| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 01.07.2022 |
CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin üçüncü bölümü üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi öncelikle saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Görüşülmekte olan torba yasa içerisinde önemli bir kısmı kamu çalışanlarının ve idarecilerinin maaş ve emeklilik haklarının düzenlenmesiyle alakalı bir teklif bulunmaktadır ancak söylemek gerekirse 3600 konusu uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi ve muhalefet olarak devamlı gündeme getirdiğimiz bir konudur. Görüyoruz ki iktidar tarafından yeterince hazırlık yapılmadan, üzerinde çalışılmadan, alelacele hatta seçime dönük mesajlar içeren bir şekilde teklif sunulmuş.
Bu düzenleme bir taraftan belli kesimleri memnun ederken geniş kitleleri de rahatsız etmiş durumdadır. Özellikle personel politikası yönüyle baktığımızda yapılan bu düzenlemenin adalet duygusunu zedeleyen, hiyerarşik sıralamaya uygun olmayan bir düzenleme olarak görülmektedir. Bu düzenlemeden hak ettiği payı alamayan mağdur kesimlere sözümüz şudur: Nasıl ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugüne kadar çalışanın yanında olmuşsak, mağdurun, emekçinin yanında olmuşsak, nasıl ki asgari ücrette bugünkü seviyelere Cumhuriyet Halk Partisinin zorlamasıyla gelinmişse, nasıl ki emekliye 2 dinî bayramda ikramiye verilmesini sağlamışsak, nasıl ki asgari ücrete kadar olan gelirden verginin kaldırılmasını sağlamışsak en kısa zamanda iktidara geliyoruz, biraz sabredin, derdi çözülmemiş olanın derdini, tüm sorunlarını Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz çözeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Üçüncü bölümde yer alan maddelerden bir tanesinde şöyle bir düzenleme var değerli arkadaşlar: Belediyelere ait, şehir içinde çalışan, koltuk sayısı 9 ve üzeri olan otobüslerde engelli rampası yapılmasıyla ilgili zorunluluk süresinin dört yıl daha uzatılmasıyla ilgili bir teklif var. Bu vesileyle, bir kez daha ifade etmek gerekir ise bugün, diğer taşıma esnafı gibi halk otobüsü esnafı can çekişir hâle gelmiştir; çalıştığı her geçen gün esnaf zarar eder ve bu zararı katlar hâldedir; artık halk otobüsü esnafı kontak kapatır hâle gelmiştir; yarattığınız ekonomik çıkmazdan bu esnafı da büyük zarar görmektedir. Sahi, halk otobüslerine ücretsiz binen yolcular için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ödenmesi gereken ve 2018 tarihinde en son belirlenmiş olan ücreti ne yaptınız? Ben size söyleyeyim, ne yaptınız: Normal belediyelerde 800 TL, büyükşehirlerde 1.000 TL, Ankara, İstanbul ve İzmir'de 1.330 TL olarak 2018 tarihinde belirlenmiş olan bu fiyatlara, dört yıl sonra ancak yüzde 50 zam yapabildiniz. Onu da Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim defalarca buradan bastırmamızla, efendim, soru önergeleri vermemizle, Meclis araştırması önergeleri vermemizle, esnafla çalıştay yapmamız neticesinde ancak yüzde 50 artış sağlayabildiniz, o da yeni. Ancak, 2018'den bu tarafa benzine, mazota gelen en az 4 kat zam var, parçaları yine aynı şekilde... İşte, değerli arkadaşlar, siz esnafı batırma noktasına getirdiniz. Taşıma esnafıyla ilgili bütün yük belediyelerin omzunda kaldı.
Bu bölümde dikkat çeken bir konu daha var değerli arkadaşlar, köprülerden ödemesiz geçenler hakkında bir konu. Ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün içinde, idari para cezasının tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın, geçiş ücretiyle birlikte geçiş ücretinin 1 katı idari para cezası olarak ödenmesi hâlinde, 1 kat ceza verilmiş sayılacak.
Bakın, öncelikle şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar, hukukta bir sürenin başlayabilmesi için, bir cezai müeyyidenin uygulanabilmesi için temel hukuk kuralıdır, her şey tebligatla başlar. Sizin buradaki düzenlemeniz temel hukuk kurallarına aykırıdır, bir süre tebliğ edilmeden başlamaz ancak siz burada temel hukuk kurallarını dahi çiğnemektesiniz, sırf idari para cezası hükmedilsin diye tebligat şartını dahi kaldırmış durumdasınız.
Şimdi, kamu-özel iş birliği yoluyla yapılan köprüler, otoyolları, havaalanları zaten bütçede yük olmaya devam ediyor. Önceki günlerde kabul ettiğimiz ek bütçede dahi ilave olarak 10,5 milyar bu kamu-özel iş birlikleri için bir ödenek ayrıldı, 2022 yılı için ayrılan rakam toplamı 53 milyara çıktı değerli arkadaşlar.
Şimdi, bir şey daha ortaya çıktı bu Komisyon görüşmelerinde. Biraz önce bahsettim ya, 1 kat veya kırk beş günlük süre geçtikten sonra ödenirse eğer 4 kat ceza uygulanmaktaydı. İşte, bu 4 kata kadar olan cezayı hepimiz devlet alıyor zannediyoruz çünkü cezalar devlete ödenir ancak değerli arkadaşlar, bakın, ortaya çıkan şey şu: Kamu-özel iş birliklerinde, bu projelerde, bu köprülerden alınan cezaların bu şirketlere yani yandaş şirketlere gittiği ortaya çıktı. Yani sizin kamu kaynaklarını yandaşlara aktardığınız yetmedi, şimdi tekrar bu cezaları da yandaşlara aktarmaktasınız. (CHP sıralarından alkışlar) Yani tebligatsız, ihbarsız, ücretsiz geçişin kat kat cezasını dahi şirkete aktarmaktasınız; işte, bu ortaya çıktı.
Şimdi, kamu-özel iş birlikleri ile kur korumalı mevduat, kamu kaynaklarının belli kesimlere aktarılmasına neden olan iki el bombası değerli arkadaşlar; bakın, iki el bombası. Eğer bu konular böyle devam ederse Türkiye bütçesi gerçek anlamda tehdit altındadır, kamu kaynakları tehdit altındadır.
Bir örnek vereyim hızlı bir şekilde: 18 Martta Çanakkale Boğazı Köprüsü açıldı. Bu köprünün ihale tarihi olan 16 Mart 2017'de, ihale tarihinde garanti süresi on altı yıl üç ay. Bu köprünün ihale tarihindeki maliyeti -TL bazında- 10 milyar 354 milyon 576 bin TL ya da 2 milyar 545 milyon 465 bin euro. 18 Mart 2022 tarihinde ise köprünün hizmete girdiği kabul edildi, o günkü TL maliyeti 42 milyar. Günde 45 bin araç garantisi var ve araç başına da 15 euro, artı, KDV garanti ücreti var.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu köprünün hizmete girdiği tarihteki bedeli 42 milyar dedik. Aynı gün ne oldu, aynı günlerde ne oldu? Kur korumalı mevduatın 8 Nisan itibarıyla bu devlete maliyeti kaç paraydı? 21 milyar. Şimdi, değerli arkadaşlar, daha bu kur korumalı mevduatın, ilk üç ay dolduğundaki, dört ay dolduğundaki maliyeti yarım Çanakkale Boğazı Köprüsü'ydü. Bugünkü maliyet itibarıyla baktığımızda da yaklaşık maliyeti 1 Çanakkale Boğazı Köprüsü yapar duruma geldi. İşte, siz, ülkenin kaynaklarını kur korumalı mevduat sistemiyle ve kamu-özel iş birliği projeleriyle belli kesimlere aktarmaya devam ediyorsunuz, böylelikle de ülke ekonomisine ağır yükler getirmeye devam ediyorsunuz. Bu uygulamadan bir an evvel vazgeçilmeli diyorum.
Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)