| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 25.10.2022 |
HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, sayın vekiller ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Evet, İYİ Partinin önergesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum.
Şimdi, öncelikle, Türkiye'de -2002- AKP'nin ilk iktidar yıllarını hatırlayalım, ne diyorlardı? "Yasaklara, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı biz iktidara geldik." Yasaklara bakalım bugün değerli arkadaşlar; valla kimse konuşmasa Türkiye'de yasak yok ya da herkes AKP'li olursa yasak yok, bu konuda hiçbir sıkıntı yok. AKP'liler suç işleme özgürlüğüne sahipler, AKP'liler her türlü şeye bulaşabilirler; yolsuzluk yapabilirler, ihaleye fesat karıştırabilirler, aklınıza gelebilecek her şeyi yapabilirler; bu konuda hiçbir yasak yok maşallah ama olurda muhalif biri olursanız, bir "tweet" atarsanız "tweet"in içi boş olursa sorun yok ama "tweet"in içine herhangi bir şey yazarsanız işte orada sorunlar başlıyor.
Yoksulluk meselesine bakalım; yine 2002 yılında, aslında AKP iktidara geldiğinde IMF'nin programını devraldı ve yirmi yılın sonunda bugün geldiğimiz noktada açlık sınırı 8 bin liraya gelmiş durumda. Yoksulluk sınırı 24 bin liraya yaklaşmış ve Türkiye'de yaklaşık 20 milyon insan sosyal yardımlara muhtaç hâle gelmiş. Kimin sayesinde? Tabii ki muhteşem iktidar AKP sayesinde(!)
Peki, yolsuzluk meselesine gelelim; yolsuzluk meselesinde "yolsuzluk" kelimesi mevcut durumu tanımlamak için yetersiz kalıyor, biz buraya yeni bir kavram bulmalıyız yani "yolsuzluk" dediğimizde geçmiş hafızamıza geliyor, üç beş hortumcunun yolsuzluk yapması gibi bir şey canlanıyor ama durum öyle değil ki artık bütün ülkeyi talan eden, bütün ülkenin bütün kaynaklarını yok etmeye çalışan, kendi himayesine alan bir iktidar var. Bunu sadece "yolsuzluk" kavramıyla aktarabilir miyiz? İmkânsız, en azından böyle bir lügatimiz yok. Buna ne deriz? Valla "bütün ülkeyi götürmek" mi deriz, "bütün ülkeyi yok etmek" mi deriz, "bütün ülkeyi yutmak" mı deriz; nasıl bir şey deriz, onu bilmiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, siz iktidara geldikten sonra dünya kadar hukuksuz iş yaptınız ama en temel hukuksuz işiniz şu: Türkiye'deki yerel yönetim kaynaklarına çöktünüz, özellikle de bölgedeki belediyeleri kayyum eliyle aldınız, önce halkın iradesini gasbettiniz, çaldınız ama yetmedi, "kayyum da Mardin modeli" dediniz ve Mustafa Yaman'ı getirdiniz, Mustafa Yaman eliyle de dünyanın yolsuzluğunu yaptınız ama yolsuzluk öyle bir aşamaya geldi ki siz bile Mustafa Yaman'ı ve 72 kişiyi görevden alıp onlara 540 milyonluk soruşturma açmak zorunda kaldınız. Tabii, bu arada bakanlarınızın ve diğerlerinin aldıkları hediyeleri, aldıkları rüşvetleri, AKP'nin bütün işlemlerini belediyeye fatura etmelerini söylemeye bile gerek yok.
Bu arada, yolsuzluğun yolunu nasıl yapıyorsunuz? 21/B diye bir madde var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Normalde 21/B, olağanüstü hâllerde istisna olarak uygulanması gereken bir ihale yöntemidir ama gelin görün ki AKP istisnayı kural yapmasıyla mahir bir iktidar, onun için siz 21/B'yi bütün ihalelerde uyguluyorsunuz ve adrese teslim ihalelerle de aslında yandaşınıza hızlı bir şekilde kamu kaynaklarını peşkeş çekiyorsunuz. Bununla ilgili dünya kadar örnek var, say say bitmez ama bütün bu yolsuzluklar... İşte endeksler ortada, hepsinde en son sıralardasınız. Ama daha önemli bir şey var; bu yolsuzluklarınız görünmesin diye özgür basın emekçilerini gözaltına alıyorsunuz. Bugün evlerini bastınız, ajansı bastınız ve 11 gazeteciyi -içlerinde kırk beş günlük bebeği olan Zemo Ağgöz dâhil- gözaltına aldınız, hâlâ gözaltında tutuyorsunuz, yirmi dört saatlik avukat kısıtlılığı var. Neden yapıyorsunuz bunları? Çünkü yolsuzluklarınız, yasaklarınız ve açgözlü iktidarınızın suçları dile gelsin istemiyorsunuz, çok açık ve net.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)