| Konu: | İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 22.06.2022 |
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
5'inci maddeyle, Finans Merkezi'nde yer alacak katılımcıların mevduat kabulü, nakdî ve gayrinakdî kredi verme işlemleri, sigortacılık, yatırım danışmanlığı, proje finansmanı gibi mevzuatın izin verdiği ve yasaklamadığı her türlü faaliyetleri yürütebilecekler. Yani yine küçük yatırımcıya, esnafa değil, büyük çaplı yatırımcılar için kolaylık sağlanıyor. Zaten ekonominin ışıltılı Bakanı da "Bizim sistemimizde dar gelirli sıkıntı çekiyor, ihracatı yapanların keyfi yerinde." diye açık açık söylemişti.
Değerli milletvekilleri, finansın öneminden bahsediyoruz ancak TESK'in verilerine göre, bu yıl bir önceki yıla göre iş yerini kapatan esnaflarda yüzde 17 oranında artış görülüyor. Ocak-mayıs döneminde toplam 47.128 esnaf iflas etti yani beş aylık süreçte her ay 10 bin esnaf iflas etmiş durumda. Türkiye'de ekonomiyi yeniden şahlandırmak istiyorsak önce üretmeye başlamamız gerekir. Üretmeden sadece ithalat ve tüketime dayalı yönetim anlayışıyla ekonomik krizi aşmamız mümkün değildir. Tarım sektörüne ve çiftçiye gereken önem verilmezse ne yazık ki çok yakın zamanda ekmek bile bulamayacağımız zamanlar gelecektir. Türkiye'de çiftçi sayısı son on yılda yüzde 52 azaldı, tarım alanları son yirmi senede yüzde 14 düştü, sebze bahçeleri aynı dönemde yüzde 17 küçüldü. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinden bu yana Türkiye'nin tarım alanı 26 milyon hektardan -şu anda- 20 milyon hektara geriledi; ekilen tarım alanları 18 milyon hektardan 12 milyona düştü; çiftçi kendi toprağına küstü.
Adanalı çiftçiler borç batağından kurtulmak için elde avuçta ne varsa maalesef satmak zorunda kaldı. Saray iktidarı bugün hâlâ çiftçinin yanında değil, ithalatçının yanında yer almaya devam ediyor. Adanalı çiftçimiz buğday için taban fiyat açıklaması beklerken iktidar Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla ana vatanı Türkiye olan buğdayı maalesef ithal ediyor; üzerine, açıkladığı taban fiyat da çiftçiye yetmiyor.
Asgari ücret açlık sınırının altında, vatandaşın toplam borcu 1 trilyonu aşmış, icra dairelerindeki dosya sayısı 23 milyonu geçmiş, faturasını ödemediği için 4 milyon hanenin elektriği kesilmiş durumda. Yerli ve millî olduğunu iddia edenler her seferinde çiftçimize yüz çeviriyor.
Değerli milletvekilleri, saray iktidarı ülkeyi büyük bir buhranın içerisine sokmuştur. Bugün, ekonomik zorluklar içerisinde olan milyonlarca aile bulunmaktadır. 2002 yılında 1,35 olan dolar her gün yeni rekorlar kırıyor. Benzin ve akaryakıt ürünlerine gelen zamları vatandaşlarımız artık maalesef takip edemiyor. İktidar ne derse desin vatandaş gerçeği biliyor. Türkiye, tarihinin en karanlık günlerinden geçiyor. Gece yarısı doğal gaza, sabah elektriğe, akşamüstü benzine ve motorine zam geliyor. Bu hafta yine -bir kez daha- elektriğe ve akaryakıta zam geleceği konuşuluyor. Artık milletin canına maalesef tak dedi. Saray iktidarı kontrolü kaybetmiştir. Ne acıdır ki milleti fatura ve borç yükü altına sokanlar yazlık, kışlık, uçan saraylarda yaşıyor; Amerika'ya para aktarmaya, lüks semtlerinden de mal mülk almaya devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, başta kiralar olmak üzere, vatandaşın temel ihtiyacı ne varsa her ürün 12-13 kat artmış durumda. Bir avuç sermayedar hariç yediden yetmişe herkes geçinemediğini söylüyor, saray sözcüleri "Ekonomimiz çok iyi." diye açıklamalar yapıyor. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, ekonomi kime göre iyi? Ayda 10 bin dolar alan rüşvetçi siyasetçiye göre mi, 128 milyar doları iç edenlere göre mi, konteynerlerde kokain taşıyanlara göre mi, yoksa emekli maaşıyla ay sonunu getirmeye çalışana göre mi ekonomi iyi? (CHP sıralarından alkışlar) Halk ekmek kuyruklarında ucuz ekmek için bekleyen vatandaşa göre Türkiye'nin durumu içler acısı bir hâldedir. Ülkedeki krizin sebebi, siyasi iktidardır. Siyasi iktidar ve tek adam rejimi değişmeden milletin çilesi dinmeyecektir. Torba kanunları, ekonomi paketini bir kenara bırakın, bir şey getirdiğinizde ekonominin düzeleceğine inanıyorsanız o da seçim sandığıdır. Getirin seçim sandığını milletin önüne, Türkiye'nin önünü açın.
Değerli milletvekilleri, yirmi yıllık yıkım senaryosunun sorumlusu, rant ve saltanat sevdalısı AKP iktidarını ilk seçimlerde iktidardan indireceğimizin, Türkiye'yi yeniden aydınlığa kavuşturacağımızın sözünü veriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)