| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.06.2022 |
HDP GRUBU ADINA HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Konuşmama başlamadan önce, dün haklarını almak için greve giden bütün sağlık emekçilerini ve doktor meslektaşlarımı selamlıyorum ve mücadelelerinin yanında olacağımızın sözünü bir kez daha halkın kürsüsünde veriyoruz.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı döneminde sağlığa erişim imkânsızlaştı. Bakın, Ankara'nın göbeğinde, Bakanlığın önünde bir ambulans şoförü kendisini kilitleyerek hastasına dört saat yer bulamadığını, kapı kapı dolaştığını ve bundan dolayı bir protesto yaptığını, bir farkındalık yaratmak istediğini söyledi. Şimdi size soruyorum: Gerçekten bu ülkede sağlığa erişim imkânı var mı yok mu? İnanın Türkiye'nin hemen hemen her ilinde sağlığa erişim imkânsızlaşmıştır. Niçin imkânsızlaşmıştır? Çünkü AKP iktidarının uyguladığı yanlış politikalar sağlık hizmetine ulaşmayı âdeta yok etmiştir. Bakın, size şunu söyleyeyim: Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla, neoliberal politikaların esas alınmasıyla sağlık bir ticari hizmete dönüştürüldü; hasta, müşteri olarak algılandı ve maalesef bugün günümüzde sağlık hizmeti âdeta sunulamaz bir noktaya geldi. Çünkü bu uygulanan yanlış politikaların en büyük etkisi; sağlık emekçilerini perişan etti, hekimleri perişan etti. Hekimler bugün bunun yüzünden göç etmek zorunda kalıyorlar, doğru düzgün bir maaş alamıyorlar ve aynı zamanda çok büyük bir iş yüküyle karşı karşıyalar, yine sağlık emekçileri çok büyük bir iş yüküyle karşı karşıyalar. Pandemi döneminde uydurmadan alkış tutanlar maalesef, haklarını vermemeye devam ediyorlar. Daha altı yedi ay önce, aralık ayında bir düzenleme getirildi ve orada da biz belirttik, "Bütün sağlık emekçilerini kapsamıyor." dedik, "Ama ona rağmen biz destekliyoruz." dedik, bu Mecliste oy birliğiyle kabul edildi teklif, sonrasında AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla Komisyona geri çekildi. Niçin? İşte demin İsmail Güneş, sayın hatip kendisi burada ikrar etti çünkü onlara göre bir hekim kesinlikle bir kaymakamdan, bir validen fazla maaş alamaz. Ne zaman biliyor musunuz?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kaymakamdan değil.
HABİP EKSİK (Devamla) - Ne zaman biliyor musunuz? "Emekli olunca alamaz." diyor. Biliyoruz, aslında sizin yasa yaparken alt beyninizdeki temel kaynak buydu. Siz hekimleri başka meslek örgütleriyle kıyasladınız ve onun için de yedi ay boyunca beklediniz; pratisyen hekimlere 1.600 lira, uzman hekimlere de verilecek 2.100 lira ücreti reva görerek onu da enflasyonun önünde ezdirdiniz.
Şimdi, ben size şunu söylüyorum: Daha yılın ortalarındayız, bin doktor bu sene, 2022 yılında bu ülkeden göç etmiş, başka ülkelerde mesleğini icra etmeye gitmiş. Tüm sağlık emekçileri -39 kalemde- diyetisyeninden, hemşiresinden, bütün alanlardaki personel şu an aslında açlık sınırının altında bir ücrete talim ettiriliyorlar.
Emeklilikle ilgili yapılan düzenleme BAĞ-KUR'lu, SSK'li doktorları kapsamıyor, diğer bakanlıklarda çalışan doktorları da kapsamıyor. Hemşireyi ve diğer sağlık emekçilerinin hepsini, maalesef, teklifin dışında tutmuşsunuz. Niçin? Diyorsunuz ki: "Emekli olduktan sonra 2 bin lira, 3 bin lira fark almasın." diye.
Bakın, ben size şunu söyleyeyim: Bu mantıkla, bu politikayla, Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bu sistem değiştirilemez, bu yanlışlar giderilemez. Daha bir ay önce burada yine sağlıkla ilgili bir teklif görüşülüyordu "Sağlıkta şiddeti bu şekilde, bu tarzda çözemezsiniz; politikanız yanlış." dedik; ısrar ettiniz, kanunla değiştirmeyi amaçladınız ama daha bir hafta önce Kars'ta bir hekim yine şiddete uğradı. Niçin çözülmüyor? Çünkü siz, muhalefeti kesinlikle dikkate almıyorsunuz; sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini dikkate almıyorsunuz. Komisyonda saatlerce tartıştık, virgülünü dahi değiştirmediniz, bildiğinizi okudunuz ve yine yanlış yapıyorsunuz, yine hekimlerle ilgili, sağlık emekçileriyle ilgili sorunlar çözülmeyecektir.
Bakın, bir sözleşmeli personel sistemi getiriyorlar, kölelik sistemi aslında; özlük haklarını yok eden ve aynı zamanda ILO'ya göre de aykırı olan yani imza attığımız ILO anlaşmalarına göre de aykırı olan, Anayasa'ya da aykırı olan bir sistem getiriyorsunuz. Bu sistemi getirme gerekçeniz: "İşte, hekim Bingöl'de bulunmuyor." Komisyon Başkanı da kendisi ikrar etti. Aslında o bölgelerde yani geri bıraktığınız bölgelerde hekim ve sağlık emekçilerinin bulunmamasının ya da oralardan ayrılmasının temel sebebi sizin yürüttüğünüz yanlış politikalardır, sizin ısrar ettiğiniz savaş politikalarıdır, sizin bir bölgeyi tamamıyla kendi kafanıza göre sosyokültürel anlamda geri bırakmanızdır, AKP iktidarının bütün kaynakları savaşa yatırmasıyla alakalıdır. O açıdan şunu söyleyelim özellikle: Eğer siz geri bıraktığınız o illerde hekimlerin, sağlık emekçilerinin durmasını istiyorsanız yanlış politikalarınızdan vazgeçeceksiniz; demokrasiye, barışa, adalete, eşitliğe döneceksiniz, Kürt sorununu da demokratik zeminde çözmeye çalışacaksınız. Aksi takdirde hiçbir şekilde bu tür kölece çalışma rejimleri de cevap olamayacaktır. Bakın, aile hekimleriyle ilgili işte süreleri değiştiren bir durum var ama özlük haklarıyla ilgili hiçbir şey yok. Emin olun, şu an aile hekimleri dört gözle burayı izliyorlar ve biliyorlar kaderlerine terk ettiğinizi, bunun hesabını da soracaklar. Bir aile hekimi izne çıktığı zaman, hastalandığı zaman kendi yerine bir aile hekimini bulamazsa ücreti kesiliyor. Böyle bir saçmalıkla karşı karşıyayız.
GSS'yle ilgili, daha doğrusu Sağlık Bakanlığına borcu olan insanlarla ilgili bir değişiklik yapıyorsunuz. Önce "5 bine kadar siliyoruz." dediniz, sonra 10 bine çıkardınız Plan ve Bütçe Komisyonunda, şimdi de 1.600 kişinin sağlık hizmetlerine erişimini engelliyorsunuz. 86 bin insanın borcunu siliyorsunuz ama 1.600 insana diyorsunuz ki: "Biz sizin borcunuzu silmiyoruz ve siz, Türkiye Cumhuriyeti'nde kesinlikle sağlık hizmeti alamazsınız, poliklinik hizmetleri; sadece acil hizmetleri alabilirsiniz." Onun için de işte acillerde milyonlarca yığılma oluyor, yılda 5 milyona yakın acile başvuru oluyor. Niçin? Çünkü siz, insanları, aslında poliklinik hizmetlerinden mahrum bırakıyorsunuz.
Bir rejim çıkarmışsınız; BAĞ-KUR'lu, SSK'li, Emekli Sandıklı, 4/C'li, 4/B'li, "şu"lu "bu"lu. Bunların hepsi, aslında böl-parçala-yönet; kendi kafasına göre. Bugün BAĞ-KUR'dan emekli olan bir hekim 2.500 lira maaş alıyor ya, böyle bir şey olabilir mi? Onlarla ilgili hiçbir düzenleme yok, bugün özel hastanelerde çalışan hekimlerle ilgili hiçbir düzenleme yok, sağlık emekçileriyle ilgili hiçbir düzenleme yok. Özel hastanede çalışan bir hekimin sigortasını özel hastanenin patronu kendi kafasına göre isterse asgari ücretten de yatırabiliyor, sonrasında da emekli olduğu zaman 3 bin liralık maaşa talim ettiriyorsunuz; bir rayiç bedel belirlenmiyor, bir düzenleme, bir seyyanen artırma durumu söz konusu değil, tamamıyla kaderine terk etme anlayışı var maalesef.
O açıdan, bu yapılan düzenlemelerin hepsinin ne kadar eksik olduğunu, yanlış olduğunu, yetersiz olduğunu biz Sağlık Komisyonunda defalarca söyledik, ifade ettik ama bir virgülünü dahi AKP ve MHP milletvekilleri değiştirmedi. Hatta, size şöyle söyleyeyim: Bir kanun maddesinde, 8'inci maddede "Acaba birilerine siz eğitimle ilgili özel düzenleme mi yapıyorsunuz? Başasistan ve öğretim üyesi kadrosunda çalışma olmadan direkt eğitim verebilir mi?" diye sorduğumuzda teklifin sahibi Sayın İsmail Tamer cevap veremedi; buradan söylüyorum kendisine, veremedi. Sonrasında da söyledik, dedik ki: Siz birilerine özel olarak kadro çıkarıyorsunuz. Sağlık alanında, tıp alanında niteliği düşürmek için yeni sistemler yaratıyorsunuz. Bir insan kendi kadrosunda çalışmadığı sürece nasıl eğitim verecek? Tuzluca Devlet Hastanesinde çalışacak bir yıl, ondan sonra gidecek dahiliye hocası olarak ders verecek. Yeni üniversitelerde yeni kadroların alanını açıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, şunu özellikle belirteyim: Bu kanun teklifleri bir yerlerden hazırlanıp geliyor; saraydan. Bunu çok iyi biliyoruz, sıraların boş olmasından aslında hangi yaklaşımla yaklaşıldığı görüyoruz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sıralar boş değil, boş değil.
HABİP EKSİK (Devamla) - AKP iktidarının milletvekillerinin bu kadar hayati bir alanda görüşmeler yapılırken gelip dinlememeleri aslında her şeyi ortaya koyuyor.
Bakın, hatibin "Kaymakamlardan, valilerden fazla maaş alacaklardı." demesi aslında olayın tümüyle kendini açıklıyor. O açıdan, biz şunu özellikle belirtiyoruz ve buradan Halkların Demokratik Partisi olarak söz veriyoruz: Türkiye'de kamuda 125 bin hekim var, toplamda 160 binden fazla ve aynı zamanda 1 milyon civarında da sağlık emekçisi var; biz sonuna kadar bu sağlık emekçilerinin ve doktorların hakkını savunmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)