GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkede milyonlar yokluk içinde geçim mücadelesi verirken bu iktidar vatandaşı nasıl sustururuz, gerçekleri nasıl saklarız derdinde. Basın Kanunu'nda değişiklik yapan teklifi konuşuyoruz ama Türkiye'de basının hiçbir meselesine çözüm yok bunun içinde. Bakın, haber takibi sırasında dövülen, nefessiz bırakılan basın emekçilerinin can güvenliği yok burada. Haberi yüzünden dokuz ayda 410 kez hâkim karşısına çıkan gazetecilere, tutuklu gazetecilere özgürlük yok. Halkın haber alma hakkı için çalışan televizyonları, Halk TV'yi, Tele 1'i, FOX'u, KRT'yi, TV5'i bu yıl tam 42 kez hukuksuzca cezalandıran RTÜK'e "Dur!" yok burada. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına rağmen Sözcü'ye, Cumhuriyet'e, BirGün'e, Evrensel'e, Yeni Asya'ya, Korkusuz'a ilan ambargosu uygulayan Basın İlan Kurumuna "Yetkini aştın." demek yok burada. Anadolu basınına, yerel gazetelerimize, televizyonlarımıza can suyu hiç yok burada. Yolsuzluk, rüşvet suçlarınız bilinmesin diye iki yılda toplam 9.913 haberi paylaşıma erişime yasakladınız, yüzde 95'inde kişilik hakkı ihlali yok; hepsinin bilinmesinde, okunmasında kamu yararı var ama bu sansüre son vermek yok burada. Yasaklama yetkisi daha da genişletiliyor.

Peki, ne var o zaman burada? 29'uncu maddeyle uydurduğunuz dezenformasyon suçu ve cezası var. Yolsuzluklarınızı yazanı hapse atacaksınız, "Enflasyon yüzde 180." diyen uzmanları susturacaksınız, iktidarı eleştiren yurttaşı hapisle korkutacak, sindireceksiniz.

Bakın, ortada daha kanunu yok ama siz gazetecileri sansür etmeye başladınız bile. TGS temsilcisi Sibel Hürtaş'ın milletin Meclisine bugün alınmamasını burada protesto ediyor, Sayın Başkandan bu antidemokratik kararın iptal edilmesi için yardım rica ediyorum.

Cumhurbaşkanlığında dezenformasyonla mücadele birimi kurmuşsunuz. Sarayın sansürcüleri bir de bülten çıkarmış, az önce Sayın Engin Altay, Sayın Tuncay Özkan gösterdi. İşte, burada, Dezenformasyon Bülteni, logosunu da damga gibi çizmişler. Ne diyor bakın: "Bu bir yalan haberdir, hakikati paylaş." diyor logoları. Madem öyle, hodri meydan: Gözümüzün içine baka baka "Camiler yakıldı, camide içki içildi." yalanını uyduranlara, Kabataş yalanını uyduranlara hadi basın damgayı da görelim. Mersin'deki hain PKK saldırısında bile siyasi rant için partimize iftira atanları, metrobüs kazasından çıkar devşirmek için "Çok ölü, binlerce yaralı var." yalanı atanları mesela koyun bülteninize, yalan haber damgasını vurun; vuramazsınız. Genel Başkanımız Amerika'ya gitti, "Karşılayan FETÖ'cü." diye kuyruklu yalan atanları koysanıza bülteninize; koyamazsınız. Sizin haberden, enformasyondan anladığınız sadece saray propagandası, "Dünya bizi kıskanıyor." manşetleri. Ülkede yoksulluk varmış, yolsuzluk varmış; işsizlikten, geçim sıkıntısından intiharlar artmış, onlar dezenformasyon. Hepsini yasaklamak, engellemek, hapse atmak istiyorsunuz. Bir de tutturmuşsunuz "Almanya'da aynısı var." diye. Burada, işte, Türkiye'nin kurucusu ve üyesi olduğu Avrupa Konseyinin belgesi, Venedik Komisyonu görüşü. Ne diyor? "Hiçbir yerde yok böyle bir şey." diyor. Ne yokmuş? Yanlış bilgi için, dezenformasyon için vatandaşını hapse atmak yokmuş. Peki, hani aynısı Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de vardı. Değerli arkadaşlarım, asıl dezenformasyon tam da bu işte, bu kanunu savunmak için söylediğiniz gerçek dışı beyanatlar, asıl dezenformasyon budur. Sarayın sansürcülerine sesleniyorum: İşte damganız, haydi vurun bu kanuna bu damgayı, vurun kendinize. Ne yazıyor? Bu bir dezenformasyondur, bu bir yalan kanunudur "Hakikati paylaşın." yazıyor. Haydi buyurun, vurun damgayı kendinize.

Değerli milletvekilleri, tarihî bir dönemeçteyiz. Bu kanunu hayata geçirdiğiniz an Türkiye'yi Kuzey Kore'ye döndürecek yolu açacaksınız. Bağımsızlığını çoktan yitirmiş bir yargı, hatta ona da gerek yok, atanmış bir BTK Başkanı artık bu kanunla sarayın talimatı doğrultusunda her birimizin sosyal medya paylaşımının, kişisel verilerimizin peşine düşecek; Facebook, Twitter, Instagram, ucu iktidara, saraydakilere dokunan her yolsuzluk, usulsüzlük haberini, paylaşımını silmeye zorlanacak. Tüm yurttaşların ama özellikle de muhaliflerin her türlü kişisel bilgisi için "Vereceksin." diye baskı yapılacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tabii.

Uymazlarsa merkezlerine baskına bile gidilecek; şaka değil, gerçek. Saraydaki sansürcüler, en masum, en mahrem kişisel bilgilerimizi, haberleşmemizi takip edecek, ifade özgürlüğümüzü yok edecek. Sonunda, değerli arkadaşlarım, milyonlarca yurttaşımızın ifade özgürlüğünün aracı konumundaki Facebook, Twitter, Instagram, TikTok, YouTube, WhatsApp, Signal, Telegram, ya bu ceberut iktidarın hukuksuz taleplerine boyun eğecek, bizi sansür edecek, bilgilerimizi paylaşacak ya da en ağır para cezaları, yayın durdurma cezalarıyla yüzleşecek ve Türkiye'yi terk etme noktasına gelecekler.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'yi kapalı bir topluma, Kuzey Kore'ye döndürmekten kimseye yarar gelmez. Kaybeden tüm Türkiye olur, hepimiz oluruz. Ne yaparsanız yapın, bu millet çok yakında bu zorbalıklarınıza, baskılarınıza "Dur!" diyecek, demokrasimize sahip çıkacaktır.

Sansür yasasına hayır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)