GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:103
Tarih:15.06.2022

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili bir yasa teklifini görüşüyoruz. Tabii, beklentileri karşılayamayan, hayal kırıklığı yaratan bir düzenleme maalesef. Hangi ihtiyaçtan dolayı bu yasal düzenleme buraya gelmiştir ve hangi sorunu çözecektir, sorunumuz nedir, bunu ifade etmek istiyorum. Sorunumuz hekimlerin kamudan ayrılması, istifa etmesi, hatta onun da ötesinde yurt dışına gitmesidir.

Peki, bu yasal düzenleme hekimleri kamuda koruyabilecek midir, tutabilecek midir veyahut da yurt dışına çıkışları engelleyebilecek midir? Maalesef, keşke engelliyor desek ama olmayacak çünkü geçtiğimiz hafta Sayın Sağlık Bakanı "Efendim, özlük haklarıyla ilgili düzenleme yapıyoruz." dedikten sonra hekimlerimiz bu yasa teklifini gördüler ve dediler ki: "Biz kandırılıyoruz, biz yabancı dil kursuna gideceğiz ve artık yurt dışına gidiyoruz." Ve son iki yılda kamudan istifa eden hekim sayısı 10 binin üzerinde, yurt dışına giden hekim sayısı 2.500'ün üzerinde. Bu, öyle gözüküyor ki bu yıl sonunda da 2 bini aşkın hekimi yine kaybedeceğiz.

Çözüm olacak bir düzenleme değil maalesef ve sorunu giderek daha da içinden çıkılmaz bir hâle getirecek. Getirilen düzenleme aralık ayındaki düzenlemenin bir hayli gerisinde; uzman hekimlerinin hak kaybı yüzde 85 civarında, pratisyen hekimler ve diş hekimlerinin hak kaybı yüzde 53, hatta sabit ödemedeki kayıp da yüzde 185 civarında. Üstelik hekimlerin istemiş oldukları, uzun süreden bu yana talep ettikleri emekliliklerine esas taban maaşlarında herhangi bir değişiklik yok. Hekimler, tek kalemde bir maaş almak istiyor ve o maaş üzerinden de emekli olmak istiyorlar. Maalesef bu düzenlemede emekliliğe esas olan temel maaşta, taban maaşta herhangi bir değişiklik yok. Üstelik, aralık ayındaki düzenlemeden neden vazgeçildi? Burada, yasa teklifini getiren Komisyon üyeleri bunu açıklamak durumunda. Neden aralık ayından daha geride bir düzenlemeyle burada karşı karşıyayız?

Hekimlerin genel kanaati şu: Sağlık Bakanlığına özel hastane lobileri baskı yapmış ve aralık ayındaki bu düzenlemeyi geri çekmiştir ve bugün burada görüştüğümüz -bu yönetmeliğin de- bu kanun teklifinin de aralık ayındakinden daha geride olması hekimlerin bu kanaatini güçlendirmiştir. Evet, şu anda, özel hastane lobilerine teslim olmuş olan bir Sağlık Bakanlığı ve özel hastane patronu olan bir Sağlık Bakanıyla karşı karşıyayız maalesef ve üstelik bu yasa teklifini buraya, Meclise getiren kişi de yine bir özel hastane patronudur.

Biraz önce Komisyon Başkanı ve diğer arkadaşlar ifade etti "Efendim, bütçenin el verdiği ölçüde biz hekimlerimizi destekliyoruz." diye. Hâlbuki, bakın, özel hastaneleri ve özel hastane patronlarını, yandaş şirketleri nasıl destekliyorsunuz? Bir örnek vermek istiyorum: Şu anda -AKP'li arkadaşlara sesleneceğim, belki bilginiz yoktur- 13 tane şehir hastanesi var. 13 şehir hastanesinin tam 4 patronu var, 4 şirket işletiyor 13 şehir hastanesini. Peki, ne kadar para ödeniyor biliyor musunuz bu şehir hastanelerine? Bu yıl 21,5 milyar lira bütçeden para ayırdık; bunun 14 milyarı döviz endeksliydi, şu anki reel fiyat 33,5 milyar lira. Yani 4 patrona 33,5 milyar lira veren Sağlık Bakanlığı, 1 milyon 250 bini aşkın sağlık çalışanına burada 10 milyar lira parayı vermiyor. Buradan milletimize şikâyet ediyorum sizi. 4 tane şirkete 4 bakanlığın bütçesini teslim ediyorsunuz. Bakın, ben size söylüyorum: Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bütçelerinin toplamı 24 milyar lira sadece, bakın 24 milyar lira ama şu anda 4 tane şehir hastanesinin patronuna 33,5 milyar lira para vereceksiniz. Yazık değil mi her bir şirkete, her bir patrona bir bakanlığın bütçesini teslim ediyorsunuz? Yazıklar olsun! Bakın, o kadar sağlık çalışanına bu hakkı vermiyorsunuz. Burada Sağlık Komisyonu Başkanına da sesleniyorum. Efendim, "Devrim yaptık." diyorsunuz. Nasıl bir devrim bu? Dün gördük devrimi, ambulansın içinde olan aslında hasta değildi, Türkiye'nin sağlık sistemiydi ambulansın içinde olan. Bakın, Türkiye'nin sağlık sistemi şu anda yoğun bakımlı bir hastane arıyor. (CHP sıralarından alkışlar) İşte "sağlıkta dönüşüm" dediğiniz sağlıkta çöküşe dönmüştür, sağlıkta çöküşe dönmüştür. Ve bakın, "sağlıkta devrim" dediğiniz nokta nedir? Hekimler kamudan istifa ediyor, devlet hastanelerde hekim yok, yurt dışına hekim gidiyor; bu mudur devrim dediğiniz? Bu, affedersiniz, karşı devrim, böyle bir devrim yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Efendim, bu "dönüşüm programı" dediğinizden ne hizmet alan hastalar memnun ne de hizmet veren hekimler memnun. Kim memnun? İşte bakın, 4 patron memnun, yandaş şirketleriniz memnun burada; hiç kimse memnun değil. "Sağlıkta dönüşüm" dediğiniz tamamen sağlıkta çöküş programına dönmüştür, sağlığı ticari bir zemin hâline getirmiştir ve vatandaşın almış olduğu sağlık hizmeti üzerinden yandaş şirketlerinizin para kazandığı bir noktaya taşımıştır. Bunun da en büyük müsebbibi Sağlık Komisyon Başkanı ve daha önceki dönemde Bakan olan Sayın Recep Akdağ'dır. Ve buradan tekrar söylüyorum: Tüm hekim arkadaşların üzerinde vebali vardır. Burada bu şansı değerlendirsin, hekim arkadaşlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının hakkını teslim etmek Sayın Akdağ'ın en önde gelen görevidir.

Saygıyla selamlıyorum yüce heyetinizi. (CHP sıralarından alkışlar)