| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.06.2022 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi, bu yasa teklifi bir sağlık hizmeti üzerine buraya geldi yani sağlık hizmetleriyle ilgili bazı yeni önlemler içeriyor. Fakat değerli arkadaşlar, benim bu tartışmalardan ve metinden anladığım kadarıyla, iktidarın genel felsefesine uygun bir biçimde, zaman zaman piyasacı bir yaklaşımla, zaman zaman da kamucu bir yaklaşımla böyle gidiyorsunuz, geliyorsunuz ve diyebilirim ki bugüne kadar buraya getirdiğiniz yasa tekliflerinde bu anlayış görülüyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, hatırlayacaksınız, Adalet ve Kalkınma Partisi 2002'de iktidara IMF programı üzerine gelmişti ve IMF programı -tahmin edebileceğiniz gibi- özel sektörün önünü açmak üzereydi. O günün tartışmalarını hatırlayacaksınız, kamunun yeteri kadar etkin olmadığı iddiasıyla özelleştirmeleri savunan neoliberal bir iktisat politikası anlayışı vardı ve anladığım kadarıyla, Adalet ve Kalkınma Partisi de bu anlayıştan çok etkilendi yani diyebilirim ki, 2011'e kadar bu "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." felsefesine uygun davrandı ve ülkeyi öyle yönetti. Fakat değerli arkadaşlar, ben size hatırlatayım ki, bugün, özellikle 2008 dünya krizinden sonra neoliberal iktisatçılar ve neoliberal düşünce adamları yeni şeyler söylemeye başladılar. Söyledikleri 2 şey var, önemli olan; bunlardan bir tanesi şu, diyorlar ki: "Serbest piyasa ekonomisi kendi başına sorunları çözemez, dolayısıyla da kamunun işin içine katılması gerekiyor." İki: "Bir ülkede veya ülkeler arasında gelir dağılımı çok bozulursa kapitalizm yaşayamaz." diyor.
Değerli arkadaşlar, bugünün dünyasında bunlar tartışılırken şimdi siz bize, önümüze bir yasa teklifi getirdiniz ve bununla yine kamuyu kötüleyen, kamu anlayışını bir anlamda devre dışı bırakmaya çalışan ve kâr amaçlı işlerin daha etkin olduğuna inanan, efendime söyleyeyim, dolayısıyla da performansa bağlı ücretlendirmeden tutun da yine anladığım kadarıyla özellikle sağlık emekçileri arasında bir farklılaşmayı kabul ederek oluşturulmuş olan bir kanun teklifi getirmiş oldunuz.
Değerli arkadaşlar, dünya değişti, değişiyor. Yani 2008 krizi, hatırlayacaksınız, finans piyasalarında düzenlemelerin, regülasyonların kaldırılmasından dolayı ortaya çıkmıştı. Yani insanlara "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." dediğiniz zaman aldığınız sonuçlar bazen hiç de öyle iyi olmayabiliyor; nitekim, 2008 krizi bunun sonucunda ortaya çıktı ve hâlâ dünya, dünya insanlığı 2008 krizinin dalgalarıyla boğuşuyor. Dolayısıyla da değerli arkadaşlar, biz, bu tartışmada ya da sağlık hizmetleri konusundaki bu öneride eksikler buluyoruz, içerik itibarıyla kabul edebileceğimiz bazı görüşler olsa bile esas itibarıyla özellikle sağlık emekçileri arasında ayrım yapıyor olmasından dolayı, buna "evet" dememizin mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar, onun ötesinde son birkaç şey daha söyleyeyim. Sağlık harcamaları, bir toplumun en önemli kamusal harcamalarıdır. Dolayısıyla da bunlar, öyle "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." felsefesine bırakılacak kadar sıradan harcamalar değildir. Nitekim, Amerika Birleşik Devletleri özellikle Biden'la birlikte bunu gördü ve bunun üzerine yeni çözümler getirmeye çalışıyorlar. Biz de bunun aksine yine piyasanın egemen olduğu bir sağlık sistemini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bunun herhangi bir şekilde ne sağlık hizmeti alanlara ne sağlık hizmeti verenlere yararı olacağını düşünmüyoruz. Dolayısıyla da yasanın karşısında olduğumuzu bildiriyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)