GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:9
Tarih:19.10.2022

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın Genel Kurul ve sevgili halkımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, madende yaşadığımız acının üzerine günlerdir konuşmalar yapılıyor. Tarih boyunca da olduğu gibi saraylarda saltanat sürenler, egemenler, yöneticiler karşılaştıkları krizlerde suçu hemen yaratıcıya atarlar ve "Olayın, işin fıtratı bu. Bu bir kaderdir." derler. Bu gelenekle, bu din istismarıyla, bu zulüm edebiyatıyla yoksulların, halkların yaşadığı krizler karşısında -kendi ayıplarını, ihmallerini, ihanetlerini örtmenin bir yolu olarak- bugün de Allah adına, Allah'ın adıyla insanları aldatanlar maalesef, yine aynı argümanlara sığınarak, "İşin fıtratı budur. Kader budur." diyerek yoksullarla sanki dalga geçmektedirler.

Değerli arkadaşlar, AKP'nin de sık sık referans verdiği "kader" tanımının -özellikle dikkati çekmek istiyorum, sevgili halkımızın da dikkatini çekmek istiyorum- Kur'an'da yeri yoktur. Kur'an'da hani "imanın şartı" diye sahiplendikleri, birkaç laf edene hemen, böyle sanki bir malzeme bulmuş gibi saldırdıkları "kader" Kur'an'da imanın şartları arasında yoktur. Nereden çıkmıştır bu? Yezid, Kerbelâ'da katliam, kıyım yaptıktan sonra, Hazreti Hüseyin'i katlettikten sonra halkın infialini durdurmak için ne demiştir? "Onu ben öldürmedim, onu Allah öldürdü, onun kaderi buydu." Yine onun iş birlikçisi Kûfe Valisi İbni Ziyad ne demişti Hazreti Zeynep'in yüzüne karşı? "Gördün mü Allah ehlibeytine ne yaptı?" dedi ve o gün bugündür sarayın yandaşı din adamları, işte bu dinciliği yaratarak, bu kaynakları yazarak bir kadercilik oluşturdular. Bugün her sıkıştıklarında yöneticilerin, saray sahiplerinin "Bu bir kaderdir, takdiriilahidir." diye bu argümanlara sığınmalarının kaynağı Yezid zihniyetidir, Emevi dinciliğidir, Emevilerin sapkın kadercilik anlayışıdır, Kur'an'la alakası yoktur bunun ama neden böyle bir referans oluşturmuşlardır? Çünkü yıllarca, yüzyıllardır, binyıllardır dini istismar edenler, kadercilik edebiyatının sapkınlığının ardına sığınanlar, başta kadınlar ve yoksullar olmak üzere, onları bu dincilikle, bu argümanlarla terbiye etmeye çalışmışlardır. Kadınlar evde, toplumda, her yerde şiddet görecekler, eşit davranılmayacak, hakları alınacak, söz hakkı verilmeyecek, insanca, onurlu yaşam hakları ellerinden alınacak. Hem kız çocuklarına hem de kadınlara "Senin kaderin bu." denilerek binlerce yıldır kadınlar köleleştirilmeye çalışıldı. Aynı şekilde yoksullar da "kadercilik" adı altında terbiye edilmeye çalışılıyor. Neymiş efendim "Dünya, müminin cehennemi, kâfirin cenneti." imiş. Dünyada cenneti saraylarda, saltanatlarla yaşarken ekmek bulamayan yoksullara cehennemi siz yaşatıyorsunuz, siz; yaratıcı yaşatmıyor, sizlerin ihaneti yaşatıyor, sizlerin istismarı yaşatıyor, sizlerin sapkınlığı yaşatıyor yoksullara, kadınlara bu işkenceyi, bu zulmü. Evrenin yasasında böyle sapkın bir kadercilik yoktur, saltanat sahiplerinin uydurduğu bir kadercilik anlayışı vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

HÜDA KAYA (Devamla) - "Ehlisünnet" diye, Muaviye ve iş birlikçilerinin bir ideolojisi olarak ortaya çıkan Arapçı İslam'ı "din" diye hâlâ öğretmeye devam ediyor bu anlayış. Kendileri Allah'ın huzuruna bile giderken yüzlerce korumayla gidiyor. Allah'ın huzuruna gidiyorsunuz ya, yüzlerce korumayla gidiyorsunuz, Allah'a bile güvenmiyorsunuz ama yoksula karşı "kader" diyorsunuz. Trafiği durduruyorsunuz -işte bugün Ankara'nın yaşadığı rezalet- binlerce insanı işinden gücünden ediyorsunuz, yolları kapatıyorsunuz, neymiş efendim, bir kişinin güvenliği için. Hani kader vardı? Niye bu kader sizin güvenliğinizi sağlamıyor? Niçin insanların hayatına engel oluyorsunuz? Kur'an'a göre imanın şartları arasında kader yoktur, sadece 11 yerde geçer "kader" kelimesi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

HÜDA KAYA (Devamla) - Hemen bitiriyorum Sayın Başkan, son cümle.

Sadece 11 yerde "kader" kelimesi geçer, nasıl geçer? "Ölçü, takdir, tayin ve doğanın yasası" olarak vurgulanır, geçer. Hani Türkçemize de girmiştir ya "şu kadar", "bu kadar" diye ifadeler kullanırız, işte, kaderden gelir yani ölçüdür, tayindir, takdir demektir. İnsanın iradesi... İnsan, iradesiyle yaratılmış bir varlıktır ve insan, iradesiyle tercih ettiği, gerçekleştirdiği eylemlerden sorumludur ve Kur'an'da da belirtildiği gibi "Başınıza gelen felaketler ve musibetler, ellerinizle yaptıklarınız sebebiyledir." der. Bu, iyi anlaşılsın. Hiç kimse kalkıp insanları, yoksulları, kadınları Allah adına, Allahçılık yaparak aldatmasın.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)