GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:109
Tarih:29.06.2022

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçenlerde Twitter'da bir video dolaştı, muhtemelen birçoğunuz görmüşsünüzdür. Van'ın Başkale ilçesinde bir köyde kolluk kuvvetleri bir kişiyi almak üzere köye gelmişler ve o bir kişiyi almak üzere ortaya çıkan gürültü inanılmaz bir şekilde yukarıya doğru silah atışlarıyla sürdü, bunu görmüşsünüzdür muhtemelen ve Valiliğin açıklamasına göre de taş atıldığı iddiası var fakat görüntülerden anlıyoruz ki böyle bir durumun olma ihtimali yok ve ilginç, orada köylüler 400 tane mermi toplamışlar oradan. Arkadaşlar, bir kişiyi, üstelik de yani herhangi bir suçtan... Suçun da ne olduğunu bilmiyorum ben doğrusu ama önemli bir suç olmadığı anlaşılıyor fakat bu kişiyi yakalamak üzere gelen kolluk kuvvetleri 400 tane mermi atıyorlar ve oradaki halkı, kadınları, çocukları korku içinde bırakıyorlar.

Değerli arkadaşlar, gerçekten şöyle düşünün; bu, bizim "Kürt sorunu" dediğimiz soruna ilişkin bir mesele esasında ve bir an için düşünün, böyle bir meseleyi Beşiktaş'ta yapabilir miydiniz mesela veya Bağdat Caddesi'nde? Yapamazdınız. Peki, orada niçin yapıyorsunuz? Çünkü orada bu toplumun ötekileştirilmiş olan bir halkı yaşıyor, Kürt halkı yaşıyor ve dolayısıyla da oradaki kolluk kuvvetlerinin bu tavrı kaçınılmaz olarak bizim bu meselede bir başka hassasiyeti dikkate almamız gerektiğini söylüyor.

Bakın, arkadaşlar, Anayasa'mızın 10'uncu maddesi diyor ki: "Herkes ırk, cinsiyet, dil, din -vesaire, vesaire, vesaire- bakımından kanun önünde eşittir." Şimdi, buna kim itiraz edebilir ki arkadaşlar ya? Yani gerçekten herkesin dil, din, ırk, cinsiyet, vesaire, vesaire bakımından kanun önünde eşit olması bir toplum açısından baktığımızda ideal bir durumdur ama gerçekten böyle mi arkadaşlar? Böyle değil, hepiniz biliyorsunuz.

Bu ülke Osmanlı bakiyesi bir ülkedir, bu ülkede başından beri farklı farklı kimlikler ve farklı inançlar vardır ve cumhuriyeti kuranlar bu farklılıklardan bir biz yaratmaya çalıştılar. Bunu belli ölçüde başardılar da ama hâlâ çözülememiş, hâlâ başarılamamış, hâlâ bu biz içinde kendini hissetmeyen -çünkü çoğunluğun en azından böyle bir duygu vermediği- Kürt halkı var; etnik kimlik olarak, inanç olarak da Aleviler var ve maalesef, Kürt meselesi ve Alevi meselesi gündeme geldiğinde bu 10'uncu maddeyi unutuyorsunuz. Hâlbuki 10'uncu maddeyi hepimizin desteklemesi lazım. Hepimiz gerçekten de kanun önünde eşit olan bir toplum yaratmak zorundayız. Dolayısıyla da Halkların Demokratik Partisinin mücadelesini şu veya bu şekilde terörle ilişkilendirerek kriminalize eden bir mantık var bu ülkede.

Değerli arkadaşlar, bu çok yanlış bir şey çünkü böyle bir tavırla asla ve asla bu ülkede bu farklılıkları giderip 10'uncu maddenin gereğini yerine getirebilecek bir toplum yaratamayız yani bu toplumda bir biz duygusu üretemeyiz, bu çok açık. Diyeceksiniz ki: "Canım, kanun önünde eşitler. Nedir yani mesele?" Hayır, öyle değil arkadaşlar, kusura bakmayın, kanun önünde eşit falan değiller. Eğer eşit olsaydılar bir kişiyi teslim almak üzere giden kolluk kuvvetleri 400 tane mermi harcamazdı orada; o korkunç, sanki korku filmlerindeki bir sahneyi andıran video çekimini kimse görmezdi.

Değerli arkadaşlar, gerçekten sizin aklınıza ve vicdanınıza seslenmek istiyorum: Yani bu mesele bu ülkenin bir "biz olma" mücadelesidir ve Kürtler de bu toplumun bir parçasıdır ve kendi haklarını, kendi eşit haklarını istemektedirler ve bunda anormal hiçbir şey yoktur, dünyanın her yerinde bu böyledir. Şimdi, bu meseleyi kriminalize ettiğiniz zaman olan şeyi söylüyorum size: Olan şey -yapsanız da yapmasanız da- Kürtler bu ülkeye ait hissetmiyorlar kendilerini.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bunu mu istiyorsunuz? Sanmıyorum bunu istediğinizi. Peki, o zaman nedir bu terörle ilişkili bir biçimde Kürtleri anmak, Kürtlerin destek verdiği bir siyasi parti olarak Halkların Demokratik Partisini terörize etmek; nedir bunlar Allah aşkınıza? Bunlar, ülkede birlik ve beraberliğin olmasını istemeyen bir iradenin sonucudur. Dikkat edin arkadaşlar, sizi ciddi olarak eleştiriyorum yani Adalet ve Kalkınma Partisi maalesef bütün iddialarını çizdi yani çıkışındaki iddiaları çizdi ve böyle bir noktaya geldi. Mesela şunu hatırlatayım size: Geçmişte başörtülü kızların -ben o sırada üniversitede idareciydim- okula gelmesini her an önlemeye yönelik olmak üzere YÖK'ten emir gelirdi bize ve biz de ona rağmen o kızların okuma hakkını orada mücadele ederek savunmaya çalıştık 10'uncu maddenin gereği olarak.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)