GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:101
Tarih:09.06.2022

CHP GRUBU ADINA ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, görüşülmekte olan Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Sivas Gemerek ilçemizde meydana gelen sel felaketinden etkilenen tüm hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İlçede oluşan maddi zararın giderilmesi ve özellikle tarım alanlarında oluşan zararın tazmin edilmesi hususunda konunun takipçisi olacağımı belirtiyor, hemşehrilerime geçmiş olsun diyorum.

Değerli milletvekilleri, teklif tam 14 kanunda değişiklik yapılmasını öngörüyor; Tarım Kanunu'ndan İmar Kanunu'na, Kooperatif Kanunu'ndan İskân Kanunu'na kadar birçok kanunda değişiklik amaçlanıyor. Yine torba yasa mantığıyla birkaç olumlu düzenlemenin yer aldığı, Cumhurbaşkanına bolca yetki, yandaşa da bolca garantinin verildiği bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.

Öncelikle, Kooperatifler Kanunu'na eklenen geçici maddeyle yapı kooperatifi mağdurları için olumlu sayılacak bir düzenleme öneriliyor ancak kanun teklifi sadece Kayseri'yle sınırlı. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde benzer sıkıntılar yaşanıyor mu? Evet, yaşanıyor. Örnek olarak seçim bölgem Sivas'ta aynı sorunların yaşandığı bir kooperatif bulunuyor. Bu düzenlemenin tek bir bölgeyle sınırlı kalması yanlıştır.

İmar Kanunu'nda değişiklik öngören birtakım düzenlemeler yer alıyor. Dün kira artışlarına yüzde 25'lik bir üst limit geldi; burada sadece sözleşmesi devam eden kiracıyı koruyabilirsiniz. Bu aydan itibaren kamuda tayinler başladı, eylülde üniversiteler açılacak, zaten kira fiyatları tavan yapacak. Kiracısıyla anlaşamayan ev sahipleri evlerini satılığa çıkarıyor. Toplumdan o kadar kopuksunuz ki yılda 1 milyon konut ihtiyacı olan ülkemizde 2022 yılında alınan ruhsat sayısı bu ihtiyacın yarısını dahi karşılamıyor; alınan ruhsatların yüzde 50'si büyük şehirlerde yabancılara satılıyor. Kira fiyatlarını düşürmek istiyorsanız öncelikle yabancılara konut satışını iptal edin; hazinenin arazilerini birilerine peşkeş çekeceğinize demiri, çimentoyu, inşaat maliyetlerini düşürün.

Kanun teklifiyle, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen baraj, gölet ve depolama tesislerinin maksat oranlarını belirleme, bu oranları değiştirme yetkisi de direkt Cumhurbaşkanına veriliyor. Devlet Su İşleri öyle bir kurumdu ki içinden Cumhurbaşkanı çıkardı; siz, Cumhurbaşkanı yetiştiren kurumun yetkisini elinden alıp Cumhurbaşkanına veriyorsunuz. Kurumların içinin nasıl boşaltıldığının en güzel örneğidir bu. Şimdi bu yetkiyi Cumhurbaşkanına veriyorsunuz ama hepimiz biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanının iddiası kendisinin ekonomist olduğu yönünde. Ekonomist Genel Başkanınız ülke ekonomisini kuruttu; mali kaynakları kuruttu; emeklinin, asgari ücretlinin maaşını kuruttu; şimdi sıra barajlara mı geldi? Ekonomiyi kuruttunuz; bırakın, ülkenin barajları kurumasın. Cumhurbaşkanı çıkacak "Ben bu barajın, bu göletin maksat oranını böyle yapıyorum." diyecek. Neye göre? Bilinmiyor. Devlet Su İşleri Genel Müdürüne, Tarım ve Orman Bakanına ne gerek var, zaten bir yetkileri yok; boşuna maaş vermeyin, o koltukları boşuna işgal etmesinler.

Değerli milletvekilleri, çok değil bir yıl sonra iktidardan düştüğünüzde insanlar yirmi yıllık AKP dönemini bazı kelimelerle hatırlayacak, "baskı" "yasak" "yoksulluk" "yolsuzluk" gibi kelimeler bu yirmi yıllık dönemin özeti olacak. Ancak bir de bunların yanında, sizleri özetleyecek bir başka durum daha var: Bu dönem hepiniz için bir utanç dönemi olacak. 85 milyonun çektiği sefalete yüzü kızarmayan sizlerin yerine ülkeyi düşürdüğünüz durumda bizim yüzümüz kızarıyor, bizler utanıyoruz. Benzin kuyruklarını, yağ kuyruklarını, ekmek kuyruklarını gördükçe utanıyoruz; bir yılda akaryakıta gelen yüzde 300'lük zammı gördükçe utanıyoruz. Paramızı pul ettiniz; dolara baktıkça utanıyoruz, enflasyonu gördükçe utanıyoruz. Sene başında 350 TL'ydi, şimdi 1.200 oldu; bir torba şekerin fiyatını gördükçe utanıyoruz. Çöpten yiyecek toplayan fakiri fukarayı; çocuğuna mama alamayan, bez alamayan anneyi; tarlasını ekemeyen çiftçiyi; maaşı eriyen asgari ücretliyi; TÜİK önünde dayak yiyen işçiyi; kirasını ödeyemeyen emekliyi; barınamayan, sabah öğlen akşam simit yiyen öğrenciyi; ölüm korkusu yaşayan hekimi; ülkeden kaçmak isteyen genci; konserleri iptal edilen sanatçıları; sokak ortasında katledilen kadınları gördükçe utanıyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) 85 milyonun yaşadıklarını gördükçe bizler utanıyoruz. Toprak utanıyor, su utanıyor, gökyüzü utanıyor ama yirmi yıldır ülkeyi yönetenler utanmıyorlar ama biliyoruz ki 85 milyonun umudu Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Vatandaşlarımız asla umutsuzluğa kapılmasınlar, bu çürümüş düzeni hep beraber değiştireceğiz.

Değerli milletvekilleri, ülkenin hâli buyken seçim bölgem Sivas farklı olabilir mi? 2018 yılından bu yana Parlamentoda artık 4'üncü yılımı tamamlıyorum. Sivas'la ilgili dört yıl önce hangi sorundan bahsettiysem bugün de aynı sorunlar ne yazık ki devam ediyor. Dört yıl önce "Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı" demiştim, en son 2019'da bitecekti, hat bugün hâlâ tamamlanamadı. Dört yıl önce "lojistik köy" demiştim, her seçim dönemi attığınız temellere göre çoktan bitmiş olması gerekiyordu, ortada hiçbir şey yok. Dört yıl önce "Geminbeli, Yağdonduran tünelleri" demiştim, 2 tünel de hâlâ bitirilmedi. Dört yıl önce "Sivas teşvikte haksızlığa uğruyor." demiştim, haksızlık aynen devam ediyor.

Bunların yanında bir de Sivas'ın elindeki değerler gidiyor. Sağlıkta büyük atılım yaptıklarını söyleyenler, her fırsatta "Sivas sağlıkta çağ atladı." diyen arkadaşlar var, onlara sormak istiyorum: Ambulans helikopter nerede? Sağlık Bakanlığı 2021 Ekim ayında sözleşmeyi feshetti, helikopter Sivas'tan gitti. Her defasında "Yeni ihale yapılacak." dendi ama ortada ne ihale var ne de ambulans helikopter; olan, Sivas'a oldu.

Gemerek Barajı'na 2015 yılında başlandı, 2018'de bitecekti; şimdi "2026" diyorsunuz. Mevcutta olan barajlar kurudu, hiçbir çözüm önerisi sunamıyorsunuz. Sivas-Malatya yolu on yıldır bitirilmedi. Divriği Ulu Cami restorasyonu bilinmeze gidiyor. Bin yıldır ayakta kalan tarihî eseri kaderine terk ettiniz.

Geçtiğimiz hafta ilçe merkezlerinde, köylerde hemşehrilerimizle buluştuk. Yusufoğlan, Kurtlapa, Yakupoğlan; bu 3 köyümüzde ilkokul çağında toplam 750 çocuğumuz var. 2020 yılında bu 3 köydeki okullar yıkıldı, aradan geçen sürede çocuklarımız yeni okullarına kavuşamadı, ihale süreçleri dahi başlayamadı. 3 köydeki 750 öğrenci taşımalı eğitimle başka köylerdeki okullara gidiyor. Sadece Yakupoğlan'da 450 çocuğumuz 30 kilometre uzaklıktaki Güneykaya İlkokuluna gidiyor, git gel 60 kilometre mesafe. Birçoğu gidemiyor, özellikle kış şartlarının çetin geçtiği bölgede okula gitmek çocuklarımız için âdeta çileye dönmüş durumda. Soruyorum size: Sizler 6-7 yaşındaki çocuklarınızı bu şartlarda okula gönderir misiniz?

Ben de ilkokulu, ortaokulu köyümde okudum, cumhuriyetin bize sağladığı fırsat eşitliğinden faydalandım ve bugün milletvekiliyim. Cumhuriyetin fırsat eşitliği, Isparta'daki bir çobanın çocuğunu, Kayseri'deki bir torna ustasının çocuğunu, Rize'deki bir işçinin çocuğunu getirdi Cumhurbaşkanı yaptı. 750 çocuğun eğitim alamamasından, eşit şartlarda yarışamamasından hiç mi utanmıyorsunuz? Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da kürsüden dile getirdi, ben de söylüyorum: Yapamıyorsanız verin okulların arazisini bize, bir yıl içinde öğrencilerimizi okullarına kavuşturalım. (CHP sıralarından alkışlar)

Uzaya insan göndermekten bahseden sizler Sivas'ta 3 tane köye okul getirmekten âcizsiniz. Sadece bu mu? TÜRK TELEKOM'u internet hattı çekemez, TEDAŞ'ı elektrik direği dikemez, Devlet Su İşleri barajları bitiremez, Karayolları ve İl Özel İdaresi yolları yapamaz, Sağlık Müdürlüğü şehirde doktor tutamaz, Devlet Demiryolları on dört yıldır hızlı treni getiremez. Yirmi yıldır Sivas'ın üstüne karabulut gibi çöktünüz ama unutmayın, her karanlığın sonu aydınlıktır, gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)