| Konu: | Genel Kurulda milletvekillerinin söz alırken, kendi sorunlarını, düşüncelerini, meramlarını ifade ederken ve siyasi partilerin genel başkanlarına hitap ederken saygı göstermeleri gerektiğine ilişkin konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 25.05.2022 |
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir önceki oturumda sayın konuşmacı direkt Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanının şahsını gıyaben muhatap alarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna da dönük, ne kendisine ne yüce Meclise ne de herhangi bir şahsiyete yakıştırmadığımız, yakıştıramadığımız ifadeler sarf ettiği için, bugünkü oturumu yöneten bir arkadaşınız olarak kendisini uyarıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bütün Genel Kurula, Sayın Grup Başkan Vekillerine çağrımdır: Zaman zaman Genel Kurulda sayın milletvekilleri söz alırken, kendi sorunlarını, illerinin sorunlarını veya düşünce ve meramlarını ifade ederken siyasi partilerin Sayın Genel Başkanlarına hitapta bulunurlar; siyasi parti Genel Başkanlarına hitap edecekseniz ancak ve ancak saygı göstererek hitap edeceksiniz. Siyasi parti Genel Başkanları birbirlerine cevap verebilecek, birbirlerinin görüş, düşünce ve siyasi anlayışlarını eleştirebilecek özelliklere, kabiliyetlere, kapasitelere sahiptirler. Kolay yetişmeyen, kolay yetişemeyecek olan bütün Sayın Genel Başkanlarımıza buradan saygıyla, hürmetle bir tavır ve onlarla ilgili bir duruş sergilerken... Lütfen, hangi vekilimiz olursa olsun eğer illa bir Sayın Genel Başkanımızla ilgili fikir beyan edecekse önce kendi Genel Başkanını, kendi Sayın Genel Başkanını gözünün önüne getirsin, onu düşünsün, kendi Genel Başkanıyla ilgili söylenecek bir sözün kendisine nasıl rahatsızlık vereceğini düşünsün, o şekilde, müdrik bir biçimde izahatını yapsın diyorum. Bundan sonraki çalışmalarımızda sayın vekillerimizin bu konudaki hassasiyetleri öne çıkacaktır diye düşünüyorum.
Haddim değil, öyle "temiz bir dil" falan ifadelerini de kullanmak istemiyorum; zaman zaman sürçülisan da olabiliyor, Meclisin heyecanı, konunun ağırlığı bazen herhangi birimizi belli bir mecraya sürükleyebiliyor.
Su yatağında akar; akar ama bir durup da tepeden o suyun yatağına da bir bakınız, nasıl akıyor, nasıl yol seçiyor. Eğer bir kanal gibi tekdüze bir şekilde o nehir akıyorsa zaten onun adı "yatak" değil, o suyun adı da "nehir" değil; olsa olsa "kanal" olur, insan elinin değmiş olduğu, düzenlediği bir düzenleme olur ki bu da asla ve asla etrafına hayat verecek bir nehir, bir pınar olamaz; sadece etrafı betonlarla örülü, belli bir yere akıntısı sevk ve idare edilen, kendi iradesini de kaybetmiş, akışına bırakılmış bir su gibi olur.
Ben yüce Meclise anlayışla beni dinledikleri için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarımızı inşallah hem heyecanıyla birlikte hem de düzeyimizi de hatırlayarak yürüteceğiz diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.