| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 20.02.2013 |
ADİL KURT (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi selamlıyorum.
Sayın Bakan, aslında, tam biz bu işi konuşurken yarı yolda geldi, Bakanlığı devraldı ve yarı yolda sorunu devraldı. Nereden bu işe düştüm, der gibi bir hâl aslında kendisi açısından. Çünkü, Plan ve Bütçe Komisyonu yaklaşık bir ay gibi bir zaman zarfında ancak bu tasarıyı konuşup Meclisin gündemine taşıyabildi çünkü önemli bir tasarı. Biraz sonra diğer maddeler ya da ikinci bölüm üzerinde de genel değerlendirmelerimi yapacağım bu konuyla ilgili olarak ama ondan önce, Sayın Bakanın dikkatine sunmaya çalışacağım başka önemli bir konu daha var.
5 Şubat 2013 günü, Ayşe-Metin Erdin çifti, Hakkâri'de bir bebekleri olacağının heyecanı içerisindeydi Sayın Bakan. 6 Şubat günü sabaha karşı saat dört gibi Ayşe Erdin doğum sancısından dolayı hastaneye kaldırıldı ve hastanede bebeğin kafası kopartılarak dünyaya getirildi, bebeğin kafası kopartıldı. Bugüne kadar bir müfettiş gönderildiğini biliyoruz; Sağlık Bakanlığından, bu olayla ilgili olarak bu olayı araştırması için bir müfettişin oraya gittiğini biliyoruz. Ama, bu olayın Hakkâri'de yarattığı infiali cevaplayacak bir açıklama bugüne kadar gelmiş değil. Evlere şenlik bir Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri var Hakkâri'de, sorunu çözümlemek yerine sorumluluğu, suçu başkalarına atarak bu işten kurtulma yoluna gitti. Bu konuda yani bugün bir devlet hastanesinde, bir doğumhanede bir bebek kafası kopartılarak dünyaya getiriliyorsa ve bugüne kadar Bakanlık olarak siz, doyurucu, ikna edici bir açıklamayı yapmamışsanız bu, Bakanlığın ayıbıdır, Bakanlığın eksikliğidir. Hakkâri halkı, bu konuda, sizden doyurucu bir açıklama bekliyor. Ne hekimin ne de başka birisinin peşin cezalandırılmasını arzu etmiyoruz ama burada bir hata olduğu gerçek, Bakanlığın bu konuda bir açıklama yapması gerekirdi, yapmadı. Tıpkı bu olay gibi, esasında, bu proje de, bu tasarı da kafası koparılmış bir bebek olarak avuçlarınızın içine düştü. Nereden tutulacağı bilinmiyor, nereden savunulacağı da belli değil, bilmiyorsunuz; hakikaten bu konuda bu olayı nasıl savunacaksınız, siz de bilmiyorsunuz, sıkıntı içerisindesiniz.
BAŞKAN - Sayın Kurt, savunulacak bir konu değil zaten.
Buyurun.
ADİL KURT (Devamla) - "Daha vahim." diyorsunuz Sayın Başkanım özetle.
Şimdi, Sayın Başkan esasında hep bu şekilde müdahaleleri esas alıyor. Sayın Başkan, gerek yok, Sayın Bakan burada, kendisi, ifadelerimize, konuşmalarımıza cevap vermek için buradadır, bu konuyu elbette ki savunmak durumundadır ve savunacaktır da. Bizi ikna etmesi gerekir.
Şimdi, bir buçuk aydır biz bunu tartışıyoruz, ikna olmadık. "Yatak kapasitesi" diyor, "İhtiyaç yok." diyor, Bakanlık kendisi "Türkiye'nin 27 bin yatak dışında ekstra yatak kapasitesine ihtiyaç yok. Bizim donanımımız yeterli, mevcut donanımımız yeterli." diyor. Her şey yeterliyse, sistem dört dörtlük işliyorsa bu sistem neden getirilip gündeme taşınıyor? Adını değiştirmeniz gerekiyor bu tasarının. Getirdiğiniz, tartıştırdığınız tasarıya "kamu-özel ortaklığı" değil, "birilerine para kazandırma tasarısı" deyin, gerçek ismini bulmuş olun; siz de ayrıca, inanmadığınız izahlarda bulunmak durumunda kalmazsınız. Değil bu maddenin tasarıdan çıkarılması, bu tasarının tamamının gündemden çıkarılması gerekiyor.
Yüce Meclisi selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.