| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 01.07.2022 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 346 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 53'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, 53'üncü madde, Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un 30'uncu maddesinde değişikliğe gidilerek hem devletin hem de işletme hakkı verilen veya devredilen şirketlerin işletmiş olduğu otoyollarda geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine geçiş ücretlerini on beş günden sonra ve kırk beş günden önce ödemeleri durumunda geçiş ücretinin 1 katı kadar para cezası uygulanmasına, ödemenin kırk beş günden sonraya kalması durumunda geçiş ücretinin 4 katı tutarında para cezası uygulanmasına yönelik bir düzenlemedir.
Belli ki işletme hakkı verilmiş ya da devredilmiş otoyolları işleten şirketlerin kendi ofislerinde kendi menfaatleri için hazırlattığı bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hani genel bir kanı vardır ya kanunlar bakanlıklarda hazırlanıyor, Meclise geliyor diye. Hayır, kanunlar maalesef şirketlerin toplantı salonlarında hazırlanıyor. İşte, bu madde bunun en net göstergesidir. Böyle bir düzenlemeyi halkın lehine gibi lanse etmeye kalkmak da tam bir safsatadır. Ya 1 kat ceza öde ya da 4 kat ama ceza ödeyeceksin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yani, çalışan arkadaşların emeğine saygı duyun. Ne demek şirketlerde hazırlanıyor?
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Yani, şunu söyleyemiyorsunuz: Halkımız ceza ödemesin, tüm hizmetlerden en uygun ve en kaliteli şekilde faydalansın diyemiyorsunuz.
Diğer bir yandan, bu "kaçak geçiş" olarak adlandırılan birçok geçişin aslında sistem hatası olduğu da ortada, hiç istisnai bir durum falan da değil. Birinci durum: PTT, HGS bakiyesi biten vatandaşı uyarmıyor, otomatik ödeme verseniz dahi parayı hesaptan çekmiyor; bunun sonucunda cezasını halk ödüyor.
İkincisi: HGS olduğu hâlde sistem okumuyor. Herhangi bir bilgi verilmediği hâlde, on beş gün sonra 4 katı ceza ödemek zorunda kalıyor. Tebliğ elinize ulaşmazsa icraya veriliyorsunuz. Ortada inanılmaz bir soygun var. Aslında, halkı uyarmak için, şirketlerin işlettiği bu otoyolların girişine kocaman bir "Soygun var." yazısı yazıp halkı uyarmanız gerekiyor. Varsayalım gerçekten de kaçak geçti, 100 lira ödeyemeyen bir vatandaşın 400 lira ödemesini beklemek kadar saçma bir şey de olamaz. Ama diyeceksiniz ki: "Enflasyon var, sermaye sahipleri zarar görmemeli." Bu madde, bir kanun maddesi değil, bu şirketlerin soygun politikalarını onaylama maddesidir. Şirketler zarar mı ediyor? Hayır çünkü döviz garantili, araç geçiş garantili ballı ihaleler... Halk zaten derin bir yoksulluk içinde; bırakın işletme hakkı devredilen yolları, işletmesi kamuda olan otoyolları bile neredeyse araçlar benzin zammından dolayı kullanamıyor. Sizler de parayı nasıl toplarız derdine düşmüşsünüz. Yani devlet yakaladığı kazı yoluyor, uçana dokunmuyor hatta uçan kazlara böyle yasalar hazırlayıp el kol hareketiyle daha yüksekten uçmasını sağlıyor.
Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesinin yüzde 45'i garanti ödemesine ayrılmıştı. Sadece Avrasya Tüneli için 2016 yılından itibaren ücreti tahsil edilemeyen kaçak geçişler nedeniyle görevli şirkete yaklaşık 27 milyon TL garanti ödemesi yaptınız. Şirketlerin ortada bir zararı yok ki, zarar kamunun zararı. Kamunun bu kadar zarar etmesinin nedeni de yap-işlet-devret ya da kamu-özel iş birliği projeleri. Biz, kamu-özel iş birliği projelerinin bu halkın sırtına vurulmuş en büyük yük olduğunu defalarca söyledik. Yine, birçok uzman bu tarz projelerin ekonomiyi bir bataklığa sürüklediğini ayrıntılarıyla ortaya koydu. Şeffaf değilsiniz, şeffaf olmamakla birlikte halktan yana da değilsiniz. Özel şirketlerin yaptığı yollar çöküyor. Ulaştırma Bakanlığına soru önergeleri hazırlıyoruz, içinde bir sürü saçmalığın olduğu ama cevabın olmadığı bir kâğıt parçası bizlere gönderiliyor. Bu şirketlere niçin hak ettikleri maddi, manevi cezaları veremiyorsunuz? Soru önergelerine verdiğiniz uyduruk cevaplardan müteahhitleri kolladığınız çok açık belli oluyor. Bariz imalat hatalarının olduğu yol çökmelerini heyelan, sel gibi uyduruk, akla ziyan açıklamalarla örtmeye çalışıyorsunuz. Kamunun kaynaklarını böylesine yağmalamak kimsenin hakkı değil. Bu yağma politikaları da sizinle birlikte yok olup gidecek.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)