| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 04.10.2022 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; kitle iletişiminde "Medyayı kontrol eden, elinde tutan, zihinleri de kontrol eder." görüşü siyasi iktidarların sürekli iştahını kabartmış ve kitle iletişim araçlarının sunduğu sınırsız olanaklarla medyayı kontrol ederek zihinleri kontrol etme çabasına girişmiştir siyasi iktidarlar. İktidarlar varlıklarını sürdürmek için çeşitli yollara başvurmuşlar, sermaye transferleriyle medya kuruluşlarını ele geçirmeye çalışmışlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ses gelmiyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Başkanım, Başkanım, ses gelmiyormuş herhâlde seste bir sorun var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Seste teknik bir sorun var.
BAŞKAN - Ses açık, sizin biraz daha gür sesle konuşmanız gerekiyor. Sorun sistemde değil.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Öyle mi, tamam. Baştan alabilir miyiz o zaman?
BAŞKAN - Yok, alamam.
Buyurun efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Sermaye transferleriyle medya kuruluşları ele geçirilerek yandaş medya yaratılmaya çalışılması, çıkılan televizyon programlarında sorulan çanak sorulara verilen yanıtlar ve bizlere hiç yabancı gelmeyen şekilde medya mensuplarına verilen talimatlar... Ancak AKP iktidarlarının inandırıcılığını yitirdiği, dış politikada her gün yalnızlaştığı, vatandaşların her gün daha fazla yoksullaştığı günlerde artık yandaş medyanın da gerçekleri gizlemekte ve propaganda yaratmaktaki gücü azalmıştır çünkü vatandaş çektiği çileyi kendi bilmektedir. İktidarın içinde bulunulan zor duruma çözüm üretecek gücü de kalmadığından gerçekleri gizlemeye çalışmak tek çare olarak elinde kalmaktadır. Son yıllarda kendisine muhalif olan güçleri kontrol altına alarak seslerinin kısılması çabaları da artık gerçeklerin gizlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Tam da bu noktada, seçim sürecine girildiği dönemde bir kurtarıcı olarak sansür yasası Meclise getirilmiştir. Toplumsal muhalefetin sesinin kısılması önündeki engel sosyal medya alanının kontrol altına alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu anlamda sınırsız teknoloji kullanımıyla metin, ses ve görüntüyü aynı anda sunma olanağı barındıran, uzam ve zaman kısıtı olmayan internet gazeteciliği muhalif seslerin yayılması konusunda bir tehdit olması nedeniyle kontrol altına alınmayı gerektirmiştir. Bugüne dek yasal bir düzenlemenin konusu olmayan internet gazeteciliğini Basın Yasası kapsamına alarak basın kartı, Basın İlan Kurumundan reklam alma olanaklarıyla bir havuç olarak sunulan yasanın daha 2'nci maddesine eklenen tanımlardan gerçek amacın bu olmadığı çok da net anlaşılmaktadır. 2'nci maddeyle 5187 sayılı Kanun'daki "eser sahibi" tanımına "içerikleri kaydeden ve düzenleyeni" ibaresinin eklenmesiyle sadece görüşleri ifade özgürlüğü kapsamında yazı yazan gazetecilerin değil tüm görüntü kaydedenlerin, içeriği yükleyenlerin de yasal sorumluluk altına girdiği görülmektedir. Maddeye eklenen "medya mensubu" ve "enformasyon görevlisi" tanımlarının ise kapsamı yönünde hiçbir açıklık bulunmamaktadır, daha önce hukuksal bir çekişme hâlini almış ve Danıştay tarafından haksız bir ayrım yarattığı gerekçesiyle durdurulan ilgili yetkiye yasal bir dayanak sağlanmaya çalışılmaktadır. 2'nci maddeye eklenen "İletişim Başkanlığı" ve "Basın Kartı Komisyonu" tanımları aslında gerçek amacı çok net açığa çıkarmaktadır. Tarafsız olmadığı tüm kamuoyunca bilinen, özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalarının her gün bir yenisiyle karşılaşılan İletişim Başkanlığının basın kartı verilmesinde yetkili kılınmasına dönük yönetmelik değişiklikleri iptal edilmişken fiilî durumun yasallaşmasıyla yazılı, görsel ve internet basınının denetim altına alınmasına çalışılmaktadır. Dezenformasyonu, algı yönetimini, ikna yöntemlerini kullanan bir propaganda bakanlığı gibi çalışan İletişim Başkanlığı daha yetkili ve işlevsel hâle getirilmeye, sansür ağırlaştırılmaya ve tek sesli bir toplum yaratılmaya çalışılmaktadır ama hiçbir sansür yasası ve propaganda iletişimde gerçeklerin ortaya çıkmasını bugüne dek engelleyememiştir. Biz, dışarıda olan gazeteciler gerçekleri yazsın diye cezaevinde tutuklu gazetecilerin bedel ödemek zorunda kalmayacağı, vatandaşlarımızın bırakın özgürce sosyal medya paylaşımı yapmayı, siyasi bir paylaşımı beğenmekten korkmayacağı, medyanın demokrasinin 4'üncü kuvveti olacağı günlere, hep birlikte yaratacağımız günlere çok az kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)