| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 15.06.2022 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık çalışanlarının bir kısmına yönelik getirilen bir yasa var ama iş işten geçti; binlerce sağlık çalışanı yurt dışına gitti şimdiye kadar. Geçen sene 1.004 kişi gitti, bu sene 3 binden fazla sağlık çalışanının, doktorun yurt dışına gideceği tahmin ediliyor.
Şimdi, memlekete büyük kayıplar verdirdiler. 1 Aralıkta bir yasa çıktı ve sonra bir şekilde iptal edildi, aradan altı buçuk ay geçti ve yine eksik bir yasayla karşımızdalar; bunlar derde deva değil arkadaşlar. Şu anda maaşlara, performans ücretlerine veyahut da bir miktar emekliliğe yansıyan artışlar var ama tüm sağlık çalışanlarına değil, sağlıkta yine iş barışını bozmaya yönelik bir girişim var ve getirilen artışlar, 1 Aralıktaki teklife göre düşük kalıyor. 1 Aralıktaki enflasyon nerede, şu andaki enflasyon miktarı nerede? Çığırından çıkmış bir durumda ve hekimler, sağlık çalışanları büyük bir zarar içinde.
Bakın, emekliliğe yansımıyor, hekimin, hemşire ve diğer tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımızın aldığı ücretler, emekliliğe gerektiği gibi yansımıyor; mesele bu. Yandaş sağlık yöneticisinin aldığı 21 bin lirayı verin hekime. Başka ne istiyor? Emekliliğe yansısın, işte o zaman adaletin bir kısmı gerçekleşir; bunu yapmıyorlar. Hekimler, sağlık çalışanları emekli olmaya cesaret edemiyor. Gelinen noktada büyük bir adaletsizlik olduğunu görüyoruz. Son derece yoğun ve zor şartlarda çalışan sağlık çalışanları hâlen mutsuz. Ayrım yapıldı, adaletli bir yasa da gelmedi ve sağlığa ayrılan bütçe, OECD kriterlerine uymuş değil.
Hepimiz izledik; ambulans şoförü, burasına gelmiş, hastane hastane dolaşmış ve sonunda hastasını bir hastaneye teslim etmiş ama vicdanı sızlamış, gelmiş Sağlık Bakanlığının önüne "Bu, ne hâl?" diyor, "Bu, ne hâl?" diyor. Bunu söylemek zorunda değil belki ama o, koca bir halkın sesi oldu, sağ olsun. İçinden çıkılmaz hâle gelen sağlık sektörünün çığlığı oldu âdeta ve herkes bu ranta dayanan sistemin ne hâle geldiğini net bir şekilde gördü.
İşte, görüyorsunuz, belli birtakım firmalara şehir hastanelerinin rantı tahsis edilmiş durumda. Şehir hastanelerine 30 milyardan fazla para aktarılıyor, bu yasayla tüm sağlık çalışanlarına ancak yıllık en fazla 12 milyar lira veriliyor. Rantiyeye oluk oluk aktarılırken sağlık çalışanları maalesef, yine mutsuz.
Hekimler ya iş yeri hekimliğine gidiyor kamudan ya da yurt dışına gitmek zorunda kalıyor. Kamuda çalışmak artık son derece dezavantajlı ve iş yeri hekimliği de maalesef ki tabip odası ücretlerinin altında seyrediyor, patronlar "Bu ücreti kabul etmek zorundasın." diyor.
Kocaeli'de bir şehir hastanesi yapıyorlar; iki buçuk yıldır bitmesi lazım, iki buçuk yıldır bitirilemiyor. Zaten rantiyeye dayanıyor, hangi dolaplar dönüyor bilmiyoruz. İki buçuk yıldır şehir hastanesi bitemiyor ve şu anda, benim de çalıştığım bir hastane, İzmit Seka Devlet Hastanesi ve birçok hastane kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Hâlen net bir açıklama yok, insanlar ne yapacaklarını bilemiyorlar ve büyük bir belirsizlik var.
Koruyucu sağlık hizmetlerine gereken önem verilmiyor. "Katkı payı", "reçete ücreti" diye birtakım ücretlerle insanlar bunaltılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Asistanlar ağır şartlarda çalışıyor, nöbet izni sonrası ekonomik avantajlar sunulmuyor.
KHK'yle ihraç edilen hekimler, güvenlik soruşturmasıyla tehdit edilen hekimler, sağlık çalışanlarıyla bir cehenneme çevirmiş durumdalar sağlık sistemini.
Yine, Adli Tıp Kurumuna sabit bir ücret veriliyor. Tamam, bunu veriyorsunuz ama ben size şunu söyleyeyim: Adli Tıp Kurumuna ücret verin ama en başta adalet verin, vicdan verin, merhamet verin. Eski Vekilimiz Aysel Tuğluk hâlâ zindanda. Antalya Cezaevi'nde Ahmet Zeki Özkan dördüncü evre akciğer kanseri; çırpınıyor, 4'üncü kez Adli Tıp Kurumuna girecek. Menemen R tipinde 2 çok ağır hasta var; Şerife Sulukan ve Mehtap Şentürk yüzde 80'in üstünde engelli hastalar ve Adli Tıp Kurumu bunlara rapor vermiyor. Böylesine siyasi olmuş kurumlarla karşı karşıyayız. (HDP sıralarından alkışlar)