GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:4
Tarih:06.10.2022

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - "..."(*)

Merhabalar, değerli arkadaşlar, ülkede zaten bir sansür var, zaten toplumun büyük bir kesimi görülmüyor. Herkes kendi mahallesinden konuşuyor, herkes kendi hassasiyetleri üzerinden konuşuyor. Ülkede gerçek gazeteci sayısını ifade etmek için bin şahit lazım, büyük bir kısmı iktidar hegemonyası altında, yüzde 90 civarından bahsediliyor, bir kısmında da resmî muhalefet üzerinden işler gidiyor ama toplumun diğer kesimini temsil edenlerin büyük bir kısmı da şu an cezaevinde. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin 14 gazetecisi haziran ayında Amed'de zindana atıldı, atıldı. Ne kadar gündem oldu, ne kadar haber değeri taşıdı? Yok çünkü herkes kendi mahallesinden konuşacak, herkes kendi hassasiyetiyle konuşacak.

10'uncu maddede kart dağıtıyorlar, İletişim Başkanlığı kart dağıtıyor. Eskiden sarı basın kartıydı, şimdi herhâlde biraz daha renklendirmişler, turkuaz yapmışlar. Dijital medya da artık işin içinde. Bürokratlarına bol bol gazetecilik kartı dağıtırlar. Akademiyi hegemonya altına aldılar, üniversiteleri hegemonya altına aldılar, medyanın tamamında hegemonya oluşturdular ama direnenleri susturamadılar. 50 bin tane yasa çıkartsanız da boş, hiçbir anlam taşımıyor bizim için, bizim siyasi geleneğimiz için hiçbir anlam taşımaz. Onlarca yıl ceza alan, kartı olmayıp da gazeteci olan yoldaşlarımız vardır, arkadaşlarımız vardır.

Bu Meclis görevini yapmadı, yapamaz da, demokrasi değerlerinde buluşamaz, 5 parçaya bölünmüştür, böyle de devam ediyor. Yakın zamanda erken seçim ya da zamanında yapılacak bir seçimde demokrasi değerlerinde buluşabilirse medyada da bir alan açabilir; medyanın ipini belki biraz gevşetir, o ipi belki biraz gevşetir, onun dışındaki bir hayaldir.

Tabii, direnenler var, mücadele edenler var, herkesin hassasiyetinden bahsedenler var, zindanlardan bahsedenler de var, cezaevinden. Bundan bir hafta önce, burada, Elbistan Cezaevinde... Haber değeri taşıyor, bunun haber değeri vardır ama farklı bir hukuk işletildiği için medyada görünmüyor; bizim mahalleden değil, öldürülür mü, işkence mi edilir... Bir yıl içinde 70'in üzerinde insan cezaevlerinden çıkarılıyor, hangi medya -kendine "Muhalifim." diyen ya da ana akım medya ya da AKP hegemonyası altındaki- görüyor?

Bu Meclisin bir üyesi, Aysel Tuğluk cezaevinde, hastadır. Hangi medya görüyor? Olmaz kardeşim, Kürt'tür. Göstermeyeceksin, kaderiyle baş başa kalacak diyor, mesele budur. Ama biz demokrasi değerlerinde bütünleşmek için üçüncü yol stratejisini öreceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi biz vadediyoruz. Milliyetçilik, dincilik üzerinden kitleleri konsolide etmeyeceğiz. Elbistan Cezaevi... 50 kişiyle saldırıyorlar. Uzun süre cezaevinde kalan insanlar; yirmi yıl, yirmi beş yıl, otuz yıl... Çıkmaya birkaç ay zamanı kalan insanların bir kısmını Erzurum'a sürgün ediyorlar -şiddetle, işkenceyle- bir kısmını Tokat'a gönderiyorlar, bir kısmını Antalya'ya gönderiyorlar ama isimleri bile okunmuyor. Görünmez, perdenin arkasında başka şeyler dönüyor. Cezaevlerinde zulüm var. Ne zaman ana akım medya ya da kendini muhalif olarak gören medya bunları görürse o zaman bu ülkede sansürün ve otosansürün olmadığını göreceğiz. Dövüşse dövüş devam ediyor, kavgaysa her yerde devam ediyor ama bu coğrafya, medyasıyla, siyasetçisiyle, akademisyeniyle yaşamayı ve yaşatmayı hak ediyor. Medya bunun öncülüğünü yapar, yapabilirdi ama medya yapmıyor, kendi cephesinden konuşuyor, bulunduğu pozisyondan konuşuyor. Medya bütünleştirebilirdi ama bu, şimdi mümkün görünmüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Ben cezaevinde bulunan, onuru için, düşüncesini ifade ettiği için cezaevinde olan gazeteci arkadaşları selamlıyorum. Başta da belirttim, 50 bin yasa da çıkarsanız söyleyeceğimiz sözü her yerde söyleriz, burada da söyleriz, meydanlarda da söyleriz, halkımızın içinde de söyleriz. Onlarca üniversite açtınız, iletişim fakültesi, gazetecilik... Hepsi sağda solda farklı işler yapıyor; torpile ihtiyaç var gazetecilikte. Ondan dolayı bu faşizmi kurumsallaştırıyorsunuz, yasayla güvence altına alıyorsunuz sansürü ve otosansürü. Biz bunun karşısındayız, bunun karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz, özgür basını savunmaya devam edeceğiz. Onurlu gazeteciler var bu ülkede, bunun mücadelesini vereceğiz.

Halkımıza iyi akşamlar, saygılar ve sevgiler. (HDP sıralarından alkışlar)