GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Manisalı çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:8
Tarih:18.10.2022

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; Manisalı çiftçilerin yaşadıkları sorunları anlatmak için söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Bartın Amasra'da yaşanan ve 41 madencimizin ölümüyle sonuçlanan maden faciasında hayatını kaybeden madencilerimize Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır, yaralılarımıza şifa diliyorum.

Değerli milletvekilleri, ülke tarımında yaşanan kriz Manisa'da daha da fazla hissedilmekte ve artık sürdürülebilir olmaktan çıkmış durumda. Öyle ki Manisa'nın birçok ilçesinde üzüm bağları köklenmeye başladı. 9 yaşındaki, 15 yaşındaki yani tam verimde olan, yıllarca emek vererek alın teri dökerek büyütülen, yüksek maliyetlerle tesis edilen bağlar artık kökleniyor. Öyle 5-10 dekar değil binlerce dekar bağ kökleniyor. Bizim sahada yapmış olduğumuz çalışmada, 20 bin dekar bağın köklendiğini öngörmüştük ancak rakam daha da fazla olabilir. 1 dekar bağın tesis maliyetinin 30 bin lira olduğunu düşündüğümüzde, çiftçinin zararı 100 milyonlarca lirayı bulmakta. Neden bu hâle geldik, neden en verimli yaşındaki bağlar kökleniyor? Sorun esasında yeni değil ve sorun dönemsel de değil. Toprak Mahsulleri Ofisi geçtiğimiz yıllarda kuru üzümde taban fiyat açıklamaya ve müdahale alımı yapmaya başladı ancak Toprak Mahsulleri Ofisinin açıkladığı taban fiyatları her sene tavan fiyat hâline geldi. Geçen sezon mesela, bir önceki yıl 12,5 lira olan fiyat yüzde 4'lük bir artışla 13 lira olarak açıklandı; o esnada tüccar, 13 liradan alım yapmaktaydı, fiyatları birdenbire 11 liraya düşürdü, çiftçimiz de ne yazık ki maliyetine satış yapmak zorunda kaldı. Bu sezon Ziraat Odaları 25 lira maliyet açıkladı. Cumhurbaşkanı Manisa mitinginde 27 lira olarak fiyat açıkladı ancak şu an Manisa'da 27 liradan 1 kilogram bile üzüm satılmadı. Bu sene sergi zamanında yağan yağışlar kalite kaybına neden oldu. Üretici TMO'dan randevu alamadı, alanlar ise aylar sonrasına aldı. Ödemeyi ise teslim tarihinden yirmi bir gün sonra... Borcu olan çiftçi mahsulünü ne yazık ki 10 liradan, 15 liradan, 20 liradan satmak zorunda kaldı. TMO'dan randevu alabilenlerin ise ürünü "yaş" diye geri çevrildi. Üretici, işletmenin yolunu tuttu ve maliyetinin çok altına üzümünü satmak zorunda kaldı. Üretici bu zor günlerinde yanında devleti aradı, iktidarı aradı. Peki, bu esnada yani Manisa'da bağlar köklenirken iktidar mensupları ne yapıyordu? İktidar mensupları burada basına sansürü yasallaştırmaya çalışıyorlardı. Çaresiz kalan çiftçi, çözümü bağlarını köklemekte buldu. Şimdi iktidar milletvekillerine sormak lazım: Bu durumu daha ne kadar seyredeceksiniz? Buna "Dur!" demek için daha ne yapacaksınız?

Değerli milletvekilleri, gelelim zeytine. Zeytinde hasat başladı ama çiftçinin ağzını bıçak açmıyor, dokunsan ağlayacak; maliyetler katlanmış, zeytinin kilo maliyeti 10 lirayı geçmiş. Ama üretici geçen sene ortalama 9 liraya sattığı domat zeytinini bu sene 11 liraya, geçen sene ortalama 8 liraya sattığı uslu tipi zeytini ise 10 liraya satmak zorunda.

Değerli milletvekilleri, biz zeytin üreticileri dalından yere düşen zeytine "dip zeytin" deriz. Sofralık olarak kullanılmaz, ayrı toplanır, yağlık olarak değerlendirilir, bundan çıkan yağ da sofralık olarak kullanılmaz, rafinaja gider. Fiyatı da adı gibi "dip"tir yani en ucuz zeytindir. Bu sene belki de bir ilk yaşandı, bugün Gemlik tipi dip zeytinin Manisa'daki fiyatı 11-12 lira. Düşünebiliyor musunuz, ihraç malı sofralık zeytin 10 lira, dip zeytini 11 lira. Şeytan bunun neresinde? Fiyatlar "dip" dedik ama dibi de bir türlü göremiyoruz. Her gün listeler değişiyor, fiyatlar aşağıya çekiliyor. Mazota her gün zam geliyor ama fiyatlar her gün geri geliyor; olan üreticiye oluyor.

Esasına bakılırsa üzümde de zeytinde de hatta fındıkta, tütünde de durum pek farklı değil. Sorunlar hemen hemen aynı, tarımın hemen her ürününde piyasa hızla tekelleşmeye doğru gidiyor. Üreticilerimiz örgütlü değil, Manisa'da zeytin üreticisinin bir birliği yok mesela. Bu durumu dert eden bir iktidar da ortada gözükmüyor. Mevcut örgütlenmeler ise, TARİŞ'te olduğu gibi, bilinçli bir şekilde güçsüzleştirildi. Üretici tröstlerin insafına bırakıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakırlıoğlu.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Desteklemeler yetersiz. Dane zeytine verilen prim hâlâ 15 kuruş. Çiftçi bağına, bahçesine dönüme 100 kilo gübre atıyor ancak 1 dönüme verilen desteklemeyle 1 kilo bile gübre alınamıyor.

Şimdi, Manisa'daki çiftçi kara kara düşünüyor, ne yapmalı diye? Esasında yapacakları şey belli, yapmaları gereken belli. Çiftçilerimizin ayakta kalması için yapması gereken ilk şey bağlarının köklenmesine seyirci kalan, ses çıkarmayan bu iktidarı önüne ilk sandık geldiği zaman yolcu etmek.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)