| Konu: | 16 Haziran Kamu Çalışanları Günü'ne, 16 Haziran Dünya Ev İşçileri Günü'ne, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in vefatının 7'nci yıl dönümüne, iktidarın ülkeyi getirdiği ekonomik duruma, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yarattığı tek adam algısının vatandaşlar üzerinde baskı oluşturduğuna, AK PARTİ'nin toplumun neredeyse her kesimine konuşma ve düşünme yasağı uyguladığına ve İYİ Parti iktidarında özgür düşünceye ket vurulmayacağına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.06.2022 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, dünkü hatayı bugün telafi ettim.
BAŞKAN - Siz girmiştiniz, evet.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Hemen söz isteme tuşuna bastım, sağ olun.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, 16 Haziran Kamu Çalışanları Günü; tüm kamu çalışanlarımızın bu gününü tebrik ediyorum. Devletimizin her kademesinde görev yapan kamu çalışanlarının enflasyona ezilen maaşlarında artış yapılması ve özlük haklarında yaşadıkları kayıpların telafi edilebilmesi için İYİ Parti olarak konuyu Meclis çatısı altında gündeme getirmeye ve takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Yine, bugün, sigortasız ve güvencesiz olarak çalışan ev işçilerinin sorunlarına farkındalık yaratmak için anılan 16 Haziran Dünya Ev İşçileri Günü'dür. Ağır iş ve yoksullukla mücadele eden ev işçileri İş Kanunu kapsamına dâhil edilmelidirler. Bu kapsamda, partimiz olarak konuyu Meclis gündemine getiriyor, gerekli adımların atılmasını bekliyor ve talep ediyoruz.
Yarın, Türkiye'nin gelişip kalkınmasına sağladığı katkılarla tanınan, hayatı boyunca verdiği demokrasi mücadelesiyle anılan büyük devlet ve siyaset adamı 9'uncu Cumhurbaşkanımız ve eski Başbakanımız Süleyman Demirel'in vefatının 7'nci yıl dönümü. Merhum Demirel'i, vefatının seneidevriyesinde saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum; mekânı cennet, ruhu şad, kabri nur olsun temennisini tekrarlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, 1945 yılından sonra kurulan uluslararası güvenlik mimarisini derinden sarsan Rusya ve Ukrayna savaşı kuzeyimizde tüm hızıyla devam etmektedir. Savaş Ukrayna topraklarında yaşanıyor, Ukrayna'da enflasyon yüzde 14. Uluslararası toplumun uyguladığı ambargonun hedefi olan Rusya'da ise enflasyon yüzde 17. Savaş Ukrayna'da, ambargolar Rusya'da yaşanırken 3 haneli enflasyon Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yönettiği Türkiye'de gerçekleşiyor. "Asgari ücrete rekor zam yaptık." diyenler, bu basit muhakemeyi ve başta akaryakıt olmak üzere hemen her ürüne gelen zamları nasıl izah edecek; doğrusunu isterseniz ben de merak ediyorum.
Çalışanın satın alma gücü her geçen gün hızla erimektedir. Asgari ücret açlık sınırının altına düşmüş durumdadır. Asgari ücretli vatandaşlarımızın enflasyon karşısında yıl sonuna kadar dayanabilmesi de mümkün değildir. İYİ Parti olarak iktidar partisine önerimiz şudur: En geç temmuz ayında, memur ve emeklilere verilecek enflasyon farkıyla beraber asgari ücrette de enflasyon düzeltmesi mutlaka yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ayrıca, 2.500 liraya çıkardığınız bu en düşük emekli maaşını asgari ücretin seviyesine yükseltmek gibi bir mecburiyet de söz konusudur.
Milletimizin, sebep olduğunuz hayat pahalılığı nedeniyle ayın sonunu değil, ortasını bile getiremeden maaşlarının bittiğini görmeli ve idrak etmelisiniz. Bu, sadece maaşın tükenmesi değil, aynı zamanda hanelerde açlığın yaşanmasına vesile oluyor. Siyasi yandaşlarınızın ve rant ortaklarınızın refahından ve zenginliğinden taviz vermezken bu aziz milletin evlatlarını çaresizliğe mahkûm edemezsiniz. Bu aziz millete verecek hiçbir şeyiniz kalmadıysa yapacak bir işiniz vardır, o da bellidir: Getirin sandığı, kararı millet versin. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, demokrasinin altın kuralı bellidir; işi yapamayanlar gider, daha iyi yapacak olanlar da gelir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yarattığı tek adam algısı, her alanda olduğu gibi tüm kurumlarda da ve bilhassa vatandaşlarımız üzerinde de baskı oluşmasına sebep teşkil ediyor. Hükûmet "Ya bizdensin ya düşmansın." anlayışıyla kendi vatandaşına zulmetmeye âdeta devam ediyor. İşe girmek için AK PARTİ'ye yakın olmak ya da üyesi olmak durumunda kalan adaylar eğer bunu gerçekleştiremiyorsa sözlü mülakatlarda eleniyorlar. Hükûmeti makul bir şekilde eleştirenlerin eşleri bile, şayet kamuda görevlilerse görevlerinden alınıyorlar. On beş dakika içerisinde yazıp sildiği bir "tweet"ten dolayı 20 yaşında bir genç tutuklanıp hapse atılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
Gazeteciler yaptıkları haberlerden dolayı mahkemelere veriliyor. Türkiye'de bu kabîl garabetler yaşanıyor.
Sayın Genel Başkanımız, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından "Dur bakalım, daha bunlar iyi günlerin!" diye bile tehdit edilebiliyor. Muhalif kanallar para cezası verilerek susturulmaya çalışılıyor. Yani bunlar bu ülkede bu çağda olmaması gereken olaylardır. İktidara gelirken 3Y'den biri olan yasakları kaldıracağını beyan ederek milletimizin karşısına çıkan AK PARTİ bugün toplumun neredeyse her kesimine konuşma ve düşünme yasağı uyguluyor. Şiir okuduğu için hapis cezası alan Sayın Erdoğan, bugün "tweet" attı diye gençleri hapishaneye gönderiyorsa yirmi yıllık iktidarı boyunca hiçbir ilerleme katedememiş, hiçbir şeyi de değiştirememiş demektir. Zamanında kendisine yapılan zulmü bugün kendisi uyguluyorsa bir arpa boyu bile mesafe alamamış demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Erdoğan Pınarhisar Cezaevine giderken adaletsizliğe başkaldıran yine bizlerdik çünkü o gün de baskı ve yasaklara bugün olduğu gibi karşıydık. Şimdi, parti ve kişi ayırmaksızın sadece hakkı ve adaleti savunmaya da devam ediyoruz. İYİ Parti iktidarında, özgür düşünceye ket vurulmasına asla rıza göstermeyeceğiz; adaleti, hürriyeti, eşitliği, kardeşliği ve demokrasiyi hâkim kılacağız; üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü esas alarak adaleti tesis edeceğiz; bu, sıradan bir söz değil, aziz milletimize verilmiş vaadimizdir.
Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum efendim.