GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:106
Tarih:22.06.2022

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, konuklarımız var herhâlde, onlara da "Merhaba." diyelim Meclis adına.

BAŞKAN - Biz de "Hoş geldiniz." diyoruz efendim.

Buyurunuz efendim.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Evet, ekonomi yönetimiyle ilgili konuşuyoruz. Bizim araştırma önergemiz; Türkiye'de belli bir kesim giderek zenginleşiyor, büyük bir çoğunluk yoksullaşıyor, fakirleşiyor, açlıkla karşı karşıya ve bunun araştırılması lazım. Türkiye'de -az önce de konuşuldu- bir yoksulluktan söz ediliyor, krizden söz ediliyor ve bütün uluslararası alanda bir sıkıntı var. Biz de diyoruz ki: Bir azınlık zenginleşiyor, gelin, araştıralım. Zenginlik olabilir ama bir yerde birileri büyüyorsa, büyük çoğunluk yoksullaşıyorsa araştırmak lazım.

Nedir? Ekonomi yönetiminde bir tercih olur; bunun yanlışı doğrusu yok. Tercihiniz büyük çoğunluktan mı yana yoksa belli bir kesimden mi yana? Şimdi, tercihiniz işletmeden yanaysa, şirketlerden yanaysa, finans kurumlarından yanaysa, müteahhitlerden, patronlardan yanaysa doğru yapıyorsunuz. Çünkü Türkiye'de 3 tane "s" harfi; saraya yakın olanlar zengin oluyor, savaşı savunanlar zengin oluyor, sermaye kendi parasına doymuyor, daha da büyütüyor; "3 tane s" diye tanımladım. Peki, Türkiye'de başka ne büyüyor? Sefalet büyüyor. Sefalet nedir? İşsizlik ve yoksulluk. Dünya sıralamasında en büyük, sefaletin geliştiği, sefaletin arttığı ülke Türkiye. Başka ne büyüyor? Türkiye'de borçluluk büyüyor, insanlar kredi kartını ödeyemiyor, kredi kartıyla harcama yapamıyor. İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarını alabiliyor.

Peki, Türkiye'de asgari ücretlilere, ücretlilere baktığımızda, yoksullaşan kesime baktığımızda, kim bunlar? 21 milyon işçi ve ücretli -maaş alan var, belli bir ücretli kesim var- 14 milyona yakın emekli var; 2,5 milyon tarım çalışanı var, 5 milyon küçük esnaf var -zaten küçük esnaf bitti, çoğu iflas ediyor, kapatıyor- 42 milyon; 2 kişi olsalar Türkiye'nin nüfusu ediyor. Demek ki yüzde 99 yoksul, yüzde 1 veya daha az bir kesim zenginleşiyor. Peki, bu zenginlik ne oluyor? Bu büyüyen zenginlik tekelleşiyor; medya tek ses, müteahhitler -5 tane- tek ses, tekelleşiyor; gıda sektörü, market sektörü tek ses, 5 tane. Gittiğimizde artık bakkal yok hiçbir yerde. Baktığımızda; gıdada, tohumda, çiftçilikte, tarımda tek sese dönüştürüyorsunuz. Enerjide boyuna zam yapıyorsunuz, diyorlar ki: "Şirketler gittiler, anlaştılar Bakanla, elektrik fiyatlarını tekrar yükselttiler." Tekrar tek ses. Yani siz tekçi anlayışınızla bütün sektörlerde kendi yandaşınızı ve zenginliğinizi geliştiriyorsunuz. Ve şunu geliştirdiniz Türkiye'de: Parayla para kazanma. Faize karşı çıkanlar şu anda Türkiye'de parayla para kazanıyor. 18'den 11'e mi düştü dolar? Ya, sorduk, kim bunlar? Merkez Bankasından ne kadar alış yapıldı, ne kadar satış yapıldı? Kim bunlar? Kimse açıklamadı. Belli günlerde, bu spekülasyonla, altında, diğer kurlarda milyonlarca para oynuyor, insanlar paradan para kazanıyor, sorduğumuzda bir tane yanıt yok. Peki, bunlara, bu faize, bu diğer otoyollara, tünellere, hastanelere, birçok yere giden para kimin cebinden çıkıyor? Tekrar, yoksul olan, parası olmayan, asgari ücretle çalışan çoğunluk, açlık sınırının altında kalan insanların vergisiyle... Vergi mi adil? Vergi de adil değil. Yani siz dolaylı, dolaysız vergilere baktığınızda, hep Avrupa'yı örnek veriyorsunuz, tam tersi bir sistem geliştirmişsiniz. Vergi de hiç adil değil. Yani partide "adalet" diyorsunuz, vergide adalet yok. Ve peki, bu patronlara, ne yapıyorsunuz bu serveti olanlara? Vergi istisnası getiriyorsunuz, vergi muafiyeti getiriyorsunuz, kredi kolaylığı getiriyorsunuz, düşük faizle veriyorsunuz, borcu gidip erteliyorsunuz. Ya, son bir haftadır insanlar uçağa binemiyor, pandemide havalimanı şirketinin bir yıllık kirasını sildiniz, iki yıllığını ötelediniz. 1 milyar 90 milyon euro parayı sildiniz, iki yıllığını ötelediniz, şimdi de kırk yıl erteliyorsunuz. Kim bunlar? Gazetelerin sahiplerine, müteahhitlere, şirketlere her türlü kolaylığı yapıyorsunuz. Bu kolaylıkla beraber yoksullar artmış, kredi kartını ödeyemiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - İnsanlar okul taksitini ödeyemiyor. İnsanlar hastaneye gittiğinde ameliyat olamadığı için bankaya gidip para çekmek zorunda. O hikâye bitti; konutlar için, araçlar için o hikâye bitti. İnsanlar artık borçlarını ödeyemeyecek duruma geldi ve asgari ücretli sayısı giderek artıyor.

Bir de büyüttüğünüz bir şey var, bazen çıkıp anlatıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bizim iktidarımız döneminde yardımlar arttı." Sizin iktidarınız döneminde yardımlar azaldıysa başarılı olursunuz, sizin iktidarınız döneminde yoksulluk azaldıysa başarılı olursunuz, sizin iktidarınız döneminde asgari ücretli sayısı azaldıysa başarılı olursunuz, çiftçi mutlu olduysa başarılı olursunuz, mazot fiyatı düştüyse başarılı olursunuz, dolar düştüyse başarılı olursunuz. Sizin iktidarınızda ekonomik tercihlerinize baktığımızda, zenginden yanasınız, parayla para kazanandan yanasınız; yoksulu, aç olanı ve ücretli geçinenleri düşünmüyorsunuz, tarımla uğraşanları düşünmüyorsunuz, küçük esnafı düşünmüyorsunuz ve ne oluyor? Bakan diyor ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Tamamlayayım.

BAŞKAN - Tamamlayınız.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ve Bakan ne diyor? Meşhur Bakan diyor ki: "Türkiye'de dar gelirliler hariç herkesin işi iyi." Bu sizin tükenmeniz, bitişinizdir. "Dar gelirli" dediğiniz, Türkiye'nin yüzde 99'udur. Belli bir az kesimin mutluluğu tercihinizse ona bir şey diyemem, değilse gelin araştıralım, destek verin araştıralım, karşı çıkmayın, araştıralım, biz haksızsak söyleyin ve bununla beraber bölgeler arası, sınıflar arası eşitsizliği de artırıyorsunuz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)