karşımıza çıkar; bunu da buradan ifade etmek istedim.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.