GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:110
Tarih:30.06.2022

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve bizleri ekranları başında, internet ortamında izleyen ya da radyodan dinleyen tüm vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin temeli milattan önce 209 yılında Mete Han tarafından atılmış olup iki bin iki yüz otuz bir yıllık tertemiz ve şerefli bir maziye sahiptir. Coğrafyanın kader olduğu dünyamızda Anadolu gibi bir vatanınız varsa ancak caydırıcılığı yüksek güçlü bir orduya, güçlü bir ekonomiye, güçlü bir iç güvenliğe ve huzurlu bir topluma, etkili bir dış politikaya sahipseniz yaşama hakkınız vardır. Şükürler olsun ki bu imkânlara sahibiz ve dosta güven veren, düşmana ise öncelikle caydırıcı ve gerektiğinde korkutucu nitelikte askerî, ekonomik, sosyal, siyasi ve diplomatik güce sahibiz. Buna rağmen küresel oyun kurucular ile komşularımızın ve içinde bulunduğumuz doğal grupların bize karşı açık veya gizli husumetlerini hesaba katarak varlığımızı sürdürmek zorunda olduğumuzun da bilincinde olmak durumundayız. Türk Silahlı Kuvvetleri yüce milletimizin ve devletimizin bekası için kendisine tevdi edilen görevi hakkıyla yerine getirmek, egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı korumak, karada, denizde, havada ve hemen her yerde milletimizin hak, alaka ve menfaatlerine sahip çıkabilmek üzere görev yapmaktadır. Bu görevlerinin yanında bölgesel ve küresel kapsamda barışın korunmasında önemli rol ve görevleri yerine getirmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifiyle firar ve izin tecavüzü gibi konularda ön inceleme ve adli soruşturmaların yapılmasına dair işleyiş, Millî Savunma Bakanlığının sivil personeli ile askerlik yükümlülüklerini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren idari eylem ve işlemlerde Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Adana ve Erzurum İdare Mahkemelerinin yetkilendirilmesi, Genelkurmay Başkanlarının görev sürelerinin 72 yaşına kadar Cumhurbaşkanının kararıyla uzatılabileceğine dair düzenleme, ordumuzun bel kemiklerinden astsubayların 9'uncu derecenin 1'inci kademesi yerine 9'uncu derecenin 2'nci kademesinden göreve başlatılmalarına dair düzenleme, askerî araç kazalarında aracı kullanan personelin kasıt ya da ağır kusurlu olduğuna dair mahkeme kararı olmaması hâlinde sorumlu tutulamayacaklarına dair düzenleme, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı teşkilatlarında teşkil edilen döner sermayeli işletmelerin sermayelerinin artırılmasına ilişkin düzenleme; harekât veya yurt dışı operasyon görevleri nedeniyle uzman erbaşlardan astsubaylığa geçiş sınavlarına katılamayanlara yeni hak tanınmasına dair düzenleme; yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup bedelli askerlik hizmetinden yararlanamayan yükümlüler ile ödenecek bedellerle ilgili yeni esaslar, ödemeler de sorun yaşayanlara yeni imkân sağlanmasına dair düzenleme; askerî okul sınavlarında görev alanlara yapılacak ödemelerle ilgili esaslar belirlenmiş olup yüce Meclisimizin onayına sunulmuş bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, bölgemizde hemen her gün hatta her saat güvenliğimizi etkileyecek gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmelerden olumsuz etkilenmemek için güçlü teşkilatlarımızın yanında moral gücü yüksek personelimizin de olması gereklidir. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan esastır ve insan faktörü göz ardı edilemez. Eğitimli ve kararlı insan yeri ve zamanı geldiğinde en etkili unsur hatta silahtır. Bu nedenle, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve emeklilerinin özlük haklarında yapılacak iyileştirmelerin fevkalade önemli olduğuna ve teklifin bu açıdan ciddi bir ihtiyacı karşılayacağına inancımız tamdır. Bununla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve emeklilerinin hâlen bir an önce yapılmasını beklemekte oldukları bazı yasal düzenleme konularını da burada seslendirmek istiyorum.

Astsubaylığa girişte lise mezuniyetinin yeterli görüldüğü dönemde mesleğe girmiş ve önemli kısmı Kıbrıs Barış Harekâtı ile iç güvenlik harekâtına katılmış olan emekli astsubaylarımızın da öğrenim durumlarına bakılmaksızın bu yasayla sağlanan imkânlara kavuşturulmaları gerekmektedir.

Terör, disiplinsizlik, kasıtlı olarak devlet malına zarar vermek ve yüz kızartıcı suçlar hariç olmak üzere kendi kararıyla emekliye ayrılmış olan binbaşı ve kıdemli binbaşılar meslekten erken ayrılmaları nedeniyle âdeta cezalandırılmış durumdadırlar. Bu personele bulundukları üstsubay kategorisinde uygulanmakta olan makam ve görev tazminat haklarının verilmesi gerekmektedir.

4678 sayılı Yasa gereği, sözleşmeli olarak istihdam edilen ve hâlen mesleğini icra etmekte olan sözleşmeli subay ve astsubaylarımızdan on hizmet yılını tamamlamış ve sicil not ortalaması 85 ve üzeri olanların muvazzaf subay ve astsubaylığa geçirilmeleri gerekmektedir.

Göreviyle ilgili bir faaliyette bedenî sağlığını yitiren ve askerî personel olarak görevine devamı Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yönetmeliği hükümlerine göre uygun görülmeyen vazife malullerinin emsalleriyle aynı haklara sahip olması gerekirken "fiilî olarak o rütbede görev yapmaksızın vazife malulü olarak emekliye ayrıldıkları için makam ve görev tazminatlarının ödenmeyeceğine" dair hüküm verilmekte ve uygulamalar bulunmaktadır. 5434 sayılı Kanun'un ek 77'nci maddesinin ruhuna aykırı olan bu kararlar sonucunda -ki ek 74'üncü maddesi özellikle terörle mücadelede küçük rütbede vazife malulü olan, gazi olan ya da şehit olanların mağdur edilmemesi için emsalleriyle beraber rütbelerinin ve haklarının devamını içeren bir maddedir- doğan bu mağduriyetleri ivedilikle giderecek tedbirler alınmalıdır. Vazife malulü, adı üzerinde, vazifesini yaparken fiziki yeteneklerini kaybetmiş insanlardır. Dolayısıyla, zorunlu olarak mesleğinden ayrılmış ve söz konusu rütbe ve makama ulaşamamıştır. Bu, bir keyfîlik durumu değildir. Bu insana "Sen şu rütbeye gelemedin, o nedenle o rütbenin sahip olduğu haklara sahip olamazsın." demenin vicdani ve mantıki bir izahı söz konusu değildir.

Sözleşmeli erbaş ve erlerden yedi yıllık hizmet süreleri sonunda Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişiği kesilenlerin 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nun ek 1'inci maddesinin 1'inci fıkrası gereği kamuya doğrudan geçişlerini sağlayacak düzenlemeye gidilmesi ve söz konusu kanun hükümlerinin askıda bırakılmamasına ihtiyaç vardır. Yedi yıllık hizmet sürelerini doldurduktan sonra Silahlı Kuvvetlerden ilişiği kesilen bu personel kapı kapı dolanarak -kanun hükmüne rağmen- iş aramaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından albay rütbesinde Yüksek Askerî Şûra değerlendirilmesine alınarak değerlendirme sonucunda kadrosuzluk nedeniyle emekli edilenlere 5434 sayılı Kanun'un geçici 205'inci maddesinde belirlenen yaş hadlerini doldurmadıkları için emekli aylığı bağlanamamaktadır. Personelin kadrosuzluk nedeniyle emekliliğe sevk edilmeleri ve sonrasında emekli aylığı alamamaları mağduriyete sebebiyet vermektedir. 2018 yılında yapılan ilk uygulamada yanılmıyorsam 9 ya da 10 personel vardı, daha sonra 38-40 personele yükseldi bu rakam; her geçen yıl bu rakam yükselecektir. 5434 sayılı Kanun'un geçici 205'inci maddesinde düzenleme yapılarak hukuka ve hakkaniyete uygun hâle getirilmesinin yaşanmış ve ileride yaşanacak daha büyük mağduriyetleri gidereceği açıktır.

Terörden fiziki ve psikolojik olarak mağdur olmuş, zarar görmüş insanlarımızdan gazi sayılmayanlar bulunmaktadır. Yurt içinde ve yurt dışında görevlerini ifa ederken veya sıfatları kalkmış olsa bile, bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan kamu görevlilerimiz, bizatihi terörle mücadele görevi ifa ederken yaralanan erbaş ve erler ile geçici veya gönüllü köy korucularımız, terör eylemleri nedeniyle yaralanan yedek subay okulu öğrencileri, harp okulları ve astsubay meslek yüksekokullarında okuyanlar, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı adına sivil öğrenim kurumlarında öğrenim görenler, Emniyet Genel Müdürlüğü veya Millî İstihbarat Teşkilatı adına öğrenim görenler ile terör eyleminin ortaya çıkarılması, etkisinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan sivillerin de yaralanma derecelerine bakılmaksızın gazi sayılması hakkaniyete uygun düşeceği gibi, gereksiz tartışmaları ve istismar konularını da önleyecektir.

Üniformalı meslekler dünyanın her yerinde insan psikolojisini zorlayan hatta bazen normal dışı karar ve tepkilere sebebiyet verebilecek ilişkiler içeren mesleklerdir. Bu nedenle, seyrek olsa bile istek dışı veya meslek standartlarına uymayan tepkili davranışların yaşanabildiği şartlar söz konusu olabilmektedir. Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetlerinden resen emekli edilen bir grup meslek mensubu bulunmaktadır. Kuvvet komutanlıklarında bulunan dosyaları incelenmek suretiyle üste müessir fiil, kamu malına kasten zarar vermek ya da yüz kızartıcı suç nedeniyle ilişiği kesilenler hariç diğerlerinin itibarlarının iade edilerek haksız yere töhmet altında kalmalarının önlenmesi yararlı olacaktır. Yüksek bilgilerinize sunduğum bu konular hakkında yasa teklifleri Meclis Başkanlığımıza sunulmuştur. Bu konuların da bir an önce Genel Kurul gündemine alınması önem arz etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu ile İsveç ve Finlandiya devletlerinin Dışişleri Bakanları arasında imzalanan memorandum fevkalade önem arz etmektedir. Bu konu, diplomasi alanında olduğu kadar ülkemize yönelik devlet destekli terör... Bunun altını özellikle çiziyorum, Türkiye'ye yönelik terörün arkasında başka devletler vardır ve bunun uluslararası zeminde tanımı "devlet destekli terör"dür. Mücadelemiz bakımından önemlidir, Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle stratejik bir kazanımdır. Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in Washington Antlaşması'nda belirtilen ilkeler ve değerlere uyacağının -Washington Antlaşması NATO'nun temel belgesidir- terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede dayanışma ve iş birliği içinde olunacağının; Finlandiya ve İsveç'in, millî güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye'ye tam destek vereceğinin; Finlandiya ve İsveç'te PKK'nın yasaklanmış bir örgüt olduğundan hareketle bunların, bunlarla iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütlerin, bunların içinde yer alan şahısların faaliyetlerinin engelleneceğinin; Finlandiya ve İsveç'te ceza yasası ve terör suçları yasalarında gerekli değişikliklerin yapılacağının; silah ambargosu ve silah ticaretiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınacağının ve Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in katılacağı "Daimî Ortak Mekanizma" oluşturulacağının kararlaştırıldığı ve imza altına alındığı görülmektedir. Bu memorandumu eleştirenlerin hangi mantıkla eleştirdiklerini anlamak mümkün değildir. (MHP sıralarından alkışlar)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Anlatacağız.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Gruplarında büyükelçiler vardır, uluslararası anlaşmalarda karşılıklı taahhütlerin nereye kadar uzanabildiğini çok iyi analiz edebilecek insanlar vardır.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - PYD/YPG adı niye zikredilmedi? Onu eleştiriyoruz. Bunları eleştirmeyen de sorumludur.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, dinle önce; Sayın Başkan, önce bir dinle.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Dinliyorum zaten. Eleştiren biziz.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Onlara danışmadan bu kürsüye çıkmasınlar.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Biz danışarak çıktık, siz de danışmanınızdan bilgi alın.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Türkiye'nin...

Sayın Başkan, dinle.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - PYD ve YPG ismi niye zikredilmedi, onu söyleyin.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Geliyorum efendim; geliyorum efendim, geliyorum. Bir yere takılıp durmayın.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bana söylüyorsun, cevabımdan rahatsız oluyorsun.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Türkiye'nin İsveç ve Finlandaya'nın NATO üyeliğine karşı çıkmasındaki ana hareket noktası bu ülkelerin teröre verdiği destektir. Bu memorandumla, İsveç ve Finlandiya'nın devlet destekli terör yürüten uluslararası suç örgütü PKK'nın destekçisi, FETÖ'nün destekçisi, DEAŞ'ın destekçisi olduğu kayıt altına alınmıştır, kayıt altına alınmıştır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakın, oyun değil bu. Siz, orada her şey yazmaz...

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Tabii!

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Büyükelçiniz var, hep rahatsız olan. Bakın, Göteborgs-Posten diyor ki: "Safiyane umutlar tükendi." İsveç gazetesi bu. Ve yine Die Presse: "NATO anlaşmasındaki tuzaklar." Finlandiya ve İsveç'in hangi tuzaklara girdiğinden bahsediyor; bunların hiçbirisini görmüyorsunuz.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Onu o tarafa söyle, Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili açıklaması var.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, dinle, dinle.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Dinliyorum zaten, dinlemesem cevap verebilir miyim?

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Devamla) - Bu memorandum, Türkiye'nin terörle mücadelesinde imza altına alınan en geniş kapsamlı, uluslararası nitelikli belgedir. Diğer belgeleri bilen bir insan olarak söylüyorum. Muhataplarımızın teröre destek verdiklerinin, verdikleri desteği keseceklerinin ve bunun için ortak bir mekanizma oluşturulmasının kabul ettirilmesi alkışlanacak bir başarı olup diğer destekçi devletlerin de uygun zaman ve zeminde bu konuda zorlanması, bu ve benzeri memorandumların, başta NATO ülkesi olan -şu anda isimlerini zaman nedeniyle saymak istemiyorum- Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'si, Fransa'sı, İspanya'sı, İtalya'sı, Almanya'sı da dâhil olmak üzere, onların da önüne konması gerektiğine inanıyorum. Ve terörle mücadelemizde bu yolda katedilecek mesafenin önemli bir kazanç olacağının altını çiziyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Gurubu olarak teklifin toplumun ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentilerinin bir kısmını karşılayacağını düşünmekteyiz. "Bir kısmını" derken biraz önce ihtiyaç duyulan konuları zikretmiştim. Bu yaklaşım içinde 343 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin kanunlaşması için "evet" oyu vereceğimizi belirtir, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)