| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 31.05.2022 |
CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; 335 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi 13 maddeden oluşmakta ve 5 ayrı kanunda değişiklik öngörmektedir. Teklifin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci ve 8'inci maddeleri 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da birtakım düzenlemeler getirmekte.
Değerli milletvekilleri, son aylarda iktidar temsilcilerinin ağzından düşürmediği bir kelime var; ihracat. 2022 yılı Nisan ayında tüm zamanların en büyük ihracat rakamına ulaştık. Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracatımız yüzde 24'lük bir artışla tam 23 milyar 364 milyon dolara ulaştı. Ancak bu süre içerisinde gene iktidar temsilcilerinin ağızlarına almadığı, adını anmaktan imtina ettikleri ithalatta da rekorlar kırılmakta. Aynı dönemde yani nisan ayında ithalatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 35'lik bir artışla 30 milyar dolara dayanmış durumda. Ocak-Nisan dönemlerini karşılaştırdığımızda dış ticaret açığının 2022'de tam yüzde 129 arttığını görmekteyiz. Oysa bir şey denemeye karar verdiğimizde hedef neydi? İhracatı artıracağız, cari fazla vereceğiz, döviz gelecek, ekonomi büyüyecek, istihdam artacak. Peki ne oldu? İhracat arttı ancak ithalat daha fazla arttı, ihracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Nisan 2021'de yüzde 83'ken bugün yüzde 72'ye düşmüş durumda. Dış ticaret açığı yüzde 129 arttı. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payı azaldı, düşük teknolojili ürünlerin payı ise arttı. "Rekabetçi kur" dediniz, TL öyle bir değer kaybetti ki dolar 18 lirayı aştı, enflasyon arttı. Baktınız olmuyor, "kur korumalı mevduat" diye bir ucube icat ettiniz, tüm mevduatı dolara tahvil ettiniz; elde avuçtaki, hazinedeki dövizi bozdunuz ama nafile.
Değerli milletvekilleri, bir memlekette, bir ülkede ihracatın artıyor olması o ülkede işlerin yolunda gittiği anlamına geliyor mu acaba? Mesela, ülkemizde geçen senenin Ocak-Nisan döneminde 119 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı gerçekleşmiş yani bu sene aynı dönemde bu rakam 263 milyon dolara çıkmış, artış muazzam, yüzde 120; süt ve süt ürünleri ihracatımız kısaca patlamış. Buradan yola çıkarak ülkemizdeki süt sektörünün şaha kalktığını söyleyebilir miyiz? Yem fiyatı, mazot, sulama maliyetleri almış başını gitmiş, çaresiz kalan üretici çareyi gebe hayvanları kesime göndermekte bulmuş, ahırlar boşalmış, hayvan varlığı azalmış; içme sütü üretimi, peynir üretimi azalmış; süt fiyatı, peynir fiyatı artmış, vatandaşın alım gücü azalmış, peynir rafta kalmış, süt sektöründe kaos hâkim ancak süt ve süt ürünleri ihracatı rekor kırıyor. Görmüşsünüzdür, marketlerde artık süt ürünlerinde, peynirde alarmlar takılmaya başlanmış. Vatandaş süt alamıyor, sütü ancak çalabiliyor; vatandaş peynir alamıyor, vatandaş peynire ancak çalarak ulaşıyor ancak ne gam, ihracat artmış. Millet mobilya alamıyor, ev kuramıyor, evlenemiyor ancak orman ürünleri ihracatımız patlamış. Vatandaş ev alamıyor ancak demir, çimento ihracatı patlamış. Ülkemizin dünya ekonomisinden aldığı pay 1980 yılında yüzde 0,86'ymış, 2013'te bu rakam yüzde 1,24'e çıkmış, 2022 Nisan ayında 0,67'ye düşmüş yani neredeyse yarı yarıya düşmüş ancak hiçbir şeyin önemi yok, ihracatımız rekor kırıyor.
Değerli milletvekilleri, ihracat artıyor, doğru ancak ihracatın artıyor olması ekonomimizin sağlıklı olduğu manasına gelmiyor. İhracat artıyor, doğru ancak ithalat da artıyor, dış ticaret açığı veriyoruz. İhracat artıyor, doğru ama enflasyon da artıyor, yoksulluk ve sefalet de artıyor ve bugün, ihracatımız için önemli bir kurum olan Türkiye İhracatçılar Meclisinin yapısında önemli değişiklikler yapacak bir kanun teklifi üzerinde müzakere ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 14'üncü maddesi ilan ve reklam vergisi muafiyetlerini belirliyor. Teklifin 1'inci maddesiyle, belediyelerin, ilçe sınırları içerisinde düzenlenen fuarlarda, iç alanlarda almakta olduğu ilan ve reklam vergisine muafiyet getirilmek isteniyor yani eğer bu teklif kanunlaşırsa belediyelerin gelirlerini azaltacak bir adım atacağız. Ülkemizde yapılan fuarların yarısının İstanbul, İzmir ve Antalya illerinde yapıldığı düşünüldüğünde bu maddenin özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin gelirini azaltacağı ve bu amaçla düzenlendiği de aşikârdır.
Bu maddeyle amacımız, gerekçede belirttiğiniz gibi, fuarcılığın önünü açmak, ihracatı artırmak ise gelin, yurt içi fuarları desteklemek için verilen desteklerin üst limitlerini artıralım. Neden fuar organizasyonları esnasında ekstra maliyetlere katlanan belediyelerin gelirlerini azaltıyoruz ki? Esasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizim burada, belediyelerin toplu taşımada kullandıkları mazot, elektrik gibi girdi kalemlerindeki KDV ve ÖTV gibi vergileri kaldırmayı tartışmamız gerekirken siz, belediyelerin gelirlerini azaltmaya kalkıyorsunuz. Hangi belediyelerin? Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin. O nedenle, bu maddenin kanun teklifinden çıkarılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklifin 4'üncü ve 6'ncı maddelerine göre, ihracatçı birlikleri ve İhracatçılar Meclisinde genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarının makamının boşalması hâlinde, şayet birlikler otuz gün içerisinde atama yapmazsa Bakanlık resen atama yapacak.
Türkiye İhracatçılar Meclisi ve birlikleri, ilk kuruldukları zaman bağlı kamu kurumu niteliğindeydi ancak 5910 sayılı Kanun'la kamu kurumu olma özelliğini yitirmiş, kamu niteliğindeki meslek kurumu niteliğine ulaşmıştır yani ziraat odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, Türk Tabipleri Birliği gibi kurumlarla aynı hukuki statüdedir. Nasıl ki bir meslek kurumunda genel sekreter atamalarında Bakanlığın oluru istenmiyorsa, atama süresiyle ilgili herhangi bir kısıtlama yok ise, Bakanlığın resen atama yetkisi yok ise benzer durumun Türkiye İhracatçılar Meclisi ve ihracatçı birlikleri için de geçerli olması gerekir. Komisyon çalışmaları esnasında Bakanlık temsilcileri TİM'in ve ihracatçı birliklerinin Bakanlığın vesayeti altında olduğunu altını çizerek belirttiler. Teklifin bu maddeleri vesayeti daha da perçinleyecek adımlardır. Bu nedenle, vesayeti perçinleyecek bu maddelerin kanun teklifinden çıkarılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklifin 8'inci maddesiyle İstanbul Bahçelievler'de bulunan TİM ve 4 birliğin genel sekreterliklerinin hizmet verdiği bina ve arsanın TİM ve birliklere bedelsiz olarak tahsisi amaçlanmakta, bu, taşınmazla ilgili hukuki durum Ticaret Bakanlığının 2020 Sayıştay raporlarında da yer almış, Sayıştay özetle şunu söylemektedir: "TİM ve birlikleri artık kamu kurumu değildir, kamu kurumu olmayan bu kuruluşa tahsis yapılamaz." Peki, biz ne yapıyoruz şimdi? Sayıştayın "Yapılamaz." dediğini yapmaya çalışmaktayız yani kamu kurumu olmayan bir meslek kuruluşuna tahsis yapmaya çalışıyoruz. Burada bizim itirazımız, söz konusu taşınmazların TİM tarafından kullanılmasına değil. Sayıştay da bu konuda ne yapılması gerektiğini esasında raporunda belirtmiş, buna göre "Taşınmaz rayiç bedeli üzerinden yıllık yüzde 1 oranında irtifak hakkı, izni, bedeli tahsil edilerek, ihaleden istisna tutularak irtifak hakkı tesis edilmesi gereklidir." denilmekte yani yapılması gereken şey belli, yapılmaması gereken olay da belli ancak teklif sahipleri burada yapılmaması gerekeni yapıyorlar.
Değerli milletvekilleri, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve ihracatçılar birlikleri kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır, Anayasa Mahkemesinin kararı bu yöndedir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kendilerine özgü yapıları içerisinde yürütmeden bağımsız olduğu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Türkiye İhracatçılar Meclisini Ticaret Bakanlığına bağlı bir kuruluş hâline getirmeye çalışmak, vesayeti artırıcı adımlar atmak hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - İşin daha da üzücü tarafı, kurumun bağımsızlığını ve üyelerinin hak ve menfaatlerini korumakla sorumlu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanının seçim telaşına düşerek vesayeti artırıcı bu adımlara ses çıkartmaması veyahut da ses çıkartamamasıdır.
Değerli milletvekilleri, 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da yine önemli değişiklikler yapılıyor ancak bu değişikliklerin ihracatçımıza inanın herhangi bir faydası olmayacak. Tüm rekorlara rağmen ihracatımızda yapısal sorunlar devam ediyor. Yüksek teknolojili ürün üretemediğimiz için dış ticaret açığımızda rekorlar kıran, dünya ticaretinde payı her geçen sene azalan, parasını değersizleştirerek ancak rekabet eden bir ülke konumundayız ne yazık ki.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)