GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:7
Tarih:13.10.2022

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Demokratik toplumlarda olmazsa olmazların başında eleştiri gelir. Ne kadar itiraz varsa, ne kadar muhalefetin, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların sesi çıkıyorsa ve bu sese dikkat ediliyorsa, dikkate alınıyorsa o ülkede demokratik koşullardan söz edilir.

Şimdi, geçen hafta değil, ta Meclis tatil olmadan önce bu dezenformasyon yasası düşünülüyordu, konuşuluyordu. Nitekim iki haftadır burada tartışılıyor ve bu tartışmanın içerisinde hiçbir şey düşünmüyoruz, yasak düşünmüyoruz. Yasağı bize sorun, engeli bize sorun, sansürü bize sorun.

Şimdi, Türkiye'de bütün televizyonları izleyenler, bütün yorumcuları izleyenler bilirler ki gece gündüz HDP konuşuluyor, gece gündüz HDP konuşuluyor; hiçbir HDP'li olmadan, bir HDP yöneticisi olmadan, bir vekil olmadan HDP konuşuluyor ve olumsuz şartlarda istedikleri şeyi söylüyorlar, telefonlarımıza bile yanıt veremiyorlar. Ve yaptıkları tek şey endişe, panik yaratmak ama ne hikmetse, ne mucizeyse oylar düşmüyor, yükseliyor; bu mucize ve bu mucize değiştirecek, barışı getirecek bu ülkeye, barışı getirecek. Sansür önleyemez. Neden önleyemez? Sansürü gidin, sorun "33 kurşun nedir?" deyin, 33 kurşundan, Muğlalı'dan bilir sansürün ne olduğunu, Roboski'den bilir, Şemdinli'den bilir; siz gidin, sorun. Şimdi, Hakkâri'de Habip Vekilin yaşadığı olayı sorun. İki gündür çekiç meselesini konuşuyoruz, bir vekilin bacağı kırılmış, onu konuşmuyoruz. Sansürün ne olduğunu herkes biliyor.

Ve geldik, "Yalan haber, yalan haber..." Ya, bu ülkede haftaya, işte, 15'inde Diyarbakır Cezaevi müzeye dönüştürülecek. Ya "Cezaevinde işkence var." deniliyordu, "Yok." denildi, "Bu ülkede köyler yanıyor." deniliyordu, "Köyler yangın yerine döndü." deniliyordu, "Yok." deniliyordu; sonra tazminat ödendi. "İşkence yok, köyler yanmıyor, faili meçhul cinayet yok." denildi, bu Meclisin araştırma kayıtlarında var. Ya, hepsini boş verelim, bu Parlamentonun geldiğimiz aşamada muhalefetin verdiği araştırma önergeleri incelense bile yasağın ne olduğu anlaşılırdı. Hiçbir tane araştırma önergesine "evet" demediniz, hep reddettiniz, hepsini reddettiniz. Demokratik olmak bunlarladır.

Şimdi, Grup Başkan Vekilimiz, Şenyaşar ailesini anlattı ya. Ya, Kemal Kurkut ya, Kemal Kurkut... "Nevroz" alanında ya... Valinin ilk açıklaması "Canlı bomba imha edildi." Tesadüfen bir gazeteci, Abdurrahman Gök kamerasıyla çekmiş, hafıza kartını silmeye çalışıyorlar, başka hafıza kartı yanında. Ne oldu? Kolluk gücünün silahıyla yaşamını yitirmiş. "Bomba diye imha edilmiş." denilmişti. Ya, daha 1 Eylül günü Midyat'ta birisi alnından vurularak öldürüldü, "Kaçmış." dediler, otopside çıktı. Yani istediğiniz zaman tekrar sansür oluyor. Bakın, Van, helikopter, Vali dedi ki: "Kaçarken kayalıklardan düşmüşler." Şimdi, geldiğimiz aşamada yasaklar, engeller, sansürler bu ülkeyi ileriye götürmüyor. Bu ülkede özgürlüklerin alanı ne kadar açılırsa, yasaklar ne kadar azalırsa, söz söyleme ne kadar artarsa, muhalefet ne kadar dinlenirse, demokratik kitle örgütleri dinlenirse bu ülke o kadar özgürleşir, barışa yaklaşır; bunlardan uzaklaşmak tümüyle daha çok bir otokratik rejimi getirir, tümüyle giderek kapanmayı getirir, ekonomik kriz gelişir, sosyal kriz gelişir, yalnızlaşır ve toplumun büyük çoğunluğu etkilenir, yoksullaşır; hayat pahalılığı artar, giderek yaşam zorlaşır; çiftçisi de zorlanır, öğrencisi de zorlanır, her şey... Ya, bu ülkede öğrenci ses çıkaramıyor, öğrenci "Ben burs paramı veremiyorum, yemek paramı veremiyorum." dediğinde kıyamet kopuyor. Zaten her şeyi engellemişsiniz, zaten medyayı ana akım, yandaş medyaya dönüştürmüşsünüz, zaten istediğiniz kadar sizin hesabınıza gelmeyen bir şey söylendiğinde tek elinize geçen şey "Vatan haini, teröristsiniz." diyorsunuz. Şimdi kaldı sosyal medya, onu da engelleyelim ve diyorsunuz ki "Dünya örnekleri..." Ya, dünya örneklerini incelediğinizde dünya örneklerinde en başta...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - ...sosyal medya alanlarına birçok olanak tanınıyor. Ta temel eğitimden başlayarak bu eğitimin nasıl olacağını, medya okumanın nasıl olacağını dile getiriyorlar ama siz bunu yapmadığınız sürece dezenformasyon yasasıyla çözüm bulamazsınız, çözüm aslında düşünce ve ifade özgürlüğündedir. Çözüm, bir yerde, bir ülkede insanlar düşüncesini ne kadar açıklayabiliyorsa, ifadesini ne kadar açıklayabiliyorsa oradadır. Siz ne konserleri yasaklayarak ne Mem Ararat'ı yasaklayarak ne Metin Kahraman'ı yasaklayarak ne Aynur Doğan'ı yasaklayarak ne Beru oyununu yasaklayarak, tiyatro oyunlarını yasaklayarak, bizim yaptığımız basın açıklamalarını yasaklayarak, bizim her çıkışımızı engelleyerek yapamazsınız. Bu ülkede, Hakkâri'de Mayıs 2016'dan beri, Van'da Kasım 2016'dan beri basın açıklaması yapmak yasak; olağanüstü hâl hâlinde yönetiliyor. Siz, neden sansürden söz ediyorsunuz? Özgürlüğün olmadığı yerde sorunlar çözülmez, daha derinleşir; bir an önce bunun düzelmesi lazım.

Saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)