GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:106
Tarih:22.06.2022

ÖZCAN PURÇU (İzmir) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, sevgili vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi resmen kutuplarda buzdolabı fabrikası açma girişiminiz gibi. Hükûmet vatandaşın güncel sorunuyla ilgili bir çalışma hiç başlatmış mı ya? Çiftçinin hâli belli, esnafın hâli belli, vatandaş yoksulluktan inim inim kırılıyor; siz -hiç alakası olmayan, bir hayal ürünü- ne ekonomiye katkısı olacak ne vatandaşa katkısı olacak ne de ülkeye katkısı olacak bir kanun teklifiyle bu saatte bizim karşımıza çıkıyorsunuz. Ülkenin gündemiyle hiç alakanız yok. Sokakları bir gezin de vatandaşın hâlini, esnafın hâlini, çiftçinin hâlini, yatırımcının hâlini bir görün bakalım. Allah aşkınıza, Hükûmet elektrik fiyatlarının artışıyla ilgili, bu elektrik fiyatlarının düzenlenmesiyle ilgili, mazot fiyatlarının, benzin fiyatlarının düşürülmesiyle ilgili bir teklifle hiç geliyor mu şuraya ya? İşte, ondan diyorum, ülkenin gündemiyle hiç alakanız yok. Ülke yansın bakalım, ülke uçuruma sürüklensin; sizin keyfiniz rahat zaten, sıkıntı yok, vatandaş ne olursu olsun. Gelin, bir görün bakalım vatandaşın hâlini beyler, gelin bir görün. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Pazara çıkıyor musunuz? Pazara, çarşıya çıkın bakalım, bir asgari ücretli evinin kirasını ödeyebiliyor mu?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Asgari ücretten vergiyi indirdik.

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Bir görün bakalım elektriğini, suyunu ödeyebiliyor mu, bir görün bakalım. Bu elektrik fiyatlarının sebebini açıklayan bir hükûmet yetkilisi gelsin bakalım, şu kürsüde, vatandaşa, niye elektrik fiyatları artıyor, niye mazot fiyatları durmadan artıyor bir açıklasın. Bir an önce seçim gelecek, gideceksiniz, bu ülke de refaha kavuşacak Cumhuriyet Halk Partisinin, Millet İttifakı'nın iktidarıyla.

Şimdi, size başka bir konudan bahsedeceğim: İstanbul Ataşehir'de Roman mahallesinde bir düğün oluyor, Terörle Mücadele şubeden polisler geliyor Roman mahallesindeki düğüne, diyor ki: "Burada bu düğünü yapamazsınız ey Romanlar. Gideceksiniz, düğün salonunda yapacaksınız." Bizimkiler de gariban "Biz burada yapacağız." diyor. Vay efendim, bunu sen mi söyledin? Ondan sonra, orada "Kenan" diye bir amir "Ulan -tövbe haşa- buranın Allah'ı benim lan." diyor. Alıyor bu Romanları, tutukluyor, içeriye atıyor; yer misin yemez misin? Ataşehir Emniyetinde yer misin dayakları yemez misin? Dişler kırılıyor, gözler morartılıyor, dudaklar patlıyor, kollar kırılıyor, işkence üstüne işkence; bir de Terörle Mücadele şubede yapılıyor. Ya, Roman mahallesinin terörle ne alakası var ya? Onu oraya gönderen Emniyet Müdürünün Allah belasını versin! (CHP sıralarından alkışlar) Romanları her şeyle sınayabilirsiniz ama ülkesine ihanetle; vatanına, milletine, bayrağına ihanetle suçlayamazsınız. Bunu yapan Emniyet Müdürü ve "Kenan" denen polis. Bu konuyla ilgili İçişleri Bakanı gerekeni yapsın. Ben İlçe Emniyet Müdürünü aradım, bana diyor ki: "Sen beni niye arıyorsun ya!" Küstahlığa bak! Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Milletvekiliyim, ben ararım; vatandaşın sorunu için, bilgi almak için ararım. Hangi hakla bana "Sen arayamazsın beni!" diyor ya! Türk milletinin, şerefli Türk polisinin bir üyesi; böyle kendini bilmez, böyle davranamaz arkadaş! Polis teşkilatı şerefli bir teşkilattır, içinizdeki çürük elmaları ayıklayın! Ne demek ya Roman mahallesine Terörle Mücadele şubesinin gidip düğün basması ya, ne alakası var ya!

Tekrar söylüyorum: Bizi her şeyle sınayabilirsiniz ama bu vatana bağlılığımızla; devletimize, milletimize bağlılığımızla kimse sınayamaz arkadaş! (CHP sıralarından alkışlar) Vatanımız için her şeyi yaparız.

Yalnız, şunu söyleyeyim: Daha öncesinde de gene Ataşehir'de bir Roman çocuğunu döverek resmen çöplüğe "ölü" diye attılar. Biz devletimize, milletimize zeval gelmesin, polisimizin saygınlığı gitmesin diye şu kürsüde konuşmadık ya! Ama yeter ya! Roman mahalleleri tatbikat bölgesi gibi oldu ya, Türkiye'nin her yerinden bize işkence fotoğrafları... Aha, işte, bu da raporlar bakın. "Resul Bayır" diye adamı... Aha, işte, bu da devlet hastanesinin raporu; ne ağız kaldı ne diş kaldı ya! Bir Roman mahallesinde düğün olacak diye, ne demek bu ya!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Purçu.

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Lütfen polis teşkilatımızın o şerefli durumuna kimse leke getirmesin. Biz polisimizi de askerimizi de seviyoruz; bağrımıza basıyoruz ya! Bizim çocuklarımız askere davulla zurnayla gidiyor ya; bu ülkeyi bu kadar seviyoruz, bize bunu mu reva görüyorlar ya! Söylüyorum Bakanlığa, bizim mahallemize Terörle Mücadele ekibini göndermeyin arkadaş, kimi gönderirseniz gönderin. Allah aşkına, size söylüyorum tekrar, Ataşehir İlçe Emniyet Müdürü gönderdi, küstahça da cevap veriyor, bir de o "Kenan" denen amir midir nedir "Romanların benden çekeceği var." diyor. O polisi de oradan almazsanız asli görevinizi yapmamış oluyorsunuz.

Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. İyi akşamlar. (CHP sıralarından alkışlar)