| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 12.10.2022 |
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Bu akşamüzeri Rize Kalkandere Cezaevinde Süphan Çabuk kalp krizi iddiasıyla şüpheli bir şekilde ölmüştür. Ailesine, halkımıza başsağlığı diliyoruz. Maalesef cezaevleri ölüm evine döndü, biz de bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, bu kanun toplumu zapturapta alma kanunudur, bir sansür kanunudur. Öyle, güzel kelimelerle, "dezenformasyonla mücadele" gibi bir durum yoktur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ne oluyor orada ya?
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Bu işe akil insanlar heyetinde başlayan Hüseyin Hoca gelip burada bu kanunu savunuyor, sansürü savunuyor.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sansürü savunan yok burada. Hakaret edenlere, yalan haberlere...
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Toplumun bilgi alma hakkının karşısında duruyor. Akil heyetler komisyonunda yer alan "Bu ülkenin özgürlüğüne, barışına katkı sunacağım." diye yola çıktı, maalesef burada bambaşka bir yola girildi. Keşke o komisyonda rollerini oynayabilseydiler, bazı konularda başarılı olabilseydiler.
Mesela buraya İsviçre kanunlarını da getirseniz zihniyet bu olduktan sonra değişen bir şey olmayacak arkadaşlar. En iyi kanunu da yapın; kafa bu, zihniyet bu. Karşıyı kabul etmiyor, farklılığı kabul etmiyor, farklı bir sese tahammül edemiyor. Bunun kısmen AKP'yle alakası tabii ki var ama diğer kesimlerle de alakası var, bunu böyle görmek lazım. Görmüyor işte, cezaevindeki ölümleri görmüyor, mesele biraz böyledir ama bu dövüşe devam edeceğiz, mücadeleye devam edeceğiz, bu zalimlere karşı direneceğiz tabii ki, milim de geri adım atmayacağız. Ama çözüm cumhuriyetin 2'nci yüzyılında demokratikleşmektir, farklı düşüncelere saygı göstermektir, farklı kimliklere, farklı inançlara saygı göstermektir, işe buradan çıkabilirsiniz. Cumhuriyetin 2'nci yüzyılında bu militanvari kafayla devam ederseniz bölünmeyi derinleştirirsiniz, zaten derinleşmiş. Herkes kendi mahallesinden konuşuyor, kendi alanından konuşuyor. Ondan dolayı, tabii ki bu ülkenin demokratikleşmesinde, cumhuriyetin demokratikleşmesinde Kürtlerin de faydası var, Türklerin de faydası var, Alevilerin de faydası var ama bir dayatma içerisindesiniz kardeşim! "Ya bu acı şeyi yutkunacaksınız ya da yutkunacaksınız." diyorsunuz, başka yol göstermiyorsunuz, çözüm odaklı değilsiniz, demokratik değerlerde anlaşmaya gelmiyorsunuz, her şeyi derinleştiriyorsunuz. Birileri boynunuza bu ipi takmış, gevşetmiyor, faşizmde, milliyetçilikte, ırkçılıkta yarışmaya devam ediyorsunuz, basında bunu kontrol altına almaya çalışıyorsunuz. 15 Temmuzda Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada... Bir arkadaşımız CHP'de milletvekili, biri de Hüseyin Hoca burada, milletvekili; böyle acı şeylerin yaşanmaması için gazetecilerin konuşması lazım, düşünce insanlarının konuşması lazım. Çok karşınızda da olabilirler, sizin düşüncenize katılmayabilirler ama bırakınız düşünceler çarpışsın, çatışsın, fikirler çatışsın. Her şeyi konuşalım, konuşulmayan denilen şeyleri de konuşalım ama yok. "Benim gibi konuşacaksın, benim gibi yaşayacaksın, benim gibi inanacaksın, benim çizgime geleceksin." diyor.
Orta Doğu insanlarıyız, kusura bakmayın, kimse kimseye dayatarak boyun eğdirmez. Zaten Orta Doğu karakteri ortadadır, her yer kan gölüne dönmüş, insanlar ölüm içindedir. Sadece Türkiye'de değil, Suriye'nin durumu ortada, Irak'ın durumu ortada. Yirmi beş gündür İran'da bir başkaldırı durumu var, kadınlara uygulanan zulüm ortadadır. Sizin amacınız Türkiye'yi biraz daha oraya çekmek, bu politikalarla biraz daha Orta Doğu karakterine büründürmektir. Amacınız budur ama biz tabii ki bunun mücadelesini veriyoruz, bu kanunlar içinde bunun mücadelesini veriyoruz, bunun çalışmasını yürütüyoruz, bu çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Bakınız, sayınız çok. Cumhurbaşkanı akşam size kızmış, "Niye eve gittiniz, niye oturmadınız?" dedi ama burada oturarak da el kaldırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan ya! Sana ne ya, sana ne!
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Hadi oradan hadsiz!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Dün yediğiniz fırçanın acısını buradan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Gelin kardeşim, milletvekili iseniz bu koltuklarda oturun, bu ceberut anlayışın kanunlarını da savunun, sahipliğini de yapın. Biz de buradayız. Bugün sabaha kadarsa sabaha kadar, biz buradayız. Biz bu işlere alışkınız ama sizin şatafat içerisinde yaşayan milletvekilleriniz bu işlere alışkın değil.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan, yürü!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Bunun mücadelesini vereceğiz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Militanlık yapmaya devam et.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Militan sensin!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Bağırmaya devam et.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sensin militan! Seni militan seni!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Biz bu zeminde konuşacağız, sen de çıldırabilirsin.
Halkımızı selamlıyorum, herkese iyi akşamlar. (HDP sıralarından alkışlar)