| Konu: | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2022 |
FATMA KURTULAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Seçim yaklaştıkça iktidarınız için tehlikeleri görmeye başladınız, o yüzden ya yasakçı kanun teklifleri getiriyorsunuz sansür yasasında olduğu gibi ya da rantçı düzenlemeler yapmaya çalışıyorsunuz şu an görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde olduğu gibi. Türkiye'de kadınlar, emekçiler, öğrenciler, kısacası her kesim köklü sorunlarla boğuşuyor. Bu sorunlar her geçen gün daha da derinleşiyor; öğrenciler barınamıyor, emekliler geçinemiyor, çiftçiler üretim yapamıyor, esnaf siftah yapamıyor, ekonomik kriz halkın kâbusu olmuş durumda. Cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumda, sadece on ayda 69 mahpus cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde hâlâ açlık grevleri var; İzmir Kırıklar, Trabzon Beşikdüzü, Kilis, Konya Ereğli'de mahpuslar temel hakları için açlık grevinde. Her ay onlarca kadın öldürülüyor, her gün en az 5 işçi iş cinayetinde yaşamını yitiriyor, Amasra'da olduğu gibi işçiler toplu toplu katlediliyor. Olay mahalline gidenlerinize, televizyonlarda demeç verenlerinize, Genel Kuruldaki konuşmalarınıza baktığımızda katliamdaki sorumluluğunuzu görmeyip "kader" diyorsunuz. İnsanlar Bartın'da neler olduğunu anlamaya çalışıyorken siz katliamla ilgili sosyal medya kullanıcılarını kovalama derdine düştünüz, bununla da övündünüz.
Dün burada bir araştırma komisyonu kurmamız elbette ki önemlidir ancak aklınızda göstermelik bir komisyon fikri varsa peşinen söyleyelim: Bu komisyonun göstermelik bir komisyon olmasına asla izin vermeyeceğiz. 41 canı yitirdiğimiz faciada kader değil, sorumlu arayacağız. Muhalefetin sesini kesmeye çalışsanız da basını susturmaya çalışsanız da kamuoyunu sansür yasalarıyla sindirmeye çalışsanız da inanın başaramayacaksınız. Bartın'daki faciayı da halkın sırtına çökmüş tüm sorunları da konuşmaya, bu sorunların çözümlerini bulmaya devam edeceğiz.
Biliyoruz, sizin gündeminiz halkın sorunları değil; kendi cebiniz, şatafatlı yaşamınız, iktidarınız ve yandaşınızın cebidir. O yüzden, biz halkın sorunlarını konuşurken siz rant yasalarıyla Meclisi oyalıyorsunuz. Yeni rant alanları için yine kanun teklifi getiriyorsunuz, bu aslında yandaşa safları sıklaştırma mesajıdır. Seçim göründü ya, tünelin ucu göründü ya ne toplarsak kâr, neyi talan etsek kâr hesabındasınız.
Kanun teklifinin 5'inci maddesiyle de kamu arazilerini yine yandaşlarınıza peşkeş çekmeyi amaçlıyorsunuz. Eğer isterse, yandaşın biri gelecek, bir alanda yatırım yapmış diye, rayiç bedeliyle satın alabilecek. Hasankeyf'te de kazanç sağlamak adına binlerce yıllık tarihi sular altına gömdünüz. Daha faaliyete bile geçmeden onlarca emekçinin yaşamını yitirdiği Akkuyu'da, halka dahi sormadan bir ölüm sahası inşasına devam ediyorsunuz. İkizköy'de de halkın yaşam alanını, şirketlere maden açılması için peşkeş çekiyorsunuz. Düzenlemenin kamuyu uğratacağı zarar elbette bununla da sınırlı değil. Kanun teklifinde, hazine adına tesis edilen taşınmazlarda yatırımın tamamlanması hâlinde yatırımcıya bedelsiz olarak devredilebilmesini öngören hükümler de var. Taşınmazların kalıcı bir şekilde bir kişiye, gruba, yatırımcıya irtifak hakkı sağlanarak bırakılması kamuyu zarara uğratmaktadır. Kamu malını gasbetmek yandaşa, sermayedarlara peşkeş çekmektir. Hazine malı kişiler, şirketler lehine yapılan düzenlemelerin konusu değildir. Elinizi kamu arazilerinden çekin, elinizi halkın yaşam alanlarından çekin. Giderayak halkın varlıklarını yandaşa peşkeş çekmekten vazgeçin. Halka karşı suçlarınızı, doğaya karşı suçlarınızı daha da büyütmeyin diyoruz.
"Sınır ötesi operasyon" adı altında, daha önce de defalarca iddia edildiği gibi yine kimyasal silahların kullanılması tartışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Kimileriniz dışarıdaki yandaş medyanızda, kimileriniz de burada Şebnem Hocayı hedef göstererek savcılarınıza talimat verdiniz ve Bartın'da hâlâ faaliyete geçmeyen savcılar apar topar, saniyeler içerisinde Şebnem Hocayla ilgili soruşturma başlattı.
İnanın, şunu unutmayın ki: Gün gelecek, bu insanlık suçu karşısında, size bu kimyasal silahları verenler sizi yargılamanın öncülüğünü yapacaklar, uluslararası arenalarda mutlaka bunun hesabını vereceksiniz. Kanun tekliflerinizle, varlığınızla Türkiye'nin omuzlarına çökmüş bir yüksünüz. En kısa sürede, mücadelemizle Türkiye'yi bu yükten kurtaracağız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)